Black Panther

456 19 10
                                    

Sen, dünyaca ünlü bir suikastçisin. Hydra için çalışıyorsun. Uzun zamandır vibranium'un peşindesin. Ama black panther, her seferinde yoluna çıkıyor. Şimdi ise wakanda'nın yerini tespit ettin ve ormanın içinde oraya doğru yürüyorsun.

Birden telefonum çalmaya başladı, bende hemen açtım. Ekipten bir arkadaşım arıyordu.

X; neredesin sen?

Onlara wakanda'yı bulduğumdan bahsetmemiştim ve bahsetmeyi de düşünmüyorum.

Y/N; yürüyüş yapıyordum.

X; peki, unutma 12 ülkede aranıyorsun. Kendine dikkat et.

Y/N; olur

Telefonu kapattığım gibi araba sesleri duydum. Hemen, o tarafa doğru koştum. Arabalar görüş alanıma girince, elimi kemerime attım, iyi ki hazırlıklı gelmişim. Elimdeki sis bombası'nı arabaların olduğu tarafa fırlattım. Silahımı çıkarıp beklemeye başladım.

Her tarafı sis kaplamıştı. Tam harekete geçeceğim sırada, arabadakiler bir şey olduğunu anlayıp tüm arabaları durdurmuştu.

X; savunma pozisyonuna geçin!

Sonra, arabanın arkasında duran kadınlara seslendi.

X; ses çıkarmayın!!

Hâlâ bir ağacın arkasına saklanıyordum.

Y/N; hadi şunlara günlerini gösterelim.

O tarafa gideceğim sırada, iki silahlı adam bana gelmeye başladı.

Y/N; demek ayağıma kadar geliyorsunuz.

Silahımı bir kez daha kontrol edip, onlara yöneldim. Tam gidiyordum ki bir çıtırtı duydum. Kafamı kaldırıp yukarı baktığımda, o oradaydı black panther, ağacın tam tepesinde.

Y/N; hassiktir!

Ben bağırınca herkes bu tarafa döndü.

X; oradalar!!!

Bizim üstümüze doğru koşmaya başladı, herkes. Black panther önüme geçti ve konuştu.

Black panther; geride kal

Sırıttım.

Y/N; çok beklersin, partiden mahrum kalamam.

Bir kaç kişi bana doğru gelemeye başladı. Bende, onlara doğru gitmeye başladım. Bizim kedi de kalabalığa doğru gitti.

Arkamdan gelen bir tanesine sertçe vurup yere düşürdüm. Üst üste vurmaya başladım. Hareketsiz kalınca diğerine geçtim.

İki kişi üstüme atlayınca silahımı ters çevirdim. Bir tanesinin suratına sertçe vurup, diğerinin ayaklarına geçirdim. Yere düşünce belimdeki bıçağı çıkarıp başına fırlattım.

Hepsi hal olunca derin bir nefes aldım. Tam rahatlamışken omuzumda bir ağrı hissettim. Arkamı döndüm, yeşil çarşaflı bir kadın bana ateş etmişti.

Black panher; nakia ne yapıyorsun?!!

Nakia; o bir suçlu!

Nefes almam giderek zorlaşıyordu. Bacaklarım artık bedenimi taşıyamayınca yere düşütüm. Kedi, hemen bana doğru koştu.

Black panther; Y/N, beni duyuyor musun?

Zorlukla konuştum.

Y/N; sen benim adımı nereden biliyorsun ya?

Black panther; merak etme iyileşiceksin.

Y/N; etmiyorum zaten, bırak öleyim.

Black panther; bu yarayla ölmezsin.

𝘔𝘢𝘳𝘷𝘦𝘭 𝘐𝘮𝘢𝘨𝘪𝘯𝘦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin