*Sanemi's pov*
Uyandığımda üzerimde hissettiğim gözlerle birden yataktan fırladım, tabii ki de bu gözler Giyuu'ya aitti. Benle dalga geçer gibi "Yanlış sen beni yanlış anladın, ben altta kalmam." Diyip gülüyordu, sinirlenmiştim sonra Gyomei'nin odada olmadığını fark ettim. "Giyuu saat kaç, Gyomei nerde?" Diye sordum sinirli bir ses tonuyla "Gyomei'nin nerde olduğunu bilmiyorum ama saat 11." Dedi Giyuu. Dün bana yapılan şeyi hala aklım almıyordu, ben nasıl altta kalmıştım? Hem de Giyuu gibi birinin altında..*tekrardan 3. Kişi*
Sanemi son kez şansını denemek için "Giyuu, gel bir Tamayo'ya görün. Lütfen." Son kelimeyi çok sessiz söylemişti Sanemi çünkü Giyuu'nun kabul etmeyeceğini düşünüyordu fakat Giyuu "Pekala Sanemi." Diyince şaşkınlığını koruyamadı.Tamayo'nun kaldığı yere doğru tekrardan yola çıktılar, vardıklarında ise karşılarında Shinobu duruyordu. Onun ne işi vardı burada? Sanemi, Tamayo'yu görmek için etrafta gözünü gezdirdiğinde Shinobu "Merhaba Sanemi, biz de tam Tamayo ile birlikte Nezuko ve Giyuu'yu tekrar insana döndürmek için olan ilaçlarla uğraşıyorduk." Dedi. Sanemi rahatlamış gibiydi, Giyuu'nun elini tutup içeriye girmesini sağladı. Giyuu, Yushiro'yu görünce sevindi ve hemen yanına gitti, o ikili orda konuşurken Sanemi de çoktan Tamayo'nun karşısına oturmuştu bile. "Sanemi, yaptığımız ilaç şu an için çok yetersiz ve gördüğüm üzere Giyuu git gide daha da çok güçleniyor, bu ilaç onun için yeterli olmayacaktır. Bu kadarcığı bile yaklaşık bir yılda üretebildik." Diyince Tamayo Sanemi şaşırmıştı. Düşündüğü doğruysa eğer bu ilaçın yaklaşık on katı falan lazımdı Giyuu'ya. "Kullandığımız bitkinin toplanması için bir sürü kişi öldü, bir dağın tepesinde fakat etrafı iblislerle sarılı. Hashiralardan yardım isteyecektik fakat meşgullerd-" dedi Tamayo ve Sanemi hemen söze atlayarak "Biz gideriz, konumu anlatır mısın." Dedi.
Sanemi ve Giyuu konumla beraber köşke döndüklerinde hemen Oyataka Efendiye gideceklerini haber verdiler. Sanemi odada giyiniyordu ve karşısına Giyuu'nun katanası çıktı. Giyuu uzun süredir bunu kullanmıyordu diye geçirdi aklından ve kendi katanasıyla Giyuu'nun katanasını alıp kapıda onu bekleyen Giyuu'ya doğru yöneldi. "Bunla savaşacaksın." Dedi Sanemi, Giyuu ise kafasını salladı ve katanasını kemerinden geçirerek yürümeye başladı.
Sanemi ve Giyuu uzun süreli yürümenin sonunda dağa varmışlardı. Hava kararıyordu fakat iblis kokuları çoktan gelmeye başlamıştı. Karşılarına çıkan kişi Giyuu'yu gerçekten de şaşırtmıştı, karşılarında Akaza duruyordu. "Demek ki koku senden geliyor, ne kadar yazık. Birazdan o güzel yüzünü paramparça edince böyle gülemeyeceksin." Dedi Sanemi. Akaza güldü ve Sanemi'ye ismini sordu "Shinazugawa Sanemi, aklına iyi kazı çünkü senin boynunu keseceğim iblis." Diye bağırdı Sanemi ve katanasını çıkarıp Akaza'ya doğru koştu. Giyuu hala yerindeydi, bir santim bile kıpırdamamıştı. İkisini de seviyordu fakat bu gidişle kesinlikle ikisinden biri ölecekti.
"Sanemi's pov"
Karşımdaki iblis çok güçlüydü, üst ay ikiye göre normaldi aslında fakat dövüş teknikleri asla kesilmiyor ve hiç susmuyordu. Ne büyük baş ağrısı..
Karşımdaki iblis bana "Shinazugawa, sende olan bu potansiyeli gerçekten boşuna harcıyorsun, seni iblis olmaya davet ediyorum." Dedi. Şaşırdım fakat güldüm "Gerçekten sizin o boktan efendinize itaat edeceğimi falan mı sanıyorsun? Saçmalık." Dediğimde karşımda duran iblis sanki ona laf etmişim gibi bana bakmaya başladı, kokusu daha da güçlenmişti fakat bu beni durduramazdı, katanamı tekrar savurdum fakat yaptığı ani hareketle katanamın kırılmasına sebep oldu. Artık savaşmak için ellerim ve kırık bir katanam vardı bir de Giyuu, sahiden neden orada öyle dikiliyordu ki. Giyuu'ya baktığım sırada kalbimin hemen yanında hissettiğim acıyla birlikte tüm ormanı ayağa kaldıracak şekilde bağırdım sanırım çünkü Giyuu bana doğru koşuyordu, vücudumda bir delik oluşmuş gibi hissediyordum. (Rengoku reference) Gözlerimi tekrar açtığımda acı biraz da olsa geçmişti fakat hala çok kötüydü, bakmaya çalıştığımda ise ne delikle karşılaştım ne de bir yarayla. Etrafıma baktığımda ise Akaza ve Giyuu'nun büyük bir kavga içinde olduklarını gördüm fakat Akaza hemen yenilense bile Giyuu'nun yaraları neredeyse hiç yenilenmiyordu, doğru ya ona neredeyse 2 gündür kan vermemiştim. Son gücümle Giyuu'ya doğru koştum ve onu yakalamayı başardım. Giyuu'yu bir ağacın altına çektiğimde Akaza gülmeye başlamıştı "Sorun nedir Shinazugawa? Korkma arkadaşını öldürmem." Dedi, aldırış etmemeye çalıştım ve koluma kırık katanamla gerçekten derin bir çizik attım. Canım çok yanmıştı fakat ses çıkarmamak için diğer elimle ağzımı sıkıca kapattım ve sol kolumu Giyuu'ya doğru uzattım. Giyuu yalayınca benim canım daha çok yanıyordu fakat bu şu anlık önemli değildi, savaşabilecek gibi değildim hiçbir yaram olmamasına rağmen. Giyuu sonunda yenilenmeye başlamıştı ve bu beni gerçekten rahatlattı. Giyuu "Gitmeye hazırım Sanemi." Dedi fakat ben ona bile bakamadım, canım çok yanıyordu. Elini çeneme koydu ve göz teması kurmamızı sağladı "Dikkatli ol." Diyebildim sadece. Giyuu, Akaza'ya doğru koşmaya başladığında Akaza bir anda ortadan kayboldu. İkimiz de anlam verememiştik tam etrafıma bakınacaktım ki anında yanıma gelen silüet kokusu ve aurasıyla beraber titrememe sebep oldu. Bu büyük ihtimalle Akazaydı ve benim savaşmayı bırak ayağa kalkacak gücüm yoktu. "Tomioka, lütfen bir süre orda kal, Shinazugawa ile biraz sohbet edeceğiz. Eğer gelmeye çalışırsan maalesef ki Shinazugawa'nın beynini etrafa sıçratmam gerekir." Dedi ve bana döndü Akaza. Eliyle yüzümdeki yaraları inceledi ve "Eğer bir iblis olursan bu yaraların hepsi geçer. Neden bu kadar inatçısın Shinazugawa.." dedi. Giyuu haricinde bir iblisin benle temas kurması hiç hoşuma gitmemişti, zorla kolumu kaldırdım ve Akaza'nın bileğini tutup yüzümden çektim. Akaza tekrar ve tekrar güldü, bu kadar komik olan neydi? "Sanemi biliyor musun? Aslında gerçekten tatlısın o yüzden seni öldürmeyeceğim ama bir şartım var." Dedi Akaza. "İblis olmaktansa ölürüm daha iyi." Dedim sanki geleceği görmüşüm gibi, Akaza'nın birden yüzü düştü ve pantolonundan çıkardığı bir kapsülün kapağını açtı. Kan olabileceği hiç aklıma gelmemişti fakat sanırım Giyuu'nun gelmişti çünkü bir anda Akaza'ya doğru bağırarak koşmaya başlamıştı. Çok geçti Akaza diğer dört parmağıyla çenemden beni desteklerken işaret parmağını ağzımı açmak için kullandı, ağzımı bile kapatacak gücüm kalmamıştı fakat ben bir iblis olmamak için denedim. Sanırım başarısız olmuştum fakat hiçbir şey hissetmiyordum. Sadece boşluk."3. Kişi ağzından."
Giyuu, Akaza'ya doğru koşmaya başladığında Akaza, Giyuu'ya sanki yanlış bir şey yapmış gibi bir bakış attı, sahi Giyuu yanlış bir şey mi yapmıştı? Yanlış bir şey yaptığını Akaza, Sanemi'nin kafasını tek hamleyle parçalayınca fark etti. Doğru ya Akaza ona gelme demişti. Sanemi'nin kalan vücudu yere devrilince Giyuu gözyaşlarını tutamadı ve oraya doğru daha hızlı bir şekilde koşmaya başladı. Dizlerinin üstüne çöktü ve Sanemi'nin kafasını gördü. Hepsi onun hatasıydı, Sanemi onun yüzünden ölmüştü."Eğer ben olmasaydım Sanemi ölmezdi."
Kitap bitmedi bu arada devam edecek ama okuyanlar yıldız atmayınca üzülüyorumya😔😔
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Babysitting a Demon |Sanegiyuu|
ActionSanemi ve Giyuu hiç anlaşamayan bir ikiliydi fakat bir akşam yaşanan olaylardan sonra Sanemi'nin Giyuu'ya bakması gerekmekteydi.. Yazım yanlışı olduğunu düşünmüyorum belki anlamsal hatalar olabilir iyi okumalar ‼️Smut az bir şey olsa da vardır haber...