#4

450 62 42
                                    

Orman karanlığa gömülmüştü ve sadece gece hayvanlarının sesi çıkıyordu. Gecenin sesi vardı ormanda, sessizliğin sesiydi. İlk başta çok sessizdir ama zaman geçtikçe düşen yaprağın sesini dahi duyuyordunuz. Bu kadar karanlık bir geceden kalbi yaralanan ve amaçladığı şeyi yapamayacağı korkusuyla etrafta koşan biri vardı. Bir vampir.

Jungwon koşuyordu, sadece koşuyordu. Gözlerinden yaşlar akıyor, sol tarafı ağırlaşıyordu.

" Ben yalancının, işe yaramzın tekiyim."

Ormanda koşuyordu ve haykırıyordu.

"Anneeeeee...."

" Anne nerdesin? "

Won durdu. Ormanın ortasındaki açık alana geldi . Burayı yıllar sonra ilk defa görüyordu. Anne ve babasının yakılarak öldürüldüğü yeri yıllar önce terk etmişti.
Üstünden kaç mevsim geçti , kaç bahar geçti, kaç dolunay geçti ama tam bu kayanın yanın bir direğe bağlanıp yakılan annesinin bağırışlarını unutamıyordu.

" Anne..."

Won hıçkırarak ağlıyordu.

" Anne nerdesin?"

" Yapamıyorum anne, intikamınızı alamıyorum."

Annesinin onu duyacağını sanıyordu ve öylesine bağırıyordu ki tüm orman onun sesiyle yankılanıyordu.

" Prens bir büyücü çıktı. Bunu ben yaptım anne. "

" O benden daha güçlü , onu yenemem anne."

Kızıl gözleri düşündü. İçinde hapsolup sıkıştığı kızıl gözleri düşündü.

" Anne onu düşmanım olarak görmüyorum."

" Özür dilerim. Gerçekten özür diledim. Bugün onu öldürmedim anne."

Won hıçkırarak ağlıyordu. Taakati kalmamıştı. Dizleri güçsüzleşmeye başladı ve yere düştü. Ellerini toprağa dayadı. Ağlamasını durduramıyordu.

" Öldürmedim onu anne."

" Öldüremedim onu anne."

" Öldüremedim. "

"Sizi öldüren kişi Kral Cyrus ama ben sizin intikamınızı neden masum bir gençten alıyorum?"

Prensi öldürememenin acısıyla yanıyordu Jungwon.

" Bunu nasıl yapardım. Onun gözlerine aşık oldum anne."

" Onun beline aşık oldum anne."

" Büyücü değilim ama bir erkeğe bir şeyler hissediyorum. "

Won iki eliyle gözlerini sildi ve ormandaki boşluğa baktı.

" Anne yardım et bana, lütfen."

" Prens bana çok iyi davranıyor, beni her şeyden koruyor."

Won'un sesindeki kalınlık git gide azalıyordu ve ses tonu düşüyordu. Gözlerinden akan yaşları silmeye başladı ve ayağa kalktı. Ormana doğru yürümeye başladı . Kafasında onlarca düşünce vardı. Annesine verdiği sözü unutamazdı. Bunu yapamazdı. Ormanın içinde yürürken bir ağacın önünde durdu Won. Bu o ağaçtı, içine saklandığı ağaç. Aklına o an geldi ve annesinin onu korumak için askerlere söylediği sözleri hatırladı.

" Onu asla bulamayacaksınız. O gitti çok uzaklara gitti. Ama bir gün , bir gün mutlaka bu acının bedelini size ödetecek. Bizi yaktığınız gibi oda sizi yakacak. Hem sizi hem kraliçelerinizi hem krallarınızı hemde prenslerinizi."

prophecy - jaywon (Tamamlandı)angtsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin