|||

714 61 37
                                    

Ertesi gün erkenden yola çıkmışlardı, Giyuu büyük bir kutunun içinde duruyordu Sanemi ise hem kutuyu taşıyor hem de yürüyordu. Ölmek üzere gibi hissediyordu, kaç kiloydu bu adam? Giyuu da asla yerinde durmuyordu bir o yana bir bu yana dönüp duruyordu bu da Sanemi'yi çok sinirlendiriyordu. Bir şey olmayacağını düşünüp anlık sinirle kutuyu yere fırlattı fakat eski odunlardan yapılma bir kutu olduğu için hemen parçalandı.

Güneş ışığı Giyuu'yu yakıyordu, acıdan deliye dönecekti neredeyse. Küle dönüşmek istemiyordu son anda bulduğu kocaman bir ağacın dibine girdi ve yanmamak için dua etti. Sanemi koşarak yanına geldi ve onun yanmış yüzüne baktı, hep böyle kalmamasını dilemişti içinden çünkü bu genç adamın güzelliğini bozuyordu. "Canın fazla yandı mı? Sen burada kal, ben hızlıca bir kutu bulup geleceğim sakın hareket etme yanmanı istemiyorum." Dedi sanemi, kafasını salladı Giyuu. Sanemi arkasını dönerek koşmaya başladı Giyuu ise kafasını bacaklarının arasına gömdü ve tekrar insan olabilmeyi diledi tanrıdan.

Yaklaşık 5 dakika sonra sanemi eskisine göre daha küçük bir kutuyla geri döndü, nefes nefese kalmıştı bir de nasıl Giyuu'yu taşıyacaktı? "Sanemi, gerçekten benim için endişelenmene gerek yok istersen tekrar konağa geçebiliriz." Dedi Giyuu, bu sözleri Sanemi'yi sinirlendirmişti "Ben ne dediysem o olacak şimdi şu kutunun içine gir ve işimi zorlaştırma!" Diye bağırdı Sanemi. Giyuu kendisine emir verilmesinden hoşlanmıyordu ama yapacak başka bir seçeneği yoktu, yanmamaya dikkat ederek kutunun içine girmeye çalıştı fakat başaramadı. "Sanemi.. Bu kutu çok küçük." Dedi Giyuu, üzüldüğünü belli etmemeye çalışıyordu ama yüzünden belliydi. Sanemi onun bu halini tatlı bulduğu için kendine sinirlendi fakat tatlı olduğu yalan değildi içindeki bu his de neyin nesiydi böyle? Sanemi "Giyuu, Nezuko'nun yaptığı gibi vücudunu küçültebilir misin?" Diye sordu.

Giyuu vücudunu küçülttüğünde bile kutuya sığamıyordu neredeyse yarım saattir uğraşıyorlardı hatta Giyuu yanlışlıkla biraz yanmıştı da. En son Sanemi aklına gelen bir fikri denemek istedi ve haorisini (hırkaya benzeyen) çıkarıp neredeyse onun çeyreği olan Giyuu'ya sardı ve güneşe çıkmasını istedi. Düşündüğü şey doğru çıkmıştı Giyuu güneşte artık yanmıyordu, haoriye sarılmış çocuğu kucağına aldı ve yola devam ettiler.

Giyuu yavaş yavaş ağırlaşmaya başlamıştı Sanemi cüssesinin de büyüdüğünü fark ediyordu bir ağacın gölgesine geçip haoriyi açtığında ise az önce neredeyse bebek gibi olan çocuğun şimdi eski haline döndüğünü anladı fakat uyumuştu. Belki o da Nezuko gibi gücünü uyuyarak topluyordur diye düşünüp aldırmadı Sanemi ve çocuğu aldığı gibi yola devam ettiler.

Aradan neredeyse 40 dakika geçtikten sonra sonunda Tamayo'nun bulunduğu yere gelebilmişlerdi Sanemi içeri girdiğinde Giyuu'yu, Yushiro'ya verdi ve derin bir nefes aldı. Tamayo'nun gel işaretiyle oraya gitti ve gösterdiği yere oturdu. "Haberi aldım, su hashirası Tomioka Giyuu bir iblis olmuş." Dedi Tamayo, kafasını sallayarak yanıt verdi Sanemi gerçekten bu konu hakkında konuşmak istemiyordu fakat kendi hatası olduğu için onun ilgilenmesi gerekiyordu. Karşısındaki adamdan ne kadar nefret etse de bunu yapmak zorundaydı belki bu şekilde biraz da olsa Giyuu ile yakınlaşabilirdi. "Sanemi, o gece olanları bana detaylıca anlatmanı istiyorum." Diyince Tamayo, Sanemi biraz çekindi çünkü suçun onda olduğunu söylese de kimseye yaşananları anlatmamıştı fakat anlatmaktan başka çaresi yoktu. Yushiro ile Giyuu da iyi anlaşmış gibi duruyorlardı bu Sanemi'nin nedense ağırına gitmişti fakat aldırış etmedi. Biraz konuştuktan sonra Tamayo, Giyuu'yu yanına çağırdı ve elindeki fenere benzeyen aletle gözünün içine baktı, Giyuu'nun suratından acıdığı belli oluyordu, Sanemi o an ona sarılmak istemişti ama bu yapabileceği belki de son şeydi.

"Düşündüğüm gibi, Giyuu zararsız bir iblis insanlara saldırmaz fakat gücünü uyuyarak toplayabileceğini sanmıyorum. Ona düzenli olarak kan verilmesi lazım yoksa kısa süre sonra ölür." dedi Tamayo, tam sözüne devam edecekken "Ben veririm." dedi sanemi ve çıkardığı katanasıyla koluna orta boyutta bir çizik attı, bu kanamasına yetmişti. Giyuu'nun yanına gittiğinde ise Giyuu onun neredeyse üstüne atlamıştı fakat Sanemi hissetmemişti nasıl olur da hissetmezdi? Çocuğun aklını okumuş gibi "Zararsız bir iblis olduğu için kuvvetli bir şekilde hissetmemen normal, fakat baskın bir şekilde yanında bir iblisin durduğunu hissedersen.. maalesef ki Tomioka'yı imha etmen gerekecektir." dedi Tamayo. İmha etmesi mi gerekecekti? Bu kadın neler söylüyordu böyle? Sanemi, kolunu nerdeyse bebekmiş gibi yalayıp emen Giyuu'ya baktığında onu öldüremeyeceğini zaten anlamıştı. Tamayo bir anda "Sanemi, Giyuu'ya iyi bakman gerekiyor ki imha edilmesi gerekmesin. Kan ihtiyacını kaybettikten sonra zaten başka birisine saldıracağını düşünmüyorum hatta sizinle birlikte savaşabilir bile." Dedi ve Sanemi azıcık da olsa rahatladı. Giyuu kanı neredeyse silip süpürmüştü fakat sanki daha fazla istermiş gibi Sanemi'nin suratına bakıyordu. "Peki ne kadar kan vermeliyim?" Diye sordu Sanemi. "Haftada üç kez bir tas dolusu." Diye söze atladı Yushiro, bu çocuk saneminin hiç hoşuna gitmemişti. "Yushiro doğru söyledi Sanemi. Yani şu an içtiğinden biraz daha fazla içse onun için yeterli olacaktır."

Sanemi katanasını kaptığı gibi koluna başka bir çizik attı ve Giyuu'ya alabilirsin gibi bir işaret yaptı, Giyuu'nun kolunu yalaması onu huylandırmamıştı dahası iyi bile hissetmişti. Tamayo'nun ona uzattığı kaba bakınca ilk başta anlam veremedi, sonra Tamayo "Bu kap dolacak kadar içse ona yeterli olacaktır." dedi ve kabı Sanemi'ye verdi. Sanemi o kabı hiç kullanmayacağından emindi çünkü şu an içinde bulunduğu durum ona hiç de kötü gelmiyordu. "Son olarak Sanemi, eğer sabahları dışarı çıkacaksa mutlaka bu kolyeyi taksın." Dedi Tamayo ve ona bir kolye uzattı "Bu kolye onun güneşte yanmasını biraz da olsa engeller, fakat yine de çok güneşte durmaması daha iyi olur."

Sanemi ve Giyuu yürümeye başlamıştı, hiç konuşmuyorlardı ki bu Giyuu için sorun değildi onun için tek sorun fazlasıyla hasta hissetmesiydi. Ne kadardır yürüyorlardı? Belki de 40 dakikadır. "Sanemi.. ben gerçekten hiç iyi hissetmiyorum." Diyebildi Giyuu kendini yere bırakmadan önce.

Babysitting a Demon |Sanegiyuu|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin