3. Bölüm

15 2 30
                                    

Seninle Birlikte
-Devriyeler dolanır, gönlün arka sokaklarında-

Kubilay Karça- Celladına Aşık

(Günümüz)

Karakoldayız yine ama her şey konuşulmuş, bitmiş...

Selimle koridorda oturuyordu, tabi benim elimde yine soğuk çay. Sessizce güldüm.

"Ne oldu?" dedi gülümseyerek.

"Aklıma kafandan aşağıya soğuk çay döktüğüm an geldi." kısa bir kahkaha attık ikimizde. " Ama hak etmiştin, şimdi yalan yok."

" 'Yanlış anlaşılma' diyelim."

"Eh, öyle de diyebiliriz." dedim gülümseyerek.

"E, şimdi ne yapacağız? İzin günümüz."

"Gezebiliriz... Tabi senin de işin yoksa."

"Yok, yok da nereye gideceğiz?"

"Bilmem, sinemaya gidebiliriz belki. Bu aralar, çok film çıkmış. Aktris mesela? Ya da şey vizyondaysa incir reçeli izleyebiliriz."

"A, evet. Bende izlemedim. Gidebiliriz aslında."

Ayaklandım.
"Eh, hadi o zaman! Benim arabayla gidiyoruz, aşağıda bekliyorum." Koşarak merdivenlerden indim ve arabayı açtım. Oturdum ve arabayı çalıştırdım. Selim de yavaş yavaş iniyordu.
"E, hadi ama. Görende zorla götürüyorum sancak."

"Tamam geldim." Koşarak yan koltuğa bindi. "Go!"

Arabayı son hız sürüyordum. Selim, bana tedirgince baktı.

"Öyle bakmaya devam edecek misin?"
Hemen önüne döndü.

"Son hız sürmemelisin."

"Sen alışık değilsin sanırım."
Bir 'side eye' bakışı attı.

"Sağ çek sana son hızı göstereyim, yolda da kimsede yokken henüz. Sinemadan önce heyecanın ta kendisini tatbilirsin."

"Emin misin?"

"Güveniyorsan tabi bana."

"Güvenmediklerimle yola çıkmam." Ani frenle durdum.

"Hop yavaş!"

"Hadi," şoför koltuğundan indim ve yan koltuğun kapısının önüne geçtim. Bana uzun uzun baktı. "E, 'ben sürerim' dedin."

"He, peki o zaman."

O da arabadan çıktı ve ben bindim. O da şoför koltuğuna bindi. Ellerini 'ben ne yapacağım' diye kaldırdı.

"Bak, arabayı çalıştır, gaza bas ve direksiyonu çevir, ilerle. Yüksek hız içinde; gaza basabildiğin kadar bas."

"O zaman, hadi!" gaza bir anda bastı ve vücudum bir geri, ileri oldu.

"Yavaş!"

" 'Yüksek hız istiyorum!' dedim."

Başımı ağır ağır salladım. "Tamam, o zaman!" İnce bir çığlık attım ama kapanan gözlerim, arabanın durmasıyla açıldı. "Vay, iyiydi."
diyerek güldüm. "Ama dikkatini çekerim, biz bir memuruz."

"Doğru, doğru." gülümsedim ve ikimizde arabadan çıktık. Selim, anahtarı kilitleyip, bana fırlattı.

Sinema için iki bilet aldık ve saatine on beş dakika kalmıştı.
"İncir Reçeli, he?" Diye sordu bilete bakarak. "E, hani bunun ikincisi?"

Kanlı GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin