Bölüm 3: Küçük Bir Sürtüşme

22 4 2
                                    

Paris, erkenden kalktı yatağından ve kahyasını bile beklemeden hazırlanmaya başladı. Üzerine beyaz, sarı işlemeleri olan oldukça güzel bir takım giydi. Gururla aynada kendine bakarken saçlarını görünce küçük bir endişe dalgası sardı bedenini. Tarağını hızla ararken kapıdan gelen bir kıkırtı duydu. Sesin geldiği yere baktığında ise gözlerini devirdi. Hekate, kapıda durmuş ona gülüyordu.

"Bu kadar komik olan şey ne?" diye sordu sinirle. Hekate, tatlı tatlı odaya girdiğinde kardeşinin tam karşısında durdu. "Senin bu vakitte kalkacağını tahmin etmiştim. Hatta uyumamışsındır bile." dedi kardeşinin yakasını düzeltirken. Paris, gözlerini kaçırdı ablasından. O sırada Hekate tekrar güldü. "Sana inanamıyorum. Misafirlerimiz gelicek diye ne kadar da heyecalısın."

"Çok uzun zaman oldu Hekate. Tabi ki! İlk defa başka bir yüz göreceğim."

Hekate, kardeşini bir sandalyeye oturtmuş saçlarını tararken gülümsedi. "Ne yalan söyleyeyim, ben de heyecanlıyım. Aslında biraz gerginlikte var içimde. Ancak bunu umursamamaya çalışıyorum. Bu güzel anı mahvetmeye değmez." Tarağı bir kenara koydu, cebinden çıkardığı küçük bir şişeyi açtı ve içindeki sıvıyı önce eline döktü sonra da kardeşinin boynuna ve bileklerine sürdü.

"Ne kokusu bu?"

"Japon kirazı yazıyor üstünde. Geçenlerde alışveriş yaparken bir tüccardan almıştım. Oldukça iyi, değil mi?"

"Öyle, sevdim."

Hekate, gülümseyerek esansı kardeşinin makyaj masasına koydu. "Senin olsun." dedi. Ardından birkaç adım gerileyerek aynada kardeşine baktı. Hayran hayran "Çok güzelsin." dedi. "Çok çok güzelsin." Paris, ablasının bakışlarından utanarak kafası eğdi. Tekrardan kaldırdığında merakla ablasına döndü. "Ne zaman gelecek misafirlerimiz. Mektubu gönderdin mi? Onlardan mektup geldi mi?"

"Evet, gönderdim." diye geriye yürüdü ablası. "Mektuplarını da aldım. Akşama doğru geliceklermiş. Ayrıca bu gece de bizde kalmalarını teklif ettim."

Paris, şaşkınlıkla ablasına bakarken Hekate konuşmaya devam etti. "Hepsi gelmeyecekmiş. Şatodaki işleri bitirebilmek için bazıları kalacakmış. Bu yüzden gelen kişi sayısı üç. Bir tane hanımefendi, iki beyefendi geliyor."

"Kaç kişiler ki normalde?"

"Sekiz ya da dokuz muydu?" Hekate, sayısı düşünürken Paris kaşlarını kaldırdı. "Şaka yapıyor olmalısın." dedi. Ablası kafasını iki yana salladı. "Şaka yapmıyorum tatlım. Zamanla hepsiyle tanışırız." Kapıya doğru yürüdü. "Umarım sorunsuz bir gün olur. Bu arada..." arkasına döndü "...geçmişten konu açılırsa eğer ne yapacağını biliyorsun. Sakın endişe etmek yok. Bunu anımsatmak istemezdim ama unutkan birisisin."

Ardından gitti.

Paris'in bütün neşesi kaçmıştı. Tabi ki de geçmişten bir konu açılırsa ne yapması gerektiğini çok iyi biliyordu. Ancak ablasının az önceki yüz ifadesini tanımlamak oldukça zordu. İğrenmiş bir ifade miydi yoksa endişe mi? Endişeye benzer hiçbir belirti yoktu yüzünde ancak sesinde bir miktar endişenin tonunu görmüştü. Fakat beliren başka ifadelerde vardı. Gözleri resmen "Mahvedersen seni gebertirim." der gibi bakıyordu. Peki ya çenesinin kasılması. Ablası ondan nefret mi ediyordu?

Paris, geriye doğru sendeledi. Düşünceleri başını döndürüyor ve midesini bulandırıyordu. Kafasını ellerinin arasına aldı. Hayır, diyerek sayıkladı. "Normal bir uyarı ifadesiydi. Ablam beni sever." Bir saat boyunca kendi kendine bu cümleyi tekrar etti.

𖤣𖥧𖥣𖡡𖥧𖤣

"Bu vazo çok otantik duruyor. Ancak pek iyi değil gibi. Parlak renkleri var."

"Yine de sevmiş gibi duruyorsun."

"Hayır, sevmedim. Ayrıca kahretsin, bu çayın tadı niye böyle?"

"Sen istedin."

"Ee, ben istemiş olabilirim. Bu tadının kötü olmadığı anlamına gelmiyor."

"Lucifer aşkına, siz neyin tartışmasını yapıyorsunuz?"

İki genç, duyduğu sesle kapıya doğru bakarken kız sinirle yanındakini gösterdi. "Saçma sapan konuşup duruyor. Kendisi beğene beğene vazo alıyor sonra da beğenmedim, diyor. Çay istiyor, çayı beğenmiyor. Lucifer aşkına, sınav mısın sen? Aralıksız bir saattir konuşuyorsun!"

Felix, duvara yaslanmış onlara gülerken "Her zaman ki Jisung işte Vanitas." dedi. Jisung, şaşkınlıkla arkadaşına bakarken dramatik bir sesle "Bir de en yakın arkadaşım olucak. Şuna bak." diyerek kendisini koltuğa attı. Vanitas ve Felix, ona gülerken içeriye Felix'in kahyası girdi. "Efendim, rahatsız ettiğim için üzgünüm ancak zaman yaklaşıyor. Efendi Azazel hazırlanmanız gerektiğini söyledi. Bir gece orada kalacakmışsınız."

Felix, kafasıyla kahyayı onaylarken Jisung yerinden doğruldu. "Şu bize en yakın olan şatoya gidiyorsunuz değil mi? Daha bu sabah Christopher'ın mektubu okuduğunu duydum. Oldukça güzel bir dille yazılmış. İyi eğitimli insanlar belli ki." Arkadaşılarının yüzüne baktı. "Pek mutlu gözükmüyorsunuz ama."

"Beni biliyorsunuz. Ben pek insan sevmem. Üstüne bir de misafirliğe gidiyoruz." dedi sert bir dille Vanitas. Felix, kapıya doğru yürürken konuştu. "Ben de aynı şekilde. Yapacak işlerim varken ben neden gidiyorum? Seungmin'in işi yok, ben gidiyorum. Adam yatıp duruyor halbuki."

"Seungmin'in pek yattığını düşünmüyorum." diye fikrini belirtirken, Jisung, aniden kendisini duvarda buldu. Acıyla inlerken karşısında ona doğru ellerini uzatmış olan Felix'e baktı. "Ne yaptığı umurumda değil. Ondan nefret ediyorum." diyerek kırmızı gözleriyle Jisung'a baktı. Tam bir gölgeyle Jisung'un boğazına yapışıcakken Vanitas ayağını sertçe yere vurdu ve iki oğlanında dikkatini çekti. "Felix, gölgelerini çek Jisung'un elinden. Tabi Minho'nun seni doğramasını istemiyorsan."

Felix, aniden gölgelerini çektiğinde Jisung yere düştü. "Bir daha ondan bahsetmeyin." diyerek odadan çıktı. Vanitas, Jisung'u yerden kaldırırken konuştu. "Hâlâ onu seviyor olmalı. Dayanamıyor ayrılığa."

"Sikerim ayrılığını, yedi ay oldu. Ayrıca konuyu açan kendisi."

"Felix işte." diyerek kapıya yöneldi Vanitas. Derin bir iç çekti. "Her neyse, gidip hazırlanacağım. Sizlere iyi geceler dilerim şimdiden." diyerek odadan ayrıldı.

...

Merhabaa

Şok bir çift ---->> Seungmin x Felix

Bence gayet iyi ama Hyunlix'im 🥺🥺

Her neyse, değişik shipleri sevdiğimi biliyorsunuzdur. 🧚‍♀️

Umarım ki güzel bir bölüm olmuştur. Ne düşündüğünüzü yazın lütfen. ♡♡♡

Oy vermeyi unutmayınız!♡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oy vermeyi unutmayınız!♡

Belief | HyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin