Liar Liar

Invitation

Diana's Pov

Diana: "küçük bir işim var, sen gelme " Ashley'den uzaklaşırken konuşmamıza devam ediyorduk.

Ashley: " Ya nereye gidiyorsun?? Brad sorarsa ne diyeyim? Hey?! "

Diana: "Tuvalette dersin! "

Ve Ashley'den tamamen uzaklaştığımda Marcus'un dolabını aramaya başlamıştım. " İşte burada " diye içimden konuştuktan sonra aynada kendimi hazırladım. ' Evet, aynen böyle. Sevimlilikle Selam diyeceğim, gülümseyerek.'

Neden hazırlandığımı anlamıyordum, beni sevmeme gibi bir şansı yoktu, yani eğer gay değilse... Yok artık değildir canım.. ' Selam! ', ' Selam Marcus ' ' Hey ' ughhh....

Marcus's Pov

Dersler şimdiden beni bunaltmaya başlamıştı.. Peter da gelmemişti yanıma, ilk defa yalnızlıktan sıkılmış ve nefret etmiştim. Dolabımın kapağını açtım ve kitaplarla oyalanmaya başladım, fazla karışıktı. İçimden (belki biraz dışımdan) şarkı mırıldanmaya başlamıştım. 'The Hanging Tree '

Marcus:

"Are you Are you

Sen sen

Coming to the tree

Geliyor musun o ağaca?

They strung up a man

Üç kişi öldürdüğü söylenen

They say who murdered three

O adamı astıkları ağaca

Strange things did happen here

Orada ilginç şeyler yaşandı

No stranger would it be

Ama daha ilginç olamazdı

If we met at midnight

Eğer biz gece yarısı buluşsaydık

In the hangin tree

Darağacında "

Dolabımın kapağını kapadığımda karşıma çıkan yüz beni çok şaşırtmıştı.

Diana: "Sesin güzelmiş "

Gözlerini biraz kısarak bana bakıyordu, hafif gülümsüyordu ama biçimli dişlerini görebiliyordum.

Marcus: "Oh, sağol "

Etrafa aptal bakışlar attığımdan hiç şüphem yoktu. Tedirgin olmuştum, Peter gözümü korkutmuştu. 'Bu kız kötü, bu kızdan uzak dur, mükemmel değil mi? Ama korkmalısın, o bir yalancı , seni kandırabilir, onunla göz teması bile kurma... ' Tedirginliğimi anlamış olmalı ki konuşmaya devam etti.

Diana: "Hey biraz sakin ol, yemem. "

Dedikten sonra gülümsemesi atmış ve gülümserken hafif bir ses çıkarmıştı. Oh ne güzel şimdi küçük prensesin egosunu arttırmış oldum, niye tedirgin oluyorum ki.. O beni etkileyemez, umurumda değil güzelliği...

Marcus: "Tanışıyor muyuz? "

İşte bu güzel... Kendim olmaya başladım şimdi.. Bu kızın benden istediği neydi böyle?

Diana: "Bu biraz sert oldu, tanışmak için geldiğimi anlayacağını sanmıştım."

Marcus: "Hmm Marcus ben"