Yongbok dünyanın en zor insanı.
Changbin tüm gün kapısının önünde nöbet tutuyor. En sonunda beni görüntülü arıyor. Başının tacından özürler diliyor. Sonra da tinder'ı telefonundan silerken ekran kaydı alıp bana atıyor. Yongbok'tan önce yüklediğine ikna etmeye çalışıyoruz. İşe yaramayınca aynı gün içinde çelenk yolluyor. "Başımın tacına" yazıyor kocaman. Yongbok ya başka biri varsa diye kollarını bağlayıp tüm gün salonunda yüzüstü yatıyor. Vizelerim başlıyor ve aynı anda hem nazlı bffimin hayalgücüyle yirmi dokuz kez aldatılmasını hem eximle karmakarışık ilişkimizi hem de galiba sevgilim olan adamın yaptığı saçmalıklarla uğraşacak halimin olmadığına karar veriyorum.
Evime geçiyorum. Vizelerime çalışıyor gibi yapıyorum ama saatlik alarm kurup Hyunjin'in storylerini kontrol ediyorum. Güncelleme yok, galiba ayrıldılar. Yongbok bana geliyor bu kez gecenin bir yarısı. Sen de kalıcam diyor. Vizeler bitene kadar olur diyorum. En azından yemeğim çıkıyor. Parmak sözü verip ders çalışırken telefonlarımızı kapatıyoruz. Bir mimarlık öğrencisini vize haftasında evime almak iyi bir fikir değil, her yer maket parçaları oluyor. Ona toplatıyorum. Çıtını çıkarmıyor. Bir hafta boyunca birlikte yaşıyoruz. Fena da olmuyor çünkü gerçekten de iyi geçiyor vizelerimiz. Bundan sonra bir tatil yaparız diye söyleşiyoruz. Köklü dedikodu istihbaratımızdan -Chan'ı bana çağırıyorum, bir gün kalıyor- Changbin'in inanılmaz keyifsiz olduğunu ve Instagramını kapattığını öğreniyoruz. Hatta çok gizliymiş ama g63'ünü satılığa çıkarma ihtimalinin olduğunu söylüyor. Yongbok düşünceli.
Chan'ı biraz daha zorladığımda Minho ve Hyunjin'in arasının limoni olduğundan bahsediyor. Nedenini sormayacak kadar keyifleniyorum. Çünkü muhtemelen benim. Böyle olacağı belliydi diyor, Chan'la konuşmak bana iyi geliyor.
Büyük Minho'yla o günden sonra konuşmuyoruz. Ortada hiçbir şey kalmadığı bariz ama yine de onunla konuşup emin olmak istiyorum. Linkedinime benden gizli giren biriyle birlikte olmam. Mesaj attığımda bana eramusa gideceğini ve beni tanımanın çok güzel olduğunu yazıyor. Öyledir. Bu iş de aradan çıkıyor.
Son vizelerimin kaldığında tam da kiraya ortak olmasını söyleyecekken Yongbok bu kadar birlikte vakit geçirmenin yeterli olduğunu söyleyip evine dönüyor. Yapayalnız kalınca bir iki güne babamın yanına gitmeyi düşünüyorum. Minhosuzluk bana iyi gelecek.
Yarınki son vizem yüzünden içimin dışımın makro iktisat olmasından sonra ara veriyor ve hayata tutunmak için One-Punch Man'e baştan başlıyorum. Üçüncü bölüme geçmişken Yongbok Whatsapp'tan arıyor. Bu onun mesajıma bak deme şekli. Changbin'in mesajının ssini atıp hazırlan yazmış. Yarın akşam herkesin meraktan ölüp bittiği teknesinde Yongbok Beni Affet Partisi veriyormuş. Bazıları yat olduğunu söylüyor. Yongbok'un bu kadar saçma bir şey için ayrılma seviyesine gelmesi işime geliyor bu kez. Çünkü Lee Minho o tekneye paşa paşa gelecek.
Ve muhtemelen yalnız olacak.
**
Bugün cuma.
Vizeler yok, akşam Yongbok Beni Affet Partisi için kalbim ağzımda atıyor. Minho'yu bir haftadır görmüyorum neredeyse. Saçlarının ne kadar uzadığını görecek olmak bile inanılmaz heyecanlandırıyor. Hangi renk giyecek de ben ondan başka bir şeye bakamayacağım. Onsuz bir hafta beni romantikleştiriyor anlaşılan.
Şimdi okula gidiyorum. Ve yüksek ihtimalle herkes orada olacak. Çünkü çoğu fakültenin son vizesi bugün olacak.
Gidiyorum. Krallar gibi seksenlik kağıdımı bırakıyor ve çıkıyorum. Eve gidip akşam için hazırlanacakken girişim merkezi arıyor ve gelmemi söylüyor. Birkaç ay boyunca bakıma alınacağını ve eşyalarımızı toplamamızı istiyorlar. Normalde umrumda olmaz. Sahiden şu an eve gitmemden daha önemli değil. Ancak Minho'yu görme ihtimalim daha ağır basıyor. Hızlıca gidiyorum. Bizim katta çıktığım anda alıyor gözlerimi. Benimle aynı umutlarla gelmiş olmasını isterdim. Saçları gerçekten de uzamış. Ya da benim öyle düşünmek işime geliyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
terelelli // minsung
Fanfictioniki dirhem bir çekirdek yüzde yüz burslu ama nasıl suratsız kısa serseri lee minho, aşkından ölüp biterken onu terk eden yüzde yetmiş beş burslu gamsız exi han jisung'a üç yıl sonra yatay geçişle dönüyor