"Samuuu, ben geldiim."
Evin kapısını ardından kapattı ve salona gitti kardeşini bulmak adına. Doğru tahmin üzerine kardeşi salonda televizyon izliyordu. Kafasını televizyon başından kaldırmadan konuştu.
"Hoş geldin Tsumu."
Atsumu kardeşinin yanına oturup vücudunu tamamen ikizine doğru döndürdü.
"Sakusa ile sonunda buluşabildim! Haber alamıyordum ondan, biliyorsun."
Osamu hâlâ Atsumu'ya bakmıyordu.
"Evet Tsumu, biliyorum."
Atsumu çocuk heyecanı ile anlatmaya devam ediyordu.
"Gerçi neden ondan haber alamadığım konusunu açamadım ama olsun, onunla görüştüm sonuçta. Benim için tepeye çıkmış. Canım sevgilim."
Yüzündeki gülümseme ve gözlerindeki pırıltı ile konuşuyordu ikizinin tam zıttı olan Osamu'ya.
"Hmm..."
"Ve, beni sevdiğini söyledi!"
Elleri ile yüzünü kapatıp gülümsemeye devam ediyordu. Osamu ise sadece televizyon izliyordu.
"Ughh, eğer sevseydi ona ulaşabilirdim. Kesin benden nefret ediyor. Değil mi Samu?"
Osamu, Atsumu'nun bu ani ruh değişimlerine alışmıştı. En çok da bu alışma hissi onu üzüyordu.
Atsumu'nun gülerkenki parlayan gözleri şimdi dolduğu için parlıyordu.
Osamu hâlâ bir şey demiyordu. Bunu yapmak zorundaydı. Atsumu'nun ruh hâli dizginlenene kadar ses etmemeliydi.
"Sana anlatıyorum Osamu. Cevap versene!"
Önce mutluluk, sonra üzüntü, ardından sinir. Osamu ise tepkisiz kalmak zorundaydı.
Atsumu ise sinirle sözüne devam etti.
"Zaten aşktan anlasaydın Suna seni terk etmezdi."
Osamu gözlerini kapatıp öylece durdu. Atsumu ise üst kattaki odasına çıktı. Atsumu'nun bu ruh hâli değişimleri hem Atsumu'yu yıpratıyordu, hem de Osamu'yu yıpratıyordu. Çok kırıcı bir insana dönüşebiliyordu.
Atsumu odasında birkaç dakika geçirdikten sonra Osamu saatini kontrol etti. 13 dakika geçmişti.
"Ruh hâli dizginlenmiştir." diye düşünerek mutfağa gidip ilaçların olduğu kilitli çekmeceyi Atsumu'nun bilmediği yerde sakladığı anahtarla açtı. Oradan hap alıp biraz da su doldurdu ve üst kata çıktı.
Atsumu'nun odasının kapısının önünde durup derin bir nefes aldı ve kapıyı tıklattı.
"Tsumu, gelebilir miyim?"
Biraz sessizlikten sonra Atsumu'nun sesi duyuldu.
"Gelebilirsin Samu~!"
Kapıyı açıp yatağında telefon ile uğraşan ikizine yaklaştı. Yatakta uygun bir yere oturdu.
"Bu ilacı içmen gerekiyor."
Atsumu çocuk gibi mızmızlanmaya başlamıştı.
"Ooofff Samu, bu ilacın tadı çok kötü amaa..."
Suyu ve hapı ona uzattı.
"İtiraz yok Tsumu. İç hadi."
Atsumu istemeyerek içtiği ilaçtan sonra yüzünü buruşturdu.
"Eww! İğrenç!"
Su bardağını yatağın ucundaki sephaya koydu.
"Neden bu hapı içmek zorundayım ki?"
"Sen sık kabus görüyorsun ya Tsumu. İşte bu ilaç bunu engelliyor ve bu sayede rüyanda her zaman Sakusa'yı görebiliyorsun."
Atsumu gülümsedi.
"Ooh, o zaman içerim!"
Osamu düşünceyle kaşlarını hafif çattı.
"Sana daha önce bunu anlatmıştım, hatırlamıyor musun?"
Atsumu kafasını sağa eğdi.
"Hm? Hayır, anlatmadın. Samu ben aptal değilim anlatsan bilirdim!"
Osamu sessizliğini koruyup kardeşine baktı sadece. Sonra iç geçirip kalktı yataktan.
"Pekala, iyi geceler Tsumu."
Atsumu yatağına uzandı.
"İyi geceler Samuu!"
Osamu önce ışığı, sonra kapıyı kapattı ve elini alnına götürdü, kapıya yaslanıp o şekilde biraz durdu.
"Tanrım, lütfen yardım et." diye mırıldandı. Ardından kendi odasına gidip kapıyı kapattı ve yatağına uzandı. Gözlerini yumup uyumaya çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the moons know we're in love | SakuAtsu
General Fiction+Ay bana seni hatırlatıyor. Çok güzel, çok parlak ve- -Çok uzak. +Çok uzak? -Unut gitsin. ~•~ Başlangıç: 11.06.2023 (28.06.2023) Bitiş: 27.06.2023 ~•~