Mayda Demir
Yüzüme sıçratılan soğuk suyla gözlerimi panikle açtım. Önümde bana sırıtarak bakan abime kötü kötü baktım. Ölmek mi istiyorsun sen abi?
"Çok kötüsün abi!" derken başım sert bir yere yaslıydı.
Başımı zorla kaldırıp bakarken göz göze geldiğim adamla sertçe yutkundum. Başım göğsüne yaslıyken omuzumdaki elini çekti. Benden elini çekmesiyle hızlıca doğruldum.
"Yemek yiyeceğiz ama hâlâ sizi uyandıramadık."
Üzerimi düzeltirken esnedim. Saat kaçtı acaba? Hâlâ yolda mıydık?
"Uzun zamandır doğru düzgün uyumadım abi." derken başını salladı.
"Hayırdır Atay Han, sen böyle uyumazdın?" abim konuşurken yanımdaki adam omuz silkerek ayağa kalktı.
"Uyuyamadığımı biliyorsun, yorgun düşmüşüm." derken belindeki silahını yokladı.
"Bizi bekliyorlar, gidelim."
Başımızı sallarken zırhlı aracın kapısını açarak indi. Abim beni belimden tutarak indirdikten sonra kapıları kilitleyip elini omuzuma attı. Gece olmuştu ve etraf soğuktu. Titremeye başlarken abim o adama baktı.
"Ceketim içeride kalmış, Mayda üşüdü."
Adam bir şey demeden üniformasının ceketini çıkartıp bana yaklaştı. Üzerime eğilirken ceketi omuzlarıma yavaşça bıraktı. Benden geri çekilirken yüzüme dahi bakmadan mekana ilerlemeye başladı.
"Yaklaştık sayılır Hakkari'ye. Böyle gidersek sabaha orada oluruz." dedi aniden abim.
Yol kenarında genelde kamyoncu ve tırcıların uğrak yeri olan bir yere gelmiştik. Her yerde kamyon ve tır olduğu için öyle hissetmiştim. İçeri geçerken sıcak ortam rahat bir nefes almamı sağladı. Abim beni yönlendirirken herkes merakla bize bakıyordu. O adam ve diğerlerinin olduğu masaya gelirken sandalyemi çekerek oturdum.
"Ne yemek istersin güzelim?"
"Hiçbir şey." dedim hemen.
İştahım yoktu. Yemek, okulda veya okul çıkışları yerdim. Annem evde yemek vermezdi. Şuan durum farklıydı ama geceleri yemek yemediğim için canım istemiyordu.
"Açsın, ye bir şeyler."
Yanımdan gelen sesle o adama baktım.
"Şey, abi..." dedim fısıltıyla.
"Efendim gülüm?" dedi ve saçlarımı arkaya itti.
"Ben akşamları veya geceleri yemek yemiyorum da. Siz yiyin."
Bunu sorgulama abi, lütfen. Sadece ben gün içinde Yağız'la beraberken yemek yiyebilirdim. Babam veya abim görevden dönmüşse bu benim için büyük bir ödüldü. Sadece onların yanında annem bana bir şey yapamazdı.
"Seni zorlamayacağım, paket yaptırırım sonra acıkırsın diye."
Başımı sallarken hepsinin yemekleri gelmişti. Herkes yemeğini yemeye başlarken cebimden telefonuma bildirimler düşmeye başlamıştı. Bunu ne ara cebime attım ki ben? Telefonu cebimden çıkartırken kilidi açarak gelen mesaja girdim.
-
Atakan: Gitmişsin.
Atakan: Yeni haberim oldu.
Atakan: Hastanelik de olmuşsun güzelim.
Atakan: Hep iyi ol bir tanem.
Atakan: Ne zaman dönmek istersen burada ben varım, yuvan.
Atakan: Biliyorum zamanında yapmamam gereken bir şey yaptım ama artık affet de demeyeceğim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GADASINI ALDIĞIM
General Fiction-TAMAMLANDI- "Göğsünün altındaki ufacık ve yorgun yüreğin beni hiç mi sevemez gadasını aldığım?" - Yüzbaşı Atay Han Bozkurt ve kalp hastası Mayda Demir'in hikayesidir.