1.4

76 10 15
                                    

(     Bir yıl sonra;    )

"Merhaba Atsumu. Bugün nasıl hissediyorsun?"

Gözlerini yere dikerek cevap verdi.

"İyiyim."

"Ne güzel! İlaçlarla aran nasıl peki?"

"O da iyi."

Gülümsedi kadın.

"Sevindim. Halisünasyon görüyor musun hiç?"

Parmaklarıyla oynarken cevap verdi.

"Halisünasyonların başlayacağını anladığımda konuştuğumuz stres azaltma ve kafa dağıtma yöntemlerini uyguluyorum, ardından da ilaç içiyorum. Bu yüzden arada Omi'nin sesini duysam da bu uzun süreli olmuyor."

Önündeki kağıda not alıyordu psikolog. Bu dönemi atlatmasında en çok bu kadın yardımcı olmuştu. İsmini unutmaya başladığı kadının ismi artık zihninden çıkmaz olmuştu.

"Bunu duymak güzel Atsumu. Bu anlarda ne yapacağının aklına gelmesi ve bunu başarılı bir şekilde yapabiliyor olman mutlu edici."

Teşekkür etmek amaçlı kafasını eğdi. Ardından tekrar parmaklarıyla oynamaya başladı.

"Sakusa'nın ölümünü kabullenmek zor olmuş olmalı, bunu kabullenmek için neler yaptın? Hâlâ ay ile konuşuyor musun?"

Yutkundu. Odasından ay posterlerini kaldıralı ve o tepeye gitmeyeli aylar oluyordu. Titreyen sesiyle cevap verdi.

"Sakusa öldüğünde, yıldızlarla konuşmadım, ya da ayla, mezar taşıyla bile. Saatlerce güneşle konuştum. Gözlerim yanana, hatta neredeyse kör olana kadar güneşle konuştum. Güneşle konuştum çünkü Sakusa gece kadar karanlık değildi. Bir mezar taşı kadar soğuk değildi benimle. Sakusa parlaktı, benimleyken her zaman mutluydu ve her zaman gülümserdi, benim hayatıma neşe katardı. O yüzden Sakusa öldüğünde, güneşle konuştum."

"Sana Sakusa'yı hatırlatacak herhangi bir şey kalmadı değil mi? Çünkü bu halisünasyon görmeni tetikleyebilir.

Yanından hiç ayırmadığı Sakusa'nın ay desenli kolyesini cebinden çıkardı. Diğer eliyle de her zaman boynunda taşıdığı, kalp hizasına dayanan yıldız desenli kolyeyi tutuyordu.

"Bu ikisi kaldı bir tek."

"Pekala Atsumu. Biliyorsun, bir yıldır seans yapıyoruz seninle. Bir yılın sonunda artık ilaçlar ve yöntemlerle bu durumla nasıl başa çıkacağını öğrendin. Yani, artık seanslara gelmene gerek yok diyebilirim. Sadece son bir isteğim olacak. O da bu iki kolyeden bir şekilde kurtulman olacak. Bunu yapabilir misin?"

Elindeki ay desenli kolyeyi sıktı. Bu zor olacaktı onun için. Ama eğer iyileşip sevgilisini mutlu etmek istiyorsa bunu yapacaktı.

"Evet, yapabilirim."

"Süper! O halde hoşça kal Atsumu. Hoşça yaşa."

"Teşekkürler."

Koltuktan kalkıp odadan çıktı. Bekleme alanında onu bekleyen ikizi hemen ayaklandı.

"Bir daha gelmeme gerek yokmuş."

Gülümseyerek ikizine sarıldı Osamu.

"Tanrım, çok sevindim!"

İkizi seans parasını ödemek için kardeşinin yanından ayrılınca Atsumu binadan dışarı çıktı. Kapı önünde esen rüzgarı hissediyordu yüzünde, içerisi boğucu gelmeye başlamıştı onun için.

the moons know we're in love | SakuAtsuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin