Senku çok yorulmuştu. Birkaç gündür sayısız test ve tedavi görüyordu. Uyuyamadığı o gecenin sabahında fenalaşmıştı ve kalbi durmuştu.
Babasının yaşadığı, iliklerine kadar hissettiği o korkuyu kimse anlayamazdı. Doktorların genci yeniden hayata döndürmesi zaman almıştı. Dakikalar boyunca kalbi atmamıştı Senku'nun. O sırada Gen ,Taiju ve Yuzuriha da oradaydı. Gen Senku'nun babasına destek olmaya çalışıyordu ,Taiju ardı arkası kesilmeyen gözyaşlarına engel olamıyordu , genç kız ise odanın içinde olup bitenlere bakamaz haldeydi.
Dakikalar ,aylar hatta yıllar gibi gelmişti. Yaşadıkları korku ve endişe tarif edilemezdi. En sonunda Senku'nun kalbi tekrar atmaya başlamış olsa da herkes bir kez daha anlamıştı. Senku'nun zamanı giderek azalıyordu hatta bir gün sonrasının bile garantisi yoktu.
♤♤♤
Birkaç gün önce tekrar kalbi çalışan çocuğu görmelerine izin verilmemişti, zaten Senku'nun da konuşmaya enerjisi kalmamıştı. Sadece yemek yemesi için uyandırılıyordu, günün geri kalanında uyuyordu, uyanık kalmaya dayanamaz hale gelmişti.
Bu birkaç gün içerisinde Senku birçok kez ölmeyi dilemişti. Canı yanıyor göğsü sıkışıyordu. Cehennemi yaşadığını düşünmüştü. Odanın dışında onun için endişelenen insanlar vardı ve artık iyileşmek istiyordu...
Sonunda tekrar odayı açmışlardı. Durumu bir süre için de olsa normale dönmüştü. Babası girdiği gibi oğluna kocaman sarıldı. Kokusunu içine çekti. Vücudu sıcaktı ,yaşıyordu. Üzgün görünmek ve oğlunun daha da moralini bozmak istemediği için zorla da olsa ona bakarak gülümsemeye çalıştı. Taiju ,Yuzuriha ve Gen birkaç gün odanın önünden ayrılmamışlardı. Şimdi de babası oğluna sarılırken sıralarını beklediler.
Sıra Gen'e geldiğinde Senku ağlamaktan gözleri şişmiş çocuğun saklamaya çalıştığı gözyaşlarını yavaşça sildi. Gen dayanamadı ve kafasını hasta gencin boynuna gömüp ağlamaya başladı. Senku şaşırmış ve kolları havada kalmıştı.
"İki gündür tanıdığın birine ne çabuk bağlamışsın mentalist."dedi alaycı bir tonda.
Gen ağlamaya devam etti ve daha sıkı sarıldı. Senku yatakta oturur pozisyondaydı ve o da Gen' e sıkıca sarılınca mentalisti neredeyse kucağına almıştı.
"6 gün " diye bir ses geldi belli belirsiz.
"Altı gün önce tanıştık. "Senku hafifçe güldü. Hâlâ çok halsizdi. Kucağında ağlayan gencin saçını okşarken odadakiler şaşkınlıkla izliyordu. Gen bunu farkettiğinde suratı kıpkırmızı oldu ve aceleyle indi yataktan. Byakuya gülümseyerek elini gencin omzuna koymuştu. Herkes yıpranmıştı son birkaç günde.
Ertesi günün akşamı olmuştu. Senku'yu biraz odadan çıkarmış bahçede oturmuşlardı. Kimse yanından ayrılmamıştı. Gen'in marifetlerini ortaya çıkardığı kart oyunları oynadılar.
"Artık hile falan yaptığını düşünmeye başlıyorum." Dedi hasta genç dayanamayarak.
"Kıskanma Senku-chan sen de bir gün belki benim yarım kadar iyi olabilirsin."
Hep bir ağızdan kahkahalar kopuyordu.
"Gen-kun gerçekten bu konuda iyi ."dedi Byakuya yenilirken. Elindeki kağıtları yere bıraktı. Bir şeyler atıştırdılar. Tabi Senku bu aralar pek yiyemiyordu.
Daha sonra Gen ve Byakuya birbirlerine bakış atıp kafa salladılar. Senku tek kaşını kaldırdı.
"Ne oluyor ?"diyebilmişti.
"Küçük bir sürprizimiz var sana."diyerek Senku'nun gözlerini bağladı odaya girmeden önce.
Hiçbir şey anlamayan genç, babası ve arkadaşları tarafından odaya sürüklendi. Sonunda gözleri açıldığında hiç düşünmediği bir hediye vardı karşısında. Genç adam sulu gözlerle pencerenin önündeki teleskopa bakıyordu. Babasına sonra diğerlerine baktı. Herkes vereceği tepkiyi merak etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Clown
Fanfiction"Bana verdiğin o çiçek kuruyup toz olana kadar dayanırım belki de mentalist." *Smut olup olmayacağına henuz karar vermedim.