11.BÖLÜM

5.8K 282 9
                                    

Ben geldiiim.

Medya: bu aralar çok dinlediğim bir şarkı
(Teya Dora - džanum)

İyi okumalar.♡♡

___________________________

Beni yumruklamaya başladığında ekranda annemin "KIZIIM!!" diye çığlığını duydum.

Yarım ağız gülüp "Baba anneme söyle ağlamasın" dedim. Bu dediğim ile daha çok ağlamaya başladı.

Tabi bu sırada adamlardan biri demir ısıtmış ve bana sırıtarak bakıyordu.

Yavaşça bana yaklaşıp demiri karnıma bastırdı. Canım çok yanıyordu ve bunu belli etmemek için çabalıyorum. Ama yapamıyorum. Ağzından kan gelmeye başladı.

Albay ve tim koordinatları bulmaya başladılar bile. Bizimkilere baktığımda babamların yaratıcı küfürlerini annemlerin ise feryatlarını duydum.

"Yüzbaşı bulunduğun yerin koordinatlarını bulduk. Birazdan tim yanına gelecek. Dayan"

"Komutanım üzgünüm ama *ağzından kan gelerek öksürdü* daha fazla dayanabileceğimi sanmıyorum. Anne baba ve diğerleri eğer ben şehit olursam sakın ha arkamdan ağlamayın. Bu şerefsizleri mutlu etmeyin" der demez yüzüme yumruk yedim.

"Kızım dayan biraz daha bak gelecekmiş tim lütfen seni daha yeni bulduk kaybedemem" dedi babam. Haklıydı. Onları daha yeni buldum ve kaybetmek istemiyorum. Ama artık dayanabileceğimi sanmıyorum.

Yavaş yavaş gözlerim kapanırken son duyduğum şey silah sesleri idi. Sonunda beni bulmuşlardı. Ama artık çok geçti. Sonrası zaten karanlık.

Yazarınızdan devam

Umut timi koordinatları almış ve yüzbaşıyı bulmak için yola koyulmuşlardı. Erdem timi ise komutanları için çok endişeleniyordu. Timlerine yeni kazandıkları asenamızı kaybedeceğiz diyorlardı.

(Bu arada Elis'in timinin adı Erdem kurtarmaya gönderdikleri tim başka bir tim)

Umut timi mağaradan içeriye girdikleri zaman yerde yatan leşleri ve Elis'i gördüklerinde vakit kaybetmeden ilk yardımda bulundular.

Komutanları yerde ilk yardım yapılan kişiyi görünce yüreğine öküz oturdu. 'Neden sen?' diye sordu.

Elis'in yaralarına dikkat ederek helikoptere bindirip hastaneye doğru gitmeye başladılar.

Hastaneye geldiklerinde Elis'i hızlıca ameliyata aldılar. Bu sırada herkes hızlı bir şekilde hastaneye gitmişlerdi.

Umut timi Bozkurt'lar geldiğinde geçmiş olsun dileyip rapor vermek için karargâha gittiler.

Tüm aile hastane koridorunda saatlerce Elis'in çıkmasını beklediler. Aradan 4 saat geçmesine rağmen sadece kan almak için çıkan hemşirelerden başka kimse girip çıkmamıştı.

6 saatin sonunda ameliyathanenin açılması ile herkesin bakışları doktoru buldu.

"Kızım nasıl?" ağlamaktan gözleri kan çanağına dönen Leyla Hanım'ın sesi titreyerek çıkmıştı. Doktor herkeste gözünü gezdirdi.

"Hastanın kalbi 2 defa durdu. Buraya geldiğinde çok kan kaybetmişti malesef. Ama kızınız inatçı çıktı ve ameliyatı atlattı. Hala hayati riski var. Şimdilik yoğun bakıma alacağız. Büyük ihtimalle 2 hafta boyunca uyuyacak. Bu yüzden refakatçi olarak 1 kişi yanında kalabilir. Geçmiş olsun" dedi ve gitti.

Ardından ise yüzü bembeyaz ve her yeri yara olan Elis çıktı. Onu yoğun bakıma aldılar.

Yoğun bakım ünitesinin önüne geldiklerinde çok kalabalık oldukları için Murat dede Karan'ı burada bırakarak herkesi toplamış ve eve gitmişti.

Karan ise camın arkasında yatan kardeşini izlemişti. 'Keşke' dedi. 'Keşke bende sana ön yargı ile yaklaşmasaydım da seninle abi kardeş olsaydık' dedi. 'Umarım erken uyanırsın da kendimi sana affettirir ve seninle abi kardeş yapamadığımız her şeyi yaparız' dedi.

Böyle böyle 10 gün geçti ve normal odaya alındı. Ama Elis hala uyanmamıştı. Bu sefer refakatçi olarak Efe duruyordu. Sıra ona gelmemişti fakat kimse onu durduramamıştı. 'En çok ben tanıyorum onu. Ben yanında duracağım' dedişti.

Yanındaki koltukta onu seyrederken Elis yavaşça kıpırdanmaya başladı. Bunu gören Efe hemen hemşire çağırdı. Hemşire de doktorla beraber odaya girdi ve kontrol etti.

Doktor kontrolleri yaptı ve Efe'ye dönüp "Hastamız 1-2 gün içinde uyanır. Bu kadar hızlı iyileşmesi her türlü çok iyi bir durum. Tekrardan geçmiş olsun" dedi. Hemşire il beraber odadan çıktı.

Doktorun dediği gibi oldu. Elis 1 gün sonra zor da olsa gözlerini açtı. Yanında da Ediz vardı.

Elis Bozkurt'tan devamm

Her yerim çook ağrıyor. Özellikle de karnım ve başım. Gözlerimi açmak istedim. Ama açamadım. Bir süre daha denedim ve en sonunda açtım.

Gözlerimi açmam ile kapatmam bir oldu. Çünkü ilk gördüğüm şey beyaz ışık oldu. Yavaş yavaş gözlerimi açarken ışık ise kapanmıştı.

Etrafa baktığımda hastane odasında ben ve Ediz vardık. Işığı kapatan Ediz'miş. "İkiz? Kendini nasıl hissediyorsun? Dur ya ne yapıyorum ben? Bekle doktor çağıracağım" diyerek odadan çıktı.

Bir süre sonra odaya doktor ve 2 Hemşire girdi. "Günaydın Elis Hanım. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" diye sordu. Tam ağzımı açıp konuşacaktır ki boğazımın kuruluşundan öksürmeye başladım.

Ediz bana yavaşça su içerdiğinden biraz daha iyiydim. Ona minnet dolu bakışlarımı atıp doktora döndüm. "Bok gibi. Her yerim uyuşmuş gibi. Karnım ve başım çok ağrıyor."

"Bu normal birşey. 11 gündür uyuyorsunuz. Birkaç gün içerisinde geçecektir. Ağrılarınız için ağrı kesici verelim o halde. Geçmiş olsun" dedi ve odadan çıktılar.

Birkaç dakika sonra hemşire gelip ağrı kesici verdi ve gitti. Ediz'e döndüm. Dolu gözlerle bana bakıyordu.

"Ne kadar endişelendik haberin var mı? Seni daha yeni buldum ve kaybetmek istemiyorum. Kimse istemiyor" dedi. Tabi gözümden bir damla yaş aktı. Kollarımı açtım. Yaralarıma deymemeye çalışarak sarıldı.

Bu onun için ne kadar zordu kim bilir. "Bilerek mi yaptım acaba?" dediğimde sadece kafa salladı. Böyle sarılmaktan sıkıldığım için yatakta kenara kaydım ve onu da yanıma çektim.

Şimdi yan yana beraber yatıyorduk. "Ağzını açma. Gebertirim. Ben bir askerim ve bunlara karşı dayanıklıyım. Bu arada annemlere haber verdin mi?" diye sordum.

Tabi Beyefendi ben konuşurken kafası boynuma gömmüştü bile. Sesi boğuk çıksa da yinede konuştu.

"Daha aramadım" dedi. "Boşver onları gel uyuyalım biz" dedim. Küçük bir kahkaha attı ve "Tamam uyanınca ararız" dedi. Birbirimize sarılarak uyuduk.

Şimdi kendimi tam hissediyorum.

Ne eksik ne fazla. Tam.

Artık birbirimizden asla ayrılmayız. Buna adım kadar eminim.

___________________________

Kestiik.

Yeni bir kitap yazmaya başladım. Birkaç bölüm taslak yapıp onu da yayınlamak istiyorum.

Ve bir karar aldım artık bölümleri bir gün yazacağım ertesi gün yayınlayacağım. İkinci kitabım da gelirse 1 gün birini 1 gün birini yayınlayacağım.

Umarım beğenmişsinizdir.

⭐ basarsanız sevinirim canlarım.♡♡♡

GERÇEKLER (ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin