Bazen hayatta dönüm noktaları olurdu ya işte bende hayatımın o dönüm noktasımdaydım.
Hiç bir şey yapamıyor sadece izliyordum. İnsanlar etrafımdan geçerken evimin buğulu camından silik yüzleri seyrediyordum.Beni hayata bağlayan hiç bir şey yoktu. Bir ailem vardı ama olmaması benim için daha iyiydi.
Bir anlık istekle, sıcak evimden montumu giyip yürüyüş yapmaya çıktım. Hava o kadar soğuktu ki az ilerdeki parktaki havuz donmuştu. İstanbul her zaman bu kadar soğuk olmazdı içindeki insanlar kadar.Yürürken nereye gideceğimi bilmiyordum. Biraz sonra karşıma küçük bir sahaf dükkanı çıktı. Kitap okumayı sevdiğim için belki bana göre bir kitap bulurum diye içine girdim.
"Hoşgeldiniz hanımefendi." dedi.Elli yaşlarındaki saçlarına ak düşmüş kadın.
"Ben bir kitap bakıcaktım" dedim bir an saçmalıkla sahafta başka ne arıyorsam zaten(!)
"O zaman tam doğru yerdesiniz." kadın kitapların yanına giderken bende gezinmeye başladım.
Küçük bir dükkan olmasına rağmen kitaplar çok değerli görünüyordu ve çok fazla kitap vardı. Dolaşırken bir kitap dikkatimi çekti, adı şuydu, Hayatımı Değiştiren Olaylar.
Benim de hayatımı değiştirecek olaylara ihtiyacım vardı.
"Bakar mısınız?" kasaya ilerledim ve kadını beklemeye başladım.
Kitabı satın aldıktan sonra eve gittim. Soğuktan burnum kızarmıştı ve hasta olmak istemiyordum. Montumu çıkarıp okuma koltuğuma ilerledim. Rahat, sıcak ama yalnız evimde kitabımı okumaya başladım.
Kitaptaki baş karakter aynı benim gibi ruhsal olarak yalnızlık çekiyordu. Etrafındaki herkes ona parası için yanaşıyordu. Adam bunlardan bıkıp bir tane tekneyle denizlere açılıyordu. Sonra da karşısına bir köylü kızı çıkıyordu. Kadın para pul bilmeyen sadece ailesiyle sessiz bir hayat süren biriydi.
Adamsa kadına yavaş yavaş kadına kapılıp ona aşık olmuştu. Onu gördüğü her yerde takip ediyor, çiçekler veriyordu. Kız ise ailesini bırakamayacığını söylüyordu.
Kitabın sadece yarısına kadar okuduğum için bu kadarına hakimdim. Devamını da sonra okurum diyerek minik kütüphaneme koydum.
Ben birine aşık olur muydum? Yoksa hayatıma böyle devam eder, sıradan bir üniversite öğretmeni olarak devam mı ederdim? Kim bilirdi?
Bugün dersim yoktu o yüzden okulda değildim, kimseyle uğraşmak istemiyordum. Mesleğimi seviyordum ama hayatımdaki monotonluk beni çok yoruyordu.
Üniversiteden öğretmen arkadaşım bana internet üzerinden tanışıp kör randevuya gidebileceğimi söylemişti. Bunu düşünerek tanışma uygulaması indirip bir hesap açtım. Nasıl olsa birazdan silerdim. Uygulamada dolaşırken birini gördüm.
Kişinin yakışıklı bir yüzü vardı. 32 yaşındaydı. benden iki yaş büyüktü. Adı ise Ata Sönmez'di.
Aslında fiziksel özellikleri benim için çok bir şey ifade etmiyordu ama hesabına yazdığı sözler dikkatimi çekmişti. Şöyle yazıyordu,
Dünya benim ruhumu renklendiremiyorsa bende dünyaya kendi başıma en renkli insan olup ona meydan okuyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kadavra Müzesi 📜
Mistério / SuspenseHayatta kalmanın tek yolu etrafındakilerden vazgeçmek. Sadece bir kişi kurtulacak ve onun da hayatı artık çoktan enkaz olmuş olacak.