Carol geldi durağa. Bu sefer Tom yoktu. Ama nerde olduğunu düşünürken gelmişti. Carol görünce içten sevinmişti.
"Günaydın."
"Günaydın."
Onlar birbirlerine hatır sorarken kedi girmişti aralarına.
"Sözünü tuttun mu diye bakmaya geldi herhalde."
"Ne sözü?"
"Mama."
"He, tabii ki."
Tom cebinden içi mama dolu olan poşeti çıkarttı. Ağzında ki düğümü çözdüğünde kedinin rahatça yiyebileceği şekilde poşeti ayarlayıp önüne koydu. Kedi mutlu olduğunu belli eden sesler çıkardı ve yemeye başladı.
"İsim koymadık biz buna. Taco olsun mu."
"Olsun."
Taco yemeyi bitirdiğinde sevmeleri için ikisinin ortasına kıvrıldı. Tom ve Carol ise kediyi sevmeye başladı.
"Kimsen yok mu Taco?"
Taco miyavladı
"Anlamıyorum ki."
"Sen varsın diyo."
"Gerçekten mi?"
Carol'un ciddi bir edayla şaşırarak sorduğu soruya Tom kıkırdayarak cevap verdi.
"Maalesef, kedilerin dilinden anlamıyorum."
"Of bir de soruyorum."
Carol gülmeye başladığı sırada yüzünü kapadı. Tom bu hareketine takılmıştı. Gülümsemesi güzeldi, ne diye gizliyordu?
"Kapama."
"Efendim?"
"Yüzünü."
Carol'un gülmesi durmuştu. Öylece Tom'a bakıyordu. O esnada otobüsün gelmesiyle Carol ayağa kalktı ve gitti. Tom ise mama poşetini Taco'nun bulabiliceği bir yere koyup evinin yoluna yöneldi. Gitmesi gereken bir yer yoktu. Tek istediği Carol'u görmekti...