tjugotvå

13 0 0
                                    


selamlar,

bugün jungkook'un günlüğüne göz gezdireceğiz biraz

iyi okumalar :3

-

17.12. myeondong üniversitesi hastanesi ve onun kahveleri

bugün de koştura koştura gitmiştim hastaneye ziyaret saati bitmeden. tabii ilk çok şanslı olduğum için annem beni yine okul biter bitmez arayıp markete yollatmış, ardından memnun ifadelerle kâhyasının getirdiği poşeti almış, gıcıklığına devam edecekken benim götümde kurt varmışçasına hareketlerim yüzünden devam edememişti ve oracıkta zaten tüy olmuştum ben. arada uyuşukluğu tutuyor ve benden koca marketi istediği oluyordu,

elbette yapacağım o benim annem sonuçta. ama yine de işte tam o vakte denk gelince, bu sefer bir tık isteksiz, bir tık hoşnutsuz oluyordu insan doğal olarak.

neyse hastaneye dönelim tekrar.

evet ımm... biraz ezikçe olacak sıradaki satırlar ama olsun. her ne olursa olsun yazacağım.

bu sefer cesurca odasına dalmamıştım. ha yok, ilk değildi bu. dün de, evvelsi gün de, ondan önce ki günde. her defasında o beyaz kapının üzerindeki 30-40 santim uzunluğundaki cam parçasından izliyordum güzelimi. adeta iki kayanın çarpışması gibi bir anda aramıza öyle buz dağı örülmüştü ki. ya da bu buz dağı hep vardı da, ben mi yeni yeni keşfediyordum, orasını bilemem.

ağlamaya gidiyorum ben ya. günlüğü tatlı tatlı yazmak için mi aldım, ağlamak için mi bilmem.

-

21.12. myeondong üniversitesi hastanesi 1. kat asansör

bugün az daha yakalanıyordum. zaten adrenalinle aram iyi değildi, hemen çişim geliyordu. ama merak etmeyin çişimi tutmakta benden profesyonelini tanımıyordum.

yine infodaki kadına selam vermiş, gayet keyfim yerinde bir şekilde asansöre binip odasının bulunduğu kata geldiğimde, şansımın içine iki ekmek banayım ki o da tam odasına giriyordu hemşireyle. tabii gözü hemşireden beni görmediği için kaçma veya saklanma ihtiyacında bulunmadığım için birkaç saniye de olsa onu süzebilmiştim. o tertemiz, esmer teninin üzerindeki beyaz çizgili, bebek mavisi hastane kıyafetleri, işaret parmağındaki eskimiş yarabandı, hafif karışmış, ama hala çok güzel gözüken kahve saçları ve uğruna yıllarca almak için para biriktirdiğim bilgisayarımı satacağım dudakları beni her gördüğümde darmadağın ediyordu.

durun çok detay verdim tuvalete gitmem gerek.

-

25.12. myeondong üniversitesi hastanesi bahçe

bugün biraz sıkıcı geçmişti.

tabii ki taehyung'lu günlere sıkıcı diyemem estağfurullah ama az taehyung'lu gündü bugün, çünkü onu sadece bundan birkaç gün önce neredeyse yakalanacağım için göt korkusundan gidemediğim odasından değil de, minnacık -tamam kocaman ama benim gözümde minnacık- camından izlemekle yetinmiştim.

şimdi diyeceksiniz ki a be aptal o seni hiç mi görmedi sen onu öğlen 2'den akşam 6'ya kadar izlerken. ben de hemen cevap vereyim, a be aptallar tabii ki önlemimi bir adet siyah şapka ve medikal maskeyle almıştım. VE TABİİ Kİ GÖZLÜKLER ÇÜNKÜ O RUH HASTASI BENİ GÖZLERİMDEN DE tanırdı. belki yani. çünkü ben öyleydim şahsen.

not: eğer taehyung'la yılbaşını koyun koyuna geçirebilseydim bu günlüğü çoktan çöpe atmıştım.

hadi bay.

01.01. myeondong üniversitesi hastanesi yanındaki park

bugün hiç mutlu değilim.

galiba yazmakta en çok zorlandığım ve her gördüğümde bir kez daha üzüleceğim bir sayfa olarak kalacaktı bu günlüğümde.

o, gitmişti.

yeni bir yıl, yeni bir başlangıç olarak daha dün yaptığım onca ritüellerden sonra bugün tam cesaretimi toplamış, elimde sanki istemeye gidiyormuşcasına bir buket ve çikolata vardı ve ben kahretsin ki,

of allah belamı versin ki o kadar mutlu ve heyecanlıydım ki. birazdan bütün dünyamın başıma yıkılacağından, damarlarımın sanki tek tek kopacağından ve sikeyim ki kalbimin paramparça olacağından habersiz o kadar mutluydum ki.

ta ki o her şeyin başı, her şeyden sorumlu ve adına dava açacağım hastanenin önüne gelmeme kadar. infodaki abla -abla diyorum çünkü taehyung'dan ziyade artık onunla bile daha çok tanışıyordum- bile benim geldiğim zamanı bildiği için masada muzlu süt vardı.

en sevdiğim.

taehyung'un bilmeyip, infodaki kadının bildiği favori içeceğim.

tabii ben o muzlu sütü mutlu mutlu alarak, infodaki kadına mutlu yeni yıllar dilemiş -suratından mutsuzluk akan kadına-, zaman kaybetmemek adına ve gerizekalı olduğum için de kadına iyi olup olmadığını bile sormadan hızlıca asansöre yönelmiştim. yönelmez olaydım YÖNELMEZ olaydım nefret ediyorum resmen kendimden.

zaten ben daha düğmeye basmadan kadın arkamdan 'ufaklık' diye bağırmış, bakışlarımın oraya yönelmesine neden olmuştu. zaten ben daha neyin ne olduğunu kavrayamadan, asalak gibi ortada durup ne diyeceğini düşünemeden o bana 'üzgünüm' diyerek derin bir iç çekmişti.

sonrasında ise keşke o an sağır olsaydım diye dilemiştim tanrıdan.

'kim taehyung-ssi'nin çıkışı dün verildi hastanemizden.'

-

:')

okuduğunuz için teşekkür ederim

görüşmek üzere <3

cancer | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin