Carol geldi durağa. Fakat bu sefer farklı bir şey vardı, Tom ondan erken gelmişti. Yanına oturdu, beklemeye başladı.
"Günaydın."
"Günaydın."
"Nasılsın?"
"İyiyim sen?"
"Bende."
İkiside düşünüyordu fakat bulamıyordu konu. İçten içe birbirleriyle konuşmak istiyorlardı, aynı zamanda da belli etmemek. Öylece durup karşıya bakıyorlardı. O sırada bir kedi yaklaşıp usulca Tom'un kucağına kıvrıldı. Tom bakışlarını kediye çevirdi, ardından tüylerini okşamaya başladı.
"Ne kadar tatlı bir şey bu."
"Dimi? Gelip sevsene."
Carol biraz kayarak Tom'a yaklaştı ve onunla beraber kediyi sevmeye başladı.
"Nereden çıktın sen ya?"
Tom kediyi iki eliyle tutup havaya kaldırdı.
"Tipe bak."
Tekrardan kucağına koyduğunda kedi mutlu olduğunu belli eden sesler çıkardı.
"Şımarttık"
Carol gülümsedi ve kediyi sevmeye devam etti. Tom ise Carol'u izlemeye başladı. Gülümsemesi güzel gelmişti. Adını öğreneli bile sadece birkaç gün olmuştu, pek bir konuşması da yoktu, ama sevmişti kızı. Tam tanımadan olması saçma gelse de sevmişti.
Gelen otobüs sesiyle Carol ayağa kalktı.
"İyi bak kediye, görüşürüz."
"Tamamdır, görüşürüz..."