p

4 0 0
                                    

Bir sona yaklaşıyordu. Bunun farkındalığını ise kapısının önünde bulduğu mektup ve üstündeki notta bulmuştu.

Hikayenin sonu, acıların nedeni ve duyguların hüznü ile sonuçlanacaktı.

Atilla, duygularından korkuyordu ama bir gerçeğin farkındaydı.

O, Kerim'e değil.
Bu aşka, aşık olmuştu.

Aşkın içinde geçen bir sürü duygu vardı ince çizgilen ardına saklanan.

Acı görünen en derin duyguydu ama arkasında bıraktığı duygular daha önemliydi.

Şefkat, hüzün, özlem, huzur ve daha niceleri.
Her duyguyu tattığı bu aşkın son noktasına gelmişti ve bunun okumadan farkındaydı.

Damlaların ıslaklığı yerini korurken kendi damlalarını da kattı kağıdın üstüne.

Bu iki aşığın duygularının içine karışacaktı, duyguları.

Kerim,
Tam tamına dokuz yıl önce tanıştığımız günün yıl dönümünde içimdeki aşkın acısı galip geldi.

Düşünüyor ve kendimi yıpratıyordum sebepsizce.

Benden ayrılma nedenin neydi?

Aşkımızı bir kitaba dökecek kadar önemli kılan ve bitiren aynı şey, değil mi?

Ruhundaki sancının bitiş noktasın bu aşkın büyüklüğü değil, renginde saklı.

Ruhta bırakılan izde.

Bana bir kere bile aşık olduğunu söylemeyen sen, üç gün önce sana aşık değilim diyerek ayrıldın benden.

Ruhumu kazıdığım sarı mektup kağıtlarından sadece biri bitirdi rûhumu.

Olayın komik tarafı ise yazdığın son cümle.

Ruhunda göremediğim renkleri, aşkında buldum ama yetmedi.

O zaman bu da benim son cümlen olsun.

Ruhunda bulduğum renkleri, olamayan aşkına işleyemedim.
06.06.2002
Arif Taşkın.

Hıçkırıkları yükselirken kapıdan destek almıştı Atilla. Neden sorusu kafasının içinde yankılanıp dururken duyulan aşkın sonundaki ızdırabın farkındaydı.

Ve işte, hissedilen en derin his.
Izdırap.

Kapıya dayadığı kolunu indirip yerdeki kağıda uzandı. Ulaşamadığını fark ettiğinde diz çöktü. Karşı binadan onu izleyen kişiyi görmesi ile şaşkınlık yerine sinir kapladı bedenini.

Sinirle kağıdı alıp yere oturdu ve açtı. Açmaması gerekti.
İlk mektubu almaması gerekti.
Yıllar sonra bile ruhunda bırakılan ızdırabı unutmayacağını bilmesi gerekirdi.

Izdırabın en kötü türü.

Sahip olunamayana duyulan aşkla yanıp tutuşan bir bedenin hayranlığından ızdırap.

Arif, bana aşk yerine bir daha hissedemeyeceğim duyguları verdi.
O duygular ise ilk önce benim sonra onun boynuna ilmek oldu.

İlmeğin düğümü yavaşça çözüldü ve birini yanına aldı.

Bu mektubun bana ulaştığı gün o, ruhundaki ızdıraba son verdi ve bu sonun bir başlangıç olmasını diledi.

Aşkımız bir başlangıç olsun istedi.

Bu yüzden okumana izin verdim

Aşkımızın ızdırapla harmanlanmış ipliği boynundan geçtiğinde, kaybedecek hiçbir şeyin olmadığını fark edeceksin.

Ruhundaki izin yarası kabul bağladığında, aşkımıza beslediğin o duygu acıyla son bulacak.

Bu sana sunulmuş bir seçim.

Aşkın ızdırabı ile dolaşık halde olan ipliği kabul etmek?

Ya da...

Aşkın acısı içindeki ruhunu, bizim aşkımızla toprağa gömmek.

İçimden bir his ilmeğin boğazında duruşunu beğendiğini söylüyor.

Sana son sözüm şu olmalı.

Ruhunda gizlenmiş renkleri, kendi tuvaline işlerken ızdırabın ve acının ruhunu işlemesin izin ver.
06.06.2016

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 24, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Black Canvas and TearsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin