Unfaithful

31 7 0
                                    

Sadakat nedir?

Bağlılık mıdır? Samimiyet? Aşk? Bazısına göre çoğu erkekte olmayan bir özellik, bazısına göre cinsiyet fark etmeden çoğu insanda olması gerekip de olmayan bir özellik. Peki Sadakatsizlik nedir? İhanet?


Merida's Pov


Diana Kare, hayatımda duyduğum en iğrenç iki kelime olmalı. Hepimizin kendine göre bir hikayesi var ve hepimizin hikayesi başka bir hikaye oluşturur. Peki bu hikayenin kötü karakteri kim? Diana mı? yoksa Ben miyim? Evet, Brad'i istediğim doğru, her kız Brad için her şeyi yapmaya hazır ama önlerinde bir engel var; Diana Kare. Okulun barbie bebeği mi desem Kraliçesi mi? İnsanların neden bu kıza hayran olduklarını anlamıyorum cidden. Diana, sadece küçük bir yalancı. Onun hakkında bildiğim şeyleri yanında gezen aptal kızılın bilmediğine de eminim. Aslına bakarsanız, başta Diana ile arkadaş olduğum bile söylenebilirdi. Yani bu tipik bir 'önce en yakın arkadaşlardı şimdi düşmanlar' hikayesi değil ama Diana ile küçüklükten tanışıyoruz. O, ben ve Peter beraber takılırdık. Yani 8 yaşında nerelere takılabilirsek işte.. Diana'nın evine gittiğimizi de hatırlıyorum. Ashley'nin hiç o eve gitmediğini de biliyorum. Diana'nın nasıl bir yalancı ve nasıl sahte bir kız olduğunu da tek bilen ben değilim. Ama Peter ona olan aşkından susmayı kabul etti ve ben tek başıma ayaklanırsam, kötü otururum. Peter'a yaptığı onca şeyden sonra, bu çocuk nasıl bu kadar aptal olabiliyor anlamıyorum... Peter'ın limonlardan nefret ettiğini ve limona karşı tiki olduğunu bildiği için bütün yemekhanenin Peter'a limon fırlatmasını ve ona 'Limon Kafa' lakabının konmasını sağlayan kişi o kız. Üzgünüm ama bu hikayenin kötü karakteri ben değilim, şimdilik.

Brad: "Hey"

Aman Tanrım, bu ses.. Evet, karşımda o sexy gülümsemesiyle Brad duruyordu.

Ona yaklaştım ve dudaklarına bir öpücük kondurdum. Sonra yavaşça geri çekilip,

Merida: "Hey"

Brad: "Seni özledim"

derken kalçamı kavrayan ellerini hissedebiliyordum. Bradle yaklaşık 2 aydır gizli bir ilişkimiz vardı. Belki de beni seviyordu ama Diana... O kızdan neden ayrılmadığını bilmiyordum. Ama önemli olan şuan onun yanında değil, benim yanımdaydı.

Merida: "Ben de seni özledim"

dedikten sonra dudaklarını sömürmeye başladım. Öpücüklerimiz arasında kahkahalarımız duyulabiliyordu. Neyse ki okulda kimse kalmamıştı ve biz rahatça sınıfta sevişebilirdik. Ama bir isteğim vardı. Onun sınıfında istiyordum. Bunu bir rekabet olarak mı görüyorum yoksa sadece kazandığımı hissetmek mi istiyorum bilmiyorum ama onun sınıfında yapmak istiyordum, Diana'nın sınıfında... Bacaklarımı Brad'in beline doladıktan sonra Brad zorlukla sınıfın kapısını açtı. Neden bu sınıfta olduğumuz hiç umurunda değildi, tek istediği şey bendim. Beni öğretmen masasına yatırdıktan sonra üstündeki ceketi ve gömleği çıkarmaya başladı.


Diana's Pov


Diana: "Aman Tanrım Ash! Dur dur"

Ashley: "Ne? Noldu?"

Diana: "Arabayı durdur, hatta durdurma geri dön, çantamı unutmuşum, kahretsin içinde her şeyim var!"

Ashley: "Off.. tamam sakin ol dönüyorum."


Arabayı okulun otoparkına park ettikten sonra, koşturarak binaya girdim. Çünkü hizmetliler buldukları kayıp eşyaları bir dolaba atıyorlar ve emin olun oraya girmek yerine lise birlerin bakirleriyle yatarım daha iyi.. ugghh.. Tüylerim diken diken oldu. Çantamı nerede unuttuğumu hatırlamadığım için önce dolabıma baktım. Orada yoktu ve delirecek gibi hissettim. Annemin ilaçları oradaydı ve onlara ihtiyacım vardı! Yoksa gerçekten zor bir gece geçirirdi-k

Bu gördüklerim gerçek olmamalıydı, kabus olmalıydı bunlar. Yapmamıştı bunu bana, seviyordu beni. Sınıfın kapısını açtığımda Brad ve Meridayı çırılçıplak ve inlemeler içinde bulmuştum. Meridanın yüzündeki sırıtış bir tokat gibi çarpmıştı yüzüme. Orospu.. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Ne tepki vermeliydim? Ağlamak istiyordum, hemde yere çöküp bağırarak ağlamak. Gülmek geliyordu içimden, içinde bulunduğum durum bir kamera şakasıydı sanki, bana olmuş olamazdı. Brad bana özür dilercesine bakıyordu, bir yandan da giyinmeye çalışıyordu. Çok çaresiz gözüküyordu. Onlara nasıl bir suratla baktığımı bilmiyordum ama gözlerim her an kapanacak gibiydi. Çok boş bakıyor olmalıydım. Siz olsanız ne yapardınız? Bağırır mıydınız? Ağlar mıydınız? Gülerdiniz belki ya da bir şeylere vurmaya başlardınız. Benim dediğim tek şey neydi biliyor musunuz?

Brad: "Diana ben-"

Diana: "Böyle bir olay hiç olmadı, aslında hiç yaşanmadı."

gülüyordum, evet küçük kahkahalarımın arasında söylemiştim bunları.

Merida: "Ve şimdi delirdi.."

Belki de delirmiştim. Bir anda yüzümdeki gülümsemeden eser kalmadı ve çok soğuk bir sesle devam ettim, Bu hareketimle korkmuş gözüktüler.

Diana: "Böyle bir olay hiç olmadı, ben hiç görmedim, siz hiç-bunu-yap-madınız. Giyin ve benimle gel Brad, gidiyoruz.

Brad hemen dediğimi yaptı, Merida şaşkınlıkla bizi izliyordu. Ben kaybetmiş olabilirim ama onlar da kazanmayacaktı. Çantamı da alıp sınıfı terk etmiştim. Brad de peşimden geliyodu. Tek duyduğum Brad'in özür dilemeleriydi. Sonra bir ara sustu. Dışarıda bekleyen Ashley'nin yanına gittim ve çok önemli bir işim çıktığını söyledikten sonra ona sevimli bir gülümseme attım. Şuana kadar yaptığım sahte gülümsemelerden en acıtanıydı bu. Brad'in dudağına küçük bir öpücük kondurduktan sonra otoparktan ayrıldım. Brad bu öpücüğün yalan olduğunu biliyordu, ve bunun 'bu olaydan kimseye bahsetme' öpücüğü olduğunu da biliyordu. Ama güçlü olmalıydım, sorumluluklarım vardı, otoritem, duruşum. Brad'e aşık değildim ama bu sadakatsizliği beni sarsmıştı.




Liar LiarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin