~1~ YENİ BAŞLANGIÇLARIN SONUCU

68 18 97
                                    

"Seçenek bile vermemişlerdi bize, oysaki en kötünün bile hakkıdır izlediği yolu seçmesi."

Sadece küçüktük. Buraya geldik, bizi istedikleri gibi kullanıldığımız yere. Seçim hakkı yok, itaatsizlik yok, itiraza hakkımız yok, düşünce hakkımız yok, onların istekleri dışına çıkma hakkımız yok, özgürlüğümüz yok... Seçenek bile vermemişlerdi bize, oysaki en kötünün bile hakkıdır izlediği yolu seçmesi.

Düşünün bir yetiştirilme yerindesiniz ve sizi küçük yaştan alıp sevgisiz, itaate zorunlu, düşünce özgürlüğü olmayan, eleştiremediğiniz, sürekli eleştirildiğiniz ve işe yaramazsanız bir süre sonra ceza almaya başladığınızı düşünün. Ve bunlarda yetmezmiş gibi çok katı ve fazla kural, iyi, zeki ve güçlü olamazsanız hayatta kalamadığınız bir yer düşünün. İşte hayatıma hoş geldiniz.

Ben Catherine Dean. Yetiştirilme yerindeki en kıdemli ajan. Benim herkesten farkım ise beni yetiştirme yurdundan değil de üvey babamdan kaçarken yanlarına almış olmaları.

31.12.2010

"Efendim, yılbaşı için bir tane çikolata alabilir miyim" Demem ile bağırarak karşılık vermesi bir oldu "Sen ilk önce benim içkimi karşılayabilecek paraya sahip misin bakalım!" İle iki adım geri gitmem bir oldu. Ona efendim diye sesleniyorum çünkü o böyle istiyor. En ufak bir itaatsizliğimde beni cezalandırıyor ve öldüresiye dövüp işkence ediyordu. Bana dokunmaya kalktığında onu engellediğim için yapmıştı ama onun dışında şimdilik olmamıştı. 18 yaşıma kadar dayanmak zorundayım çünkü başka bir yerim yoktu. "Efendim, sizin içkinizi karşılayacak kadar param var. Ben size kendim için sormuştum." Bir hışım ile kalktı ve önümde durdu. "Küçük kız, artan para ile sadece çikolata alabilirsin. Başka bir şey alırsan ne olacağını biliyorsun." İle çok mutlu olmuş ve ona gülümsemiştim. Kapıdan çıkarken "10 dakikaya burada ol!" Demesini duymuştum.

İlk önce içki dükkanına gidip 2 tane bira aldıktan sonra evimizin yakınındaki bir pastaneye gittim. Pastane çikolataları kendisi yaptığı için çok güzel oluyordu o yüzden hep oraya gidiyordum. Yine aynı sandalyeye oturup beklemeye başladım. Kapıdan siyah takım elbiseli giyimli bir adam girdi. "Buraya oturabilir miyim küçük kız?" dedi ondan daha şefkatli bir sesle. Bende kafamı onaylarcasına sallayıp oturmasına izin verdim. "Neden gecenin geç saatinde sokaktasın küçük kız? Senin evde oturup Noel'i beklemen gerekmez mi?" dedi yabancı. Bende biraz panikle "G-gerekir efendim. Ama önemli şeyler aldığım için buradayım efendim." Dedim. Yabancı elimdekilere bakarak "Önemli şeyler iki biramı küçük kız?" Dedi sorgularcasına. Ben dahada panik olurken yabancı bunu fark etmiş olacak ki "Eğer tehlikedeysen bunu al" Dedi ve bana bir silah uzattı. "Her şeyin değişmesi için güzel bir gece. Yeni yıl yeni bir sayfa" Bir şey dememe izin vermeden "Eyer dediğime katılırsan bu adrese gel. Orda olacağım, seni bekleyeceğim" Dedi. Elindeki adresi alırken silahı da aldım. Bu benim için çıkış yolu olabilirdi. Ve hayatımda da bir ilk yaparak engellerimi aştım ve yabancıyla konuşmamız bittiğinde de çikolatam gelmişti. Onu alıp kapıya doğru yürürken "Teşekkür ederim. Siz benim hayatımı kurtardınız." Dedim ve oradan çıkıp eve doğru yürümeye başladım.

Kapıyı açıp içeriye girdiğimde efendi "Nerde kaldın!" diye bağırdı. Kalktığımda elinde bir kemer gördüm ve o an korkuyla biraları ve çikolatayı elimden düşürdüm. O dahada sinirlenip bağırdı ve üstüme doğru yürümeye başladı. Sonra yabancının bana verdiği silah aklıma geldi ve onu ceketimin cebinden çıkardım. Ceketimin cebi geniş olduğu için silahı çok rahat almıştı sonra ise silahı çıkardım ve o durdu. "Kızım ne yapıyorsun? Ben senin babanım, babaya silah doğrultulur mu?" Dedi ve benimde ona söylediğim son sözler şuydu "Sen baba değil, şerefsiz pisliğin önde gidenisin!" Diyerek silahın emniyet kemerini açtım ve kafasına doğru nişan alarak sıktım. Sonra kulağımda bir uğultu, yatıyordu. Kanlar içerisinde karşımda yatıyordu.

Koşarak evden çıktım ve yabancının verdiği adrese doğru gitmeye başladım. 30 dakika ardından adrese vardım. Boş bir araziydi ve orda sigara içerek beni bekliyordu. "Demek geldin küçük kız." Bana dönerek. "Geldim efendim. Siz beni hayatımı kurtardınız sizin bu isteğiniz bile bana yapmış olduğunuz şeyin yanında hiç." Bana gülümseyerek "Açıkçası bu kadar sert kahve gözlü bakışlar ve koyu kahve kısa saçlı bir kız ne yaşamış olabilir diye insan merak ediyor. Ama merak etme bunu sormayacağım. Çünkü daha önemli bir sorum var." Dedi. Yüzü ciddi bir hal alırken "Şimdi soracağım soru hayatının kararı olacak küçük kız. Küçük kız, Yücelmek mi istiyorsun yoksa dibe batmak mı?" Soru çok açık ve netti. Bende "Yücelmek istiyorum efendim!" dedim. İşte daha 10 yaşında yapmıştım hayatımın seçimini. Aslında seçimde denemezdi çünkü tek açık kapım oydu. Efendi yanıma geldi ve benim bir elimden tutarak arabaya doğru gitmeye başladık...

Günümüz

Sabah yedi alarmım çaldıktan sonra kalkıp duşa girdim. Yarım saate duşumu aldıktan sonra geri odama döndüm. Burada herkesin odası tekti ve bu benim için büyük bir avantajdı. Kurulandıktan sonra altıma siyah bir tayt ve üstüme de bir crop giydim. Ayakkabı olarak ta spor olanları tercih ettim. Belime ve bacağıma silah kemerimi taktıktan sonra antreman alanına doğru yola koyuldum.

Alana doğru yürürken Aida yanıma geldi. Nefes nefese kalmış şekildeydi ve bu ona kolay kolay olmazdı. "Catherine, Müdür Mille seni çağırıyor!" Demesi ile hemen odasına doğru yol aldım.

Kapıya geldiğimde tıklatıp içeri girdim. "Müdür Mille, Beni çağırmışsınız." Derken odada benden başka bir kişi daha vardı. Ve üstelik bir erkekti! Dahada sürpriz olanı başka bir yetiştirilmeden gelmiş!

SİYAH KANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin