"Çok değerli ev halkı, size küçük bir soru soracağım. Riki nerede?" "Bize dedi ki cehennemin dibine gidiyorum. Biz de dedik ki ha okay siktir git." "Niye izin verdiniz gitmesine be?! İşim vardı onunla." "Ha bir de Riki dediki Jay hyung beni unutsun o bara adım atmam." "Kodumun manyağına bak sen! Gelmemek için evi terketmiş."
~
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
~
Jay her yolu denese de bir türlü Riki'yi getirmeyi başaramamıştı. En sonunda pes ederek bara kendisi gitmiş ve kalabalıkla uğraşmaya başlamıştı. Sunghoon ile birlikte yönetiyorlardı bu barı. Ek işleri gibi bir şeydi bu.
"Bakar mısınız?" "Tabi, buyurun."
Jay bir yandan müşterilere bakıyor bir yandan da Riki gelsin diye yalvarıyordu. Bazı günler ekstra kalabalık olduğundan 2 kişi olmaları onları zorluyordu. Tabiki bunu Riki yerine Jake de yapabilirdi ancak Riki kadar ilgili değildi müşterilere karşı. Riki çok yaramaz olsa da müşteriler karşısında ciddiyetini koruyordu. Jake ise "Hiçbir kuvvet bana bunu yaptıramaz!" diyerek işin içinden sıyrılıyordu. Ama bu gün kurtulmayı başaramamıştı. Jake herkese karşı gelse de konu Sunghoon olduğunda kıyamıyor ve kabul ediyordu.
"Yoruldum ben gidiyo-" "Sim Jaeyun, nereye gidiyorsun?" "Hiç~ Sana yardıma geldim ya Sunghoon~" "Aptal enayi Jake!!" "Jay hyung beni zobalıyor ya!"
Jay'in de buna tahammülü yoktu işte. Hoon ve Jake flörtleşmeye başladığı anda kusası geliyordu.
"A merhaba! Şey geçenki uzun boylu hödük burada mı acaba?" "Hö- ne?! PAUAHHAHAHAHAAHHA!!!!! Pardon bir an tutamadım da AHAHAHAHAHAHHAHAHAHAHAHAHHA!!" "Onun kusuruna bakmayın lütfen. Kimi sormuştunuz." "Benim güzel saçlarımı yolan hödüğü!" "Riki? O bu gün yok." "Hadi ya~ Ama özür dileyecektim ben."
Sunoo büyük bir hevesle geldiği barda hevesleri kursağında bırakılınca yüzünü düşürmüştü.
"Ben iletirim özrünüzü merak etmeyin." "GERÇEK Mİ? Çok teşekkür ederim~"
Jay gülümsemesini karşında duran bedene sunup işine dönecekken Sunoo bir anda kolundan tutmuştu Jay'in.
"Şey... Afedersiniz izniniz olmadan dokunmak istemezdim. Ona şey der misiniz?" "Tabi siz söyleyin ben iletirim." "Oh, şey... Bir kağıda yazsam ve sizde ona verseniz?" "Tabi, bekliyorum."
~
Merhaba~ Şey, pek güzel bir karşılaşmamız olmadı biliyorum. Sizden özür dilemek istiyorum. İsteyerek dokunmadım size. Bir anlık sinirle sizin saçlarınıza da yapışmış bulundum. Ah bir de! İlk gün için de özür dilerim. Sarhoştum ve düşünemedim. Sarhoşken her denileni yapabilecek hale geliyorum. Özür dilerim. Size instagram hesabımı yazacağım buraya. Bir şey yapmak zorunda değilsiniz. Sadece... Bir daha buraya geleceğimi düşünmüyorum. Yüzünüze bakmaya utanırım. Eğer bir şey demek isterseniz diye yazıyorum. İnstagram hesabım: kimdeonu
************************************
Aga WhatsApp için 50 uygulama denedim en iyisi buydu sinirlerim gerildi ya. Umarım bir yerde yanlışlık yapmamışımdır. İyi okumalaar <3
