Aynı masada sessiz hıçkırıkları ile gözlerinden aşağı atlayan yaşlara inat gülümsemeye çalışıyordu siyah saçlı adam.
Atilla ise onun bu hali karşısında ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Kimdi bu mektupları yazan, kimeydi mektuplar, ne içindi bu mektuplar?
Aidiyet duygusunu oluşturan yapı taşlarının devrilişi gibi Kerim'in ince ruhu da devrilirken...
Onun acısını içinde hisseden Atilla, merakla sandalyesini çekip dışarı çıkışını izledi.Uzun sürmemişti mektuba ulaşması ancak mektup üzerinde yazan adı görmesi zamanın yavaşlamasını sağlamıştı.
Eğri yazını, ismin hızla yazıldığını gösteriyordu.
Kerim Adanır'a
Demek siyah saçlı, inci gözyaşlarının sahibin adıydı bu. Daha doğrusu öyle umuyordu genç adam.
Sevgilim,
Gözyaşlarının kendini bıraktığı satırların arasındaki ruhuna sıkı sıkı sarıldığımı hissetmeni umuyorum.Duygularımızın karşılıklı olduğunu biliyorsun, değil mi?
Sana olan özlemim karşısında babam bile duramaz.
Ancak kalbim burada bir şeylerin ters gittiğini söylüyor.
Seni çok özledim ve kalbimdeki acı dayanılmaz bir biçimde artıyor. Sensiz o eksik olan şeylerin arasından nasıl çıkacağımı bilemiyorum.
Sinirden ağlamak üzere olduğumda saçlarım arasında gezinen ellerin ve minik tebessümünü o kadar özledim ki.
Sorunlar üst üste geliyor.
Ve ben o sorunları çözüp yine senin kolların arasında alacağım yerimi.
21.04.2002
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Canvas and Tears
Teen Fictionher mektubun yazıları gözyaşları ile kirlenmiş hıçkırıklarla temizlenmişti