2.Bölüm

7 2 0
                                    

Ata'dan

Hırsızın peşinden koşarken burada işe başladığım güne lanetler yağdırdım.

Hırsızın ensesinden tutup sertçe çektiğimde yere yapışmıştı. Bunu fırsat bilip karnına tekme atmıştım. Bana doğru cebinden çıkardığı bıçağı savurunca Bera hırsızı tutmuştu.

Hırsız çırpınıp kurtulamayacağını anladığında geriye doğru kafa atıp bana doğru koşmaya başladı.

O sırada Bera burnunu tutup "Orospunun fırlattığı" diye bağırdı.

Bileğine tekme vurup bıçağı elinden düşürttükten sonra bir tane yumruk savurduğumda yere düşer gibi olmuştu ama hızlıca kendini toplayıp o da bana yumruk atmaya başladı.

Biz dövüşürken Bera hala burnunu tutuyordu.

Bera adamın sırtına atlayıp yere düşürdüğünde yanıma aldığım kelepçeyi çıkardım.

...


Ahu'dan

"Yaşıyor mu?" diye sordu öğrencilerim bende başımı umutsuzlukla eğip "Maalesef arkadaşınızı kaybettik." Dedim.

Ayazın platoniği -bunu Banudan duymuştum- beni duyduğunda ağlayarak Ayazın cesedine koşmuştu. Bu sahne içinde bir şeyleri koparmıştı.

İki tane erkek öğrenciden yardım isteyip Ayazı görevli odasına götürmelerini istedim çünkü cesedin göz önünde bulunması sanırım hiç kimse için iyi olmazdı.

Biraz vakit geçtikten sonra Ata ve Bera'yı merak etmeye başlamıştım. Sanki aklımı okumuşlar gibi merdivenden aşağı geliyorlardı ama Ata ve Bera'nın kollarında baygın bir Aras görmeyi beklemiyordum.

Aras'ı getirdiklerinde ne olduğunu soramadan az ilerdeki oturma köşesine götürdüler. Koltuk olduğu için oraya bıraktılar.

"Su varmı arkadaşlar?" çantamdan suyu çıkarıp uzattığımda Ata hemen alıp ellerini ıslattı ve Arasın yüzüne sürdü ferahlaması için .

Aras kendine gelir gibi olduğunda biraz su içirdiler.

Uyanıp başının arkasını tuttuğunda acıyla inlemişti. Belini doğrultup etrafına baktığında bir an nerede olduğunu sorgulamıştı. Kafasından darbe aldığı belliydi. Ensesi morarmıştı.

Bense ona bakıp "Sana ne oldu Aras" dedim. Ardından kafasını gösterip "Kafam, kafam acıyor. En son kalp odasına girmiştim. Sonra bir karaltı vardı. Kafamda bir acı hissetim gerisi yok." Dedi

Arasın hiç bir şeyden haberi yoktu. Ayaz ölmüştü.

"Ne oldu niye herkes bu kadar sessiz?" Dediğinde umutsuzca kafamı yere eğdim. Aras tekrar etrafa baktığında gözleri aradığı kişiyi bulamamıştı.

"Bana söylesinize Ayaz nerede? Ne yaptınız ona!" Diye bağırdı.

"O, o öldü" Banunun kısık sesi, sessizliği bozmuştu. Aras ellerini kafasının yanına koyup ağlamaya başladı

"Bu lanet olası yerde ne oluyor biri açıklasın!"

...

Kadavra Müzesi 📜Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin