Zifiri karanlığın ortasında çığlık sesleri yükseliyor ve kendisine ait olmayan kalp atışlarını duyabiliyordu, her adımda daha da hızlanan.
Ve derinlerden gelen buğulu bir kadın sesi yankılanıyor kulaklarında.
-"Solus hunc iuavare potes !"
Bir kez daha sıçrayarak uyandı Greywolf.. Beynini kemiren çığlıkları halâ duyabiliyordu. Nefes almakta güçlük çekerken gözünü tavana dikmiş haraketsiz yatıyor ve sakinleşmeye çalışıyordu.Korkudan titrediğinin farkındaydı ama buna engel olamıyordu.
Aslında Wolf için yeni bir kâbus değildi bu. 13 yaşına girdiği günden beri aynı korkuyu defalarca yaşamıştı fakat gün geçtikçe şiddeti artmaya devam etti.
Sen bu satırları okurken, kalp atışları normale dönen Wolf tekrar uykuya dalmıştı.
Ve derinlerden gelen bir kadın sesi daha...
-"Sabah oldu, daha ne kadar uyumayı düşünüyorsun Greywolf ?! Baban seni bekliyor."
Yine sıçrayarak uyandı Greywolf ama bu kez annesi Zavia Farmer'in sesiydi bu. Belki de ilk defa Zavia'nın hırıltılı sesi bu kadar rahatlacı geliyordu Wolf'un kulaklarına.. Disiplin konusunda oldukça titiz olan babasını daha fazla bekletemezdi ve yatağından fırlayarak üzerini giyinip hemen aşağı indi.Stone Farmer, her zaman olduğu gibi sert ve mutsuz bir yüz ifadesiyle oğlunun 18. yaş gününü kutlamak için bekliyordu.
-"Zavia ! Bu çocuk ne zaman öğrenecek insanları bekletmemesi gerektiğini ?" diye bağırırken karşısında beliren Wolf'un kahverengi küçük gözleri ilk defa böylesine sert bakıyordu. Bu bakışlar Stone'yi tedirgin etmiş görünüyordu ve sözlerini kısa kesmeyi tercih etti. Bir süreliğine odayı dolduran kasvetli sessizliği Zavia'nın sesi bozdu.
-"Greywolf, bu tebrik kartı senin için gelmiş. Okumak ister misin ?"
Doğum gününü bugüne dek ailesi de dahil hiç kimsenin umursamadığı Wolf, şaşkınlığını gizleyemedi ve heyecanla annesinin elinden aldığı kartın üzerini okudu;
Joseph Greywolf Farmer,
'Geçmişin, geleceğin olacak. Yeryüzü, yeraltına battığında.Güneşin kaybolacak. Işığın karanlığında.'
Wolf, hayatında ilk defa tebrik kartı almıştı ama okuduklarına bir anlam verememişti. Stone, boş gözlerle bakan oğlunun elinden kartı çekip aldı ve "Bırak şimdi bunları. Bugün senin günün, istediğin herşeyi yapmakta özgürsün." dedi. Bunları kuralcı bir babanın ağzından duymak ters giden şeyler olduğunun habercisiydi.
Wolf, penceden bir süre dışarıyı izledikten sonra;
-"İzin verirseniz biraz daha uyumak istiyorum. Zor bir geceydi." dedi.
Stone, yanından geçip giderken oğlunun kolundan sıkıca tuttu ve endişeli bir ses tonuyla "Dün gece ne oldu ?" diye sordu.Kahverengi gözleri biraz daha büyüyen Wolf, canını acıtan kuralcı babasına bakıyordu ve odanın penceresinden içeri sızan güneş, yerini karanlığa bırakmaya başladı.Uğultular kulağında yankılanıyor ve bir çocuğun çığlıklarını duyuyordu.Fısıltılar gittikçe artıyordu ve sabahın erken saatleri olmasına rağmen yine zifiri karanlığın ortasında kalmıştı Greywolf.Canını acıtan babasını ve hemen yanındaki annesini şimdi göremiyordu.
-"Neler oluyor ? Anne ! Baba ! Neredesiniz,korkuyorum.."
Ağlamaklı bir ses tonuyla korkudan haykıran Wolf, yaşadıklarının kâbus olması için herşeyini vermeye hazır gibiydi. Kalp atışlarını duymaya başlamıştı kulaklarında ve o anda omuzunda bir el hissetti. Nefes nefese gözlerini açtığında kendini, anne ve babasının endişeli bakışları arasında yatağında yatarken buldu. Gördüklerinin şokunu üzerinden atlatır atlatmaz;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAFKAN
Fantasy#55 in Fantastik 'Geçmişin, geleceğin olacak. Yeryüzü, yeraltına battığında.Güneşin kaybolacak. Işığın karanlığında.' * Herşey bu sözlerle başlamıştı. **Kâbus içinde kâbus döngüsüne saplanmış ve gerçeklik algısını kaybetmiş bir çocuk. ***Ölü Ruh'lar...