Cedric oğlunun kendini neden bu şekilde tehlikeye attığını bir türlü anlamıyordu. Ona yıllardır Kraliyet ailesinin kötü olduğunu aşılıyordu, kralların büyücüleri öldürdüğünü söylüyordu ama Sunghoon buna rağmen Jay'i koruyordu. Kendini kurtaracak bir fırsatı varken halen daha Beritten krallığını kurtarmaya çalışıyordu.
Jay hızla önden yürürken Cedric Sunghoon'u çaktırmadan dürttü ve geriden yürümesi için ona kaş göz işaretleri yaptı. Sunghoon biraz yavaş yürüyüp geriden olan babasına yetişti ve birlikte geriden yürümeye başladılar. " Ne diye mahzende kalmadın, kralların birer büyücü katilleri olduğunu bilmiyor musun? Ne diye onu savunuyorsun?" Cedric sinirli bir şekilde yürüyordu ve Sunghoon'un yapacağı açıklamayı bekliyordu. Sunghoon belindeki kılıcı iyice yerine koydu, yakasını düzeltti, üstünü güzelce düzeltti...
Cevap vermeyen hiç niyeti yoktu, cevap vermek istiyordu ama babasının tepkisinden korkuyordu. " Ne yapıyorsun sen, soruma cevap versene." dedi Cedric sinirle.
Sunghoon artık onu oyalayamıyordu. Defin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı. " Senin benden Jay ile ilgili bir şey sakladığını düşünüyorum. Jungwon'u da bunun için uyuttun, ben öğrenmeyim diye. Ne saklıyorsun benden baba?" Cedric bakışlarını karşıya doğru çevirdi ve kocaman gözleriyle hızlanmaya başladı. Bu soruyu cevaplayamazdı, ona gerçeği söylerse Jay'i her daim koruyacaktı. Bunu yapamazdı, Jay'den nefret ediyordu ve oğlunun da aynı şekilde ondan nefret etmesini istiyordu."Bak ben senden bir şey saklamıyorum ama senin hemen kendini gelmen lazım, bir katili destekleyemezsin."
"Eğer sen bana gerçeği söylemezsen Jay'i ölene kadar destekleyeceğim." Cedric iyice sinirlenmeye başlamıştı, oğlunun bu düşüncelerini ne yapsa da değiştiremiyordu. Ondan kuşkulanıyordu ve bu kuşkusu hiç azalmıyordu.Cedric hızlandı ve oğlunu arkada bırakarak Jay'e yetişti. Jay saray kapısının onun geldi ve "Tüm muhafızlar buraya gelsin demedim mi ben." diye söylendi Cedric'e bakıp. Cedric telaşla etrafına baktı ve muhafızların daha yeni yeni geldiklerini gördü. Onlara doğru gidip "Kral sizi mi bekleyecek, hızlı olun." diye bağırdı. Geri gelip Kral'a herkesin hemen hemen geldiğini söyledi. Jay bir ileri bir geri giderek herkesin toplanmasını bekledi. Tim muhafızlar kılıçlarını kuşanıp saray kapısının önüne doğru geldi ve büyük bir kalabalık oluştu.
" Herkes geldi değil mi Cedric?"
"Evet majesteleri herkes burda." Jay kılıcını yerinden çıkardı ve ucunu yere değdirip ondan destek aldı.
" Şimdi beni iyi dinleyin, dışarıda ki yaratıklar her an sarayın pencerelerini kırıp içeri girebilirler."
" Majesteleri isterseniz tüm pencereleri tahtalarla kapatalım?"
" İşe yaramaz çünkü çok güçlüler. Onları yenmenin tek bir yolu var, oda boynuzlarını kesmek." Muhafızlar çatık kaşlarıyla birbirilerine baktılar. Herkesin aklında aynı soru vardı. Bunu nasıl yapacaklardı?Her yer sallanıyordu ve yaratıklar tüm camlardan içeri girmeye çalışıyorlardı. Jay tüm muhafızları bir yere dikti ve kendisi de en büyük cam olan giriş kapının etrafındaki camın yanında durdu. Yanında Sunghoon ve Cedric de vardı. Camın etrafın onlarca kuş vardı ve hepside cama vuruyordu. Camın kırılmasına ramak kalmıştı.
" Hazır mısın Sunghoon?"
" Ben her zaman hazırım majesteleri."
Jay kılıcını dik tuttu ve camın kırılması bekledi. Kuşlar cama vurdukça camdaki çatlaklar büyüyordu, serin dayanamayacak duruma gelmişti vur onlarca parçaya bölünmüştü. Camın kırılmasıyla yaratıklar içeri girmeye başladı. Jay önüne gelen her yaratığın boynuzunu koparıyordu, aynı şekilde Sunghoon da gördüğü tüm yaratıkların boynuzlarını kesiyordu. Onları gören Muhafızlarda karışılarına çıkan tüm yaratıların boynuzlarını kesmeye başladı. Herkes birbiriyle uyum içerisinde ve bir ekip gibi çalışıyordu.....
Kraliçe olduğu yerde bir o yana bir bu yana gidiyordu. Delirmiş gibiydi ve ne yapacağını bilmiyordu, burdan çıkmak istiyordu. Burdan bir an önce kurtulmak istiyordu çünkü yüzüğü odasında kalmıştı. Kraliçe Helena aslında bir büyücü değildi, o sadece Kral Leonardo ile evlenen Asyalı bir prensesdi. Cedric ile tanıştıktan sonra Cedric ona büyü yapabilmesi için bir yüzük vermişti ve o yüzüğü takmadan büyü yapamıyordu ama şimdi Jay onu kurtarmak için mahzene kilitlenmişti. "Aptal çocuk bizi buraya kilitleyerek eline ne geçti ha? O canavarlar bizi her türlü öldürecek." Kraliçe elini alnına götürdü ve alnına vurmaya başladı. " Ah, akılsız başım, o yüzüğü nasıl unutursun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
prophecy - jaywon (Tamamlandı)angts
FanfictionKraliyette yıllardır konuşulan ve herkesin artık eski bir söylenti olduğunu düşündüğü bir kehanet... Kehanete göre eski zamanlarda yakılarak yok edilen vampir ailelerinden sağ çıkan ve ülkeyi lanetleyen bir vampir, ailesini yok eden bu kraliyet aile...