Steve Rogers

1.9K 34 8
                                    

Sen üst düzey bir ajandın. Aynı zamanda bir Avengers üyesiydin. Hepsi senin ailen gibiydi. Onlar için herseyi yapardın, ama bir kişi hariç steve. Diğerleri senin ailenken, o değildi. Ona karşı farklı duygular besliyordun.

Yine normal bir gündü. Nick fury seni bir görev için odasına çağırmıştı. Kapıyı üç kez tıklayıp 'gel' sesini duyunca içeri girdin.

Kapıyı açınca karşında Steve'i gördün.

N; hosgeldin Y/N otursana

Gidip Steve'in karşısına oturdun.

N; sizi çok gizli bir görev için çağırdım. Yarın, hydra'nın üssüne gizlice sızıp, oradaki verileri bize yollamanızı istiyoruz. Üssün dört bir tarafı ajanlarla korunuyor, oraya girmenin tek yolu; kılık değiştirmek. Yarın sabah hazır olmanız gerek.

Sonra bize bir dosya uzattı.

Nick; detaylar bu dosyada yer alıyor.

Dosyayı alıp adama çıktım. Biraz inceledim. Steve, hydra'nın çalışanlarından bir doktorun kılığına girecekti. Bende onun eşi olacaktım. Baya heyecanlandım. Ben bu rolü nasıl oynayacaktım ki? Yanından geçerken bile kalp krizi geçiriyorum.

Sabah olduğunuda odamda hazırlanıyordum. Birden kapım çaldı.

Steve; Y/N müsaitmisin?

Y/N; evet, gelebilirsin.

Steve; hazırmısın diye bakmaya gelmiştim. Birazdan çıkacağız.

Y/N; evet hazırım, gidelim.

Steve; gitmeden önce, dosyayı okudumda bu rol seni rahatsız ediyorsa, ben nick ile senin yerine başkasını koyması için konuşurum.

Y/N; hayır, bu rol beni rahatsız etmedi, nereden çıkardın ki? Sonuçta bir görev.

Steve; yani bu aralar biraz bana soğuk davranıyorsun. Diğerlerine karşı öyle değilsin. Bende senin istemeyeceğini düşündüm.

Tam açıklama yapacağım sırada, nick'in sesi duyuldu.

Nick; gitmemiz gerek, hadi!

Jet'e bindiğimizde sürekli bunu düşündüm. Ben Steve soğuk mu davranıyordum? Hislerimin yanlış olduğunu sandığım için aramızda biraz mesafe olması iyi olur diye düşünmüştüm. Yan tarafıma baktığımda, Steve elindeki deftere yine resim çiziyordu.

Y/N; ne çiziyorsun?

Elindeki defteri hemen kapattı.

Steve; hiçbir şey

Sonunda üsse varmıştık. Kapıya doğru ilerlerken gerildim yine. O sırada Steve elimi tuttu. Kalp atışlarımın yükseldiğini hissediyordum. Umarım dışarıdan duyulmuyordur.

Kapıya geldiğimizde Steve kartını gösterdi ve içeri girdik. Biraz yürüdükten sonra ayrıldık. Nick üssün planını bana önceden atmıştı. Bilgisayar odasına geldiğimde, biri beni farketti.

?; hey sen! ne yapıyorsun orada.

Arkamı döndüğümde tek olduğunu gördüm. Biraz yaklaşıp

Y/N; üzgünüm yolumu kaybettim sanırım.

Dedim ve adamın karnına dirseğimi geçirdim. O acı içinde yere yığılırken kafasına bir tekme atıp bayılmasını sağladım.

Sonra içeri girdim. Flaş belleği taktım ve bilgilerin aktarılmasını beklemeye başladım. Duyduğum silah sesi ile yerimden ayırdım. Koridora çıktığımda, Steve görevliler iel dövüşüyordu. Bir şeyler ters gitmiş olmalıydı. Tam ona yardıma gideceğim zaman bana bağırdı.

Steve; Y/N kaç! Çok fazlalar.

Hemen bilgisayarın başına geçtim. Ama bilgilerin aktarılması tamamlanmamıştı. Steve oda6a girdi ve kapıyı kapatıp önüne bir şeyler yığdı.

Y/N; hâla tamamlanmadı!

Steve; bu şey bir süre daha dayanabilir.

%97, %98, %99 ve tamamlandı.

Y/N; hadi Steve gideli-

Sözümü tamamlamadan, bir patlama meydana geldi. Steve, önüme geçip kalkanı ile beni korumuştu.

Steve; iyimisin?

Y/N; evet, iyiyim

Askerler sürüce içeri dalarken, onlarla baş edemeyeceğimizi anlayıp kaçmaya başladık. Meydana geldiğimizde, etrafımızı sardılar. Artık yapacak bir şey kalmamıştı.

Y/N; Steve, seni üzdüysem özür dilerim. Sana soğuk davranmak istememiştim. Eğer bir daha görüşemezsek şunu söylemeliyim ki, seni seviyorum...

Steve; hayır Y/N, görüşeceğiz ve bende seni seviyorum, çok uzun zamandır.

Anlamadığım bir şekilde sadece cam tavana bakıyordu. Birden cam tavan kırıldı, nathasha ve shield ajanları olduğumuz yere indi. Bu kadını gerçekten seviyordum. Son kez Steve ile bakıştık.

Steve; sen belleği fury'e ulaştır buraları biz hallederiz.

Başımı salladım ve kapıya doğru koşmaya başladım. Tam çıkacağım sırada, bir silah sesi duyuldu. Hissettiğim acı ile yere düşerken, Steve yanıma geldi. Bilincim kapanmadan önce duyduğum tek ses Steve'in benim adımı haykırışlarıydı.

***

Uyandığımda bir hastane odasındaydım. Doğrulamak için hareket ettiğim zaman, elimin üstündeki eli fark ettim. Yan tarafıma baktığımda Steve'i gördüm. Yandaki koltukta uyuya kalmıştı. Göz altları kıpkırmızı olmuştu yavaşça seslendim

Y/N; Steve

Hemen uyandı ve beni görünce gülmeye başladı. Çok güzel gülüyordu.

Steve; Y/N uyanmışsın. İyimisin bir yerin acıyor mu?

Y/N; iyim, benim için endişelenme. Bir süre daha başının belası olacağım.

Sonra bana defterini uzattı. Aldım ve sayfalara baktım. Neredeyse hepsinde benim portrem vardı. ben şaşkınlıkla defteri incelerken Steve konuştu

Steve; korktum, seni kaybetmekten korktum. Bir daha görüşemeyeceğiz sandım. Seni seviyorum Y/N, hemde çok.

Gözleri dolmaya başlamıştı. Yavaşça doğurdum ve bir elimi onun yanağına koydum. Hafifçe tebessüm ettim.

Y/N; bende seni seviyorum Steve. Uzun zamandır bu anı bekliyorum.

Yavaşça bana yaklaştı ve dudağımdan öpmeye başladı. Bende ona karşılık verdim. Tam bu an hiç bitmesin derken, aradan alkış ve ıslık sesleri yükseldi. Steve den ayrılıp cama baktığımda, bizi izleyen Avengers ekibini yeni fark etmiştim. Yüzümün kızardığını hissediyordum. Steve ise bana sırıtarak bakıyordu.

Y/N; ne öyle pişmiş kelle gibi sırıttıyorsun.

Steve; utanınca çok güzel oluyorsun.

İlk önce bir merhaba ile başlayalım. Bu ilk imagine kitabım imagine kitaplarını hep zevk ile okumuşumdur. Bir gün dedim ki ben niye yazmıyorum ve uzun düşüncelerim sonucunda bu bölüm çıktı ortaya. Steve ile başlamak adettendir. İstek karakterleri yorum olarak yazabilirsiniz ve düşünceleriniz benim için çok önemli. Lütfen yorum yapmayı ve destek vermeyi unutmayın. Bir dahaki bölümde görüşmek üzere. Sizi seviyorum♡

𝘔𝘢𝘳𝘷𝘦𝘭 𝘐𝘮𝘢𝘨𝘪𝘯𝘦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin