Ekskalibur'un Işığı

38 7 2
                                    

Safkan elindeki Ekskalibur ile mağaradan dışarı çıktığında, Kerberos önce ürkek bir hayvan gibi birkaç adım gerilendi ama sonra üç başıyla, ağzından salyalar akıtarak Safkan'a saldırdı. Avını parçalara ayırıp, leşini kara kuşlara bırakmak istiyor gibiydi. Safkan kılıcı ile kendini birkaç kez savunmayı başardı ama hissettiği korku yüzünden Ekskalibur ellerinin arasında yok olmaya başlamıştı.Kerberos'un kanlı saldırısından nefes nefese kendini mağaraya atarak kurtuldu.Zavia endişe içinde oğlunu izliyor ve cesaret vermeye çalışıyordu.Safkan Kerberos ile nasıl başa çıkacağını düşünürken bir anda annesinin arkasında karanlıkta beliren ateş gözü farketti. Darkfire mağaranın karanlığına dönmüştü ve Zavia'nın tam arkasındaydı. Yerinden kalkıp annesini uyarmaya fırsat bulamadan Darkfire saldırdı.Karanlığın içinden uzanan yılan kolları Zavia'nın boğazını parçalamaya başladı. Acı çeken gözleri oğluna kenetlenmişti ve Zavia'nın beyaz elbisesi yavaş yavaş kana bulanıyordu.Boğazından akan kanlar kolundan sızarak parmaklarının arasından yere damladı. Safkan dehşete kapılmıştı ve diz çökmüş çaresizce annesinin ölümünü izliyordu. Darkfire'nin iğrenç kahkahası mağarada yankılandıktan sonra Zavia'yı bırakıp ortadan kayboldu. Kanlar içinde yere yığılan Zavia son nefesini vermeden Safkan koştu ve parçalanan boğazından akan kanları durdurmaya çalıştı fakat artık çok geç kalmıştı.Zavia son nefesini verirken oğluna söylemeye çalıştığı birşey vardı.

-"Baban.." dedi Zavia güçlükle nefes almaya çalışırken.

-"Babama ne oldu anne ?"

Zavia dudaklarını açtı fakat nefesi konuşmasına yetmedi.

-"Gözlerini aç anne ! Babam nerede söyle hadi !" diye ağlayarak haykırıyordu Safkan.

...

-"Hayır anne, hayır sen ölemezsin. Anne, beni yalnız bırakma."

Zavia'nın bedeni uçuşan ışık tanelerine dönüşmeye başladı. Tamamen dağılana kadar ışık taneleri gökyüzüne doğru yükselmeye devam etti ve artık Safkan tek başına kalmıştı.

Gözlerinden yaşlar süzülürken intikam duygusunu damarlarında hissetmeye başlamıştı.Korkudan ellerinin arasında kaybolup giden Ekskalibur yeniden belirmeye başladı. Sıkıca kavradı kılıcı ve ayağa kalkıp mağaranın girişine doğru yürüdü. Karşısında bütün heybetiyle beliren Kerberos'un gözlerinin içine baktı ve haykırarak üzerine doğru koşmaya başladı. Her attığı adımda Ekskalibur'un ışığı daha da artıyordu ve Kerberos da Safkan'ın üzerine koşuyordu. Kılıç ay ışığı gibi parladığında Safkan, Kerberos'un iri bacakları arasından zıplayarak boynuna bir darbe indirdi.Safkan nefes nefese gözlerinin içine bakarken yaratık birkaç saniye duraksadı ve ortadaki başı gövdesinden ayrılıp yere düştü. Kesik boynundan kara kanlar akıyordu ve gökyüzünde şiddetli bir gürültü kopmuştu. Kerberos başını kaybettikten sonra dengesini sağlayamadı ve sendeleyerek birkaç adım geri attı. Sağ ve sol başları çok kızgın görünüyordu ve gözlerini gökyüzüne dikerek acı içinde haykırdılar. Safkan kendisini savunmak için koşarak hemen önündeki bir kayanın tepesine tırmanmaya çalıştı. Acı içinde daha da öfkelenen Kerberos iri pençeleriyle Safkan'ın tırmanmak istediği kayayı un ufak etti. Safkan yere yuvarlanmıştı ve kılıç bir ağacın altına düştü. Hemen ayağa kalkıp kılıca uzanmak istedi fakat toprağın üzerindeki kuru bitkiler bir halat gibi kollarından ve bacaklarından sıkıca sarmaya başladı. Kerberos ağır adımlarla avına doğru yaklaşırken Safkan artık sonunun geldiğini kabulleniyor gibiydi. Kalan iki baş salyalar akıtarak üzerine doğru eğildi. Ölüm kokan nefesini ciğerlerine kadar hissediyordu. Gözlerini kapattı ve artık ölümü karşılamaya hazırdı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 19, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SAFKANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin