a

2 0 0
                                    

Bakışları yerden siyahlı adama çıktı Atilla'nın bu sefer önüne bir kağıt koymuş ve kalemle hızlı hızlı bir şeyler yazıyordu.

El yazısını incelemek istese de kendini durdu ve onun işinin bitmesini bekledi. Sokaktan geçen birkaç kişiye ardından da küçük hıçkırıklara odaklandı.

Hıçkırıklar mı?

Önüne bırakılan kağıt ve karşısında ağlayan adam bir sorun olduğunun göstergesiydi.

Sahi, bu adamla tanıştığından beri sessiz hayatından eksik olmayan hıçkırıklara mı şaşırmıştı?

Sahi, içinde tuttuğu hıçkırıklara inat mıydı içindeki huzur?

Hüznüme ortak olan, acımda saklanacak boşluk aradığında.
Kaybeder ruhundaki desenin, özgün izini.
Bulacağını umduğun o şey, alır içindeki enerjiyi.
Senden geriye kalan boş bir tuvalin sessizliği.

Bu Atilla'ya yazılmıştı. Aslında bu Atilla'nın amacına yazılmıştı. Kerim onun içindeki acıyı görebiliyor gibi, ruhunu uyarmıştı kendince. Buranda sonrasının dönüşü olmaz demeye getiriyordu siyah saçlı ruhsuz adam.

Ruhsuz olduğunun farkındalığı bile Atilla'nın nefesinin yavaşlamasını sağlıyordu.

Ruhumu kaybettiğim yerde oyun oynuyorsun.

Aslında mesaj buydu.

Bunu anlayan Atilla ise mektup önüne bırakılana kadar kaldırmadı kafasını.

Sevgilim,
Bedenin yorulduğunda dinlenmen için orada olacağım demiştim ve iki gündür yataktan çıkmayan senin yanında olamayışım bende derin bir acı bırakıyor.

Özür dilerim.
01.06.2002

Black Canvas and TearsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin