16.bölüm

607 50 181
                                    

Dersler artık bitmiştir ve minho elemeler için takım ile birlikte alıştırma yapmaya gelir ama minho yorgunluğundan dolayı iyi oynuyamaz koç minhonun yanına gelerek:

-neyin var neden bu şekilde oynuyorsun?

-şey üzgünüm yorgunum da

-peki sorun değil artık bitti biraz dinlen ve daha iyi oynamaya çalış

-peki koç

koç gittikten sonra minho çantasındaki telefonun sesiyle irkilir

dızzz-dızzz-dızzzz

"babam arıyor"

Minho telaşla telefonu açarak konuşur

-e-e-efendim baba

-nerdesin sen

-maçtayım ama bu maç alıştır..

diyecekken babası sözünü keserek konuşur;

-ben evde değilim ve sen şirketteki işlerle ilgilenmek yerine aptal bir oyunmu oynuyorsun yazıklar olsun annen böyle bir çocuk doğuracağına yüzlerce kez taş doğursaydı daha iyiydi

- ama baba bu maç-

-bak ne maçı olduğu beni alakadar etmez hala böyle saçmalıkların peşinden gittiğine inanamıyorum sen nasıl bir evlatsın işlerin ne kadar gerilediği konusunda bir fikrin varmı az önce beni arayıp bilgilendirmeselerdi hala sana güveniyor olurdum şirkete geri dön ve gerekirse sabaha kadar orda kal

-ama baba

-ama mı? yoksa sen o veled yaşlarındayken aptal bir takıntı olan eşcinsellik saçmalığı yüzünden yediğin dayağımı istiyorsun

-yapamam çok yorgunum

-yapamam diye birşey yok bitti veya hallettim baba diyebilirsin tabi hala hayır diyorsan vücunda oluşucak olan yaraları sen tahmin edebilirsin sanırım eğer benim oğlum olacaksan bana yakışır bi çocuk olmalısın

deyip telefonu minhonun yüzüne kapatır minho telefonu birden duvara fırlatarak kırar çantasını alıp gidecekken ona doğru gelen jisunga çarpar

jis:iyi misin

-sadece sinirliyim noldu?

-şey eğer yardım edebileceğim birşeyse söylemen..

derken minho jisungun sözünü keser:
-jisung

jisung önce yutkunur daha sonra cevap verir;

-e-efendim?

-akşam bana gel

-ehh, nee?

-duydun işte. birakiyimmi senmi gidersin

-be-ben gidebilirim

-tamam

diyerek minho hoşçakal bile demeden hiç olmadığı kadar ciddi bir ifadeyle arabasına yönelir ve gider tabi bu sırada felixte hyunjin zoruyla kendisini beklemek zorunda kalır herkes çıktığında hyunjin hala sallana sallana felixin yanına doğru yürüyordur

-ya hadi hızlı ol çok soğuk

-tamam geliyorum balım

diyerek hızlıca felixe koşar terini sildiği elindeki havluyla konuşmaya devam eder:

- benim küçük bebeğim bu etekle kalçasınımı üşütmüş oww

-ya ne diyorsun be

-olsun istersen ben ısıtırım

let's play with soccerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin