Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ömer'in elini tutarken bir sigara yaktım. Sigara içtiğimi biliyordu ve nefret ediyordu ama benim de sorunlarla başa çıkma yöntemim buydu. "Abla içme şu zehiri kendini öldürüyorsun hem leş gibi kokuyor" yanağından makas alarak sigarayı yere atıp ayağımla ezdim.
"Tamam içmiyorum paşam sende hemen yaygara koparttın" elini tutarken konuştum "Sana oyuncak mı alsak he? Hazır annemlerde yok kimse karışamaz" hevesle kafa salladı. Tony'nin verdiği 10 bin dolarlık limiti olan kart bende sonuçta bu parayla çocuğa ev bile alırım ben, beraber bir oyuncakcıya girdik.
Ömer anında oyuncaklara yönelirken onu izledim. Kesinlikle Tony'nin kartı patlatacağım hehehhehe
Ömer iki tane oyuncak beğenince onları ödedim ve elimdeki poşetle oyuncakçıdan çıktık. Kuzey ve Güney ikizlerdi ve 9. Sınıfa gittikleri için onlara oyuncak almamıştım.
Ömer'in elini tutarak eve ilerledik. Kesinlikle eve girince annem ağzıma sıçacak ama olsun kıyamaz o bana (beni çiğ çiğ yiyecek) cebimden anahtarımı çıkarttım. Anahtarlığımda bizim evin anahtarı, Tony'nin garajının anahtarı, Baba annemlerin evinin anahtarı ve Kuledeki Odamın anahtarı vardı.
Malum Wade gibi bir hayvanla yaşıyoruz bazen kapıyı kilitlemek lazım olabiliyor. Her neyse kapıyı açarak eve girdik, normalde annem bu saatlerde evde olmazdı ama mutfaktan tıkırtı sesi geliyordu.
Ömer'e oyuncaklarını verip odasına yollarken ellerimde oluşturduğum yeşil sisler ile mutfağa girdim. Halam mutfak dolaplarını karıştırıyordu, görmemesi için yeşil sisleri yok ederek boğazımı temizledim.
"Hala? Bizim evde ne işin var?" Halam elini arkasına saklayarak bana döndü "Ne büyüsü? Saçmalama anne- aaa Duru kız sen hani kocaya kaçmıştın?" Yuh yani iyi sallamışlar.
"Öncelikle ben kocaya kaçmadım, kaçak yollarla Amerika'ya girdim ve sen gene bizim eve büyü mü saklıyorsun bakim?" Bana dramatik bir şokla baktı "Ne münasebet ben öyle bir şey yapar mıyım hiç?" Elimi öne doğru uzattım.
Canan halam ailedeki herkese karşı böyleydi. Büyücü olduğunu söyler, millete tarot bakar ve muska falan yazıp değişik sözler söyleyerek büyü yaptım derdi. Ergenlik zamanında benim de merakım vardı ve öğrenmeyi denemiştim ama sonra da bu işin çok boktan yerlere gittiğini görünce vazgeçmiştim.
"Hala ver şunu yoksa ben alırım" kafasanı iki yana sallarken Strange'in öğrettiği gibi odaklandım ve halamın sakladığı kağıdın elime gelmesini hayal ederken elime 3 tane kağıt geldi.
"Oha hala ne ara 3 tane sakladın?" Bana gururla baktı "Bakıyorum telekinezi öğrenmişsin hani bu işler gereksizdi? Dur tahmin edeyim Stephan'dan öğrendin ve hatta buraya gelmeden önce diğer evrendeydin" şaşkınlıkla halama baktım.
"S-sen nasıl?" Elini omuzuma koydu ve sandalyeye oturttu. "Eh sanırım sana bir şeyleri açıklamamın zamanı geldi şimdi derin bir nefes al ve şu suyu iç" elinde beliren bardaktaki suyu bana zorla içirdi ve yanıma sandalye çekerek oturdu.
"Bak şimdi sana her şeyi anlatacağım zamanı geldi ama önce sakin ol" merakla sordum "Neyin zamanı hala?" İç çekti "Şimdi beni bölmeden dinle" elimi tutarak konuştu
"Benim cadı olduğumu biliyorsun zaten, lisede bir arkadaşım cadı olduğunu bilmeden hastanede bana kan bağışında bulunmuştu ve cadılar ya soy yoluyla ya da kan yoluyla büyü gücü kazanır" durakladı ve nefeslenerek devam etti.
"Cadıların bir meclisi olmalıdır ama benim yok, bana kanını veren arkadaşım beni bir meclise kattı. Gücümün sınırı neredeyse yoktu ama bir sorun vardı ben daha yönelimimi seçmemiştim. Cadılar belirli bir yaşta seçim yaparlar Ateş, Su, Toprak, Hava, Hayvanlar, ışık vb gibi ben Evren olanını seçtim" sinirmem için durdu.
"Ben Evren cadılarının kehanetlerde bulunduğunu sanıyordum ama amaçları paralel evrenleri korumak ve onların düzenini sağlamakmış. Ben Evren cadılarının olduğu bir meclise katıldım ve annenle de orada tanıştım" Bir dakika ANNEM CADI MI? BENİM NİYE HABERİM YOK? içimden geçenleri dışarıya vuracakken devam etti.
"Senin gerçek Annen Nergis değil" Hassiktir ananın amı yani oğlum bu şimdi mi denir? Siz beni çıldırtacak mısınız?
*Aşkı Memnu Fon müziği* nasıl yerde bitti ama şaşırdınız dimi? Heheheh Duru'nun geçmişindeki sır perdesi yavaş yavaş aralanıyor. Hadi bakeeeeem
