1.Bölüm

30 4 72
                                    

HER ŞEYİN BAŞLANGICI
-Kimse umurumda değil!"

Hava kararmıştı ve ben her zaman ki gibi karakolun terasında elimde ki sıcak kahveyle manzaraya bakıyordum.

"Komiserim, sorgu var. Şevket Amirim sizi çağırıyor."

"Tamam, Soner, geliyorum. Sende şu kahveyi çağ ocağına koyar mısın müsaitsen?" yavaşça ayağa kalktım ve üstümü başımı düzelterek sorgu odasına gittim. Sandalyede aradığımız adamın baş yardımcısı duruyordu. Nasıl oluyordu da bütün adamlarını zayıf seçecek kadar düşük bütçeli bir katil olabiliyordu?

Dosyayı elime alıp baktığımda şaşırmadığım bir sicil vardı. Bir sürü suç ve söylenen yalanlar. Öfkeli gözlerle isme baktım.

Caner Tekin

"Neden hâlâ o adamın yanındasın, Caner?"

Gözlerini kaçırdı ve yanındaki avukatına baktı.

"Sende hâlâ bu herifin avukatlığını mı yapıyorsun?" ikisi bir kelime bile etmedi. Sakin olmalıydım. "Avukat Cemal Güngören, anlat bakalım."

"Müvekkilimin hiç bir suçu yoktur. Ne diye sorguya çekiyorsunuz?!" sesini yükselmişti bir komisere karşı ses yükseltmek he?

"O sesini indireceksin ilk önce!.." elimi masaya sertçe vurarak ikisini de sıçırttım. "Lan madem müvekkilinin bir suçu yok. Neden şu anda seninle sorgu odasında, bizim önümüzde, elleri kelepçeli, korkuyor. Neden?" Caner'in yüzüne baktım. "Küçücük kızdan ne istedin be geri zekalı?!"

Ürkekçe kafasını kaldırarak gözlerime baktı. "Çok güzeldi ne yapayım? Aşık oldum resmen." birde ballandıra ballandıra anlatıyordu.

"Birde çok güzelmiş gibi söylüyorsun. Geri zekalı! Daha 9 yaşında kız! Tecavüz etmişsin, dayanamamış intihar etmiş!"

"İntihar edeceğini düşünmemiştim." gözleri film cama bakıyordu. Kapının yanında ki telefon çaldı.

"Efendim müdürüm? Bu kadar mı? Peki müdürüm..." masanın yanına geldim ve demirdeki takılı kelepçeyi çözdüm ve ellerine geri taktım." Zaten sen düşünebilecek kadar akıllı biri olsaydın; o enayi patronun yanında durmazdın." Kapıdan çıktık. Ve Caner'i, Soner'e bıraktım.

"Nereye götürüyorsunuz?" dedi çırpınan balık gibi.

"Soner, konuşturma şunu!" dedim sesimi bastırarak.

"Caner, kes sesini!" Soner, söylenerek adamı hücreye götürürken ben Cemal Müdüre döndüm.

"Müdürüm, neden bitirdik hemen sorguyu?" dedim saçlarımı yana atarken.

"Konuşmak gibi bir derdi yoktu da ondan. Görmedin mi? Adam sen konuşmasan uyuyacaktı. Ne halt işlemişse uykusuz kalmış." dedi yavaşça yürümeye başlarken.

"Eh, peki o zaman. Bir şey içer misiniz? Odanıza göndereyim benim izin saatim geldi. Yarın görüşürüz."

"3 şekerli çay alırım! Yarın gecikmeden geliyorsunuz!"

Kanlı GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin