SİYAH KAN

~2~GEÇMİŞİN DOKUNULMAZLIĞI

"Geçmişimi kontrol edebilme şansım olsaydı şimdi daha iyi olurdum."

Hayata karşı suçsuz kişilerdik. Bizden masumiyetimizi aldılar, bizden çocukluğumuzu aldılar. Biz sadece ailesiz bir yerdeydik. Biz birbirimizde aile olmuştuk. Biz birer bebekken alındık bu cehenneme. Bize sorma hakkı bile tanımadılar. Eyer "Geçmişimi kontrol edebilme şansım olsaydı şimdi daha iyi olurdum."

Bir yetiştirilme yeri düşünün. Sizi seviyorlar, size bakıyorlar, sizi yedirip içiriyorlar, size yardım ediyorlar ve sizden karşılığınızda hayatınızı, duygularınızı, yeteneklerinizi, insanlığınızı, alıyorlar. Bunlara uymayanlara ise dehşet şeyler yapıldığını düşünün. Sizi hem seviyorlar hemde öldürüyorlar. İşte benim hayatıma hoş geldiniz.

Ben Derek Pride. Daha bebekken bu yetiştirilme yerine alınıp büyütüldük. Aralarında en kıdemli ajan ben oldum. Çünkü burada başarılı olursan yaşayamazsın. Seni sadece ayak işlerine kullanıp bir yemeği bile sana çok görürler. Eğitime başladığımız ilk zamanı dün gibi hatırlıyorum

02.01.2009

Bugün yılbaşı ertesi ve her sene olduğu gibi bize büyük hediyeler verecekler. Ben geçen sene büyük bir pasta dilimi kazanmıştım ve onu büyük bir zevkle yemiştim. Eyer o yıl okulda başarılı olursak bize büyük hediyeler veriyorlardı. Ve ben iki yılda kazanmıştım. Bu senede dönem aramız olduğu için yine hediyeler veriyorlardı. Bu sefer hediyeleri ortak alanımızda vereceklerini söylediler ve bizden odalarımıza konan yeni kıyafetleri giymemizi istediler. Üstümüze uzun kollu bir üst ve altımızda bir tayt vermişlerdi. Onları giyindikten sonra ortak alana doğru yol aldım.

Ortak alana gelen ilk ben olmuştum ve Öğretmen Della bana gururla baktı ve "Yine her zaman ki gibi disiplinli ve erkensin Derek. Seni taktir ediyor ve en ön sıraya alıyorum." Dediğinde dahada heyecanım artmıştı Yüz ifademi sabit tutmaya çalışarak dediği yere geçtim. Sonra diğer arkadaşlarımda gelmeye başladı. Burada öğretmenler tarafından çok sevilsem de arkadaşlarım tarafından çok sevilmiyordum.

"Sevgili çocuklarım, burada neden toplandığımızı merak ediyorsunuzdur. Bugün biliyorsunuz ki dönem arasındayız ve size hediyeleriniz verilecek. Biliyorsunuz ki geçen senelerde hediyeler odalarınıza gönderilirdi. Ama bu sene yeni bir sayfa açıyoruz! Derek, Seth Ortaya gelin!" İle ikimizde hemen ortaya geldik. "Dövüşün!" Demesi ile ikimizde kala kaldık. Seth ikinci öğrenciydi ve oda benim kadar zekiydi. Ama sorun şu ki ikimizde dövüşmeyi bilmiyorduk.

"Dövüşün dedim çocuklar! Eyer dediğimi 10 saniye içinde yapmazsanız 1 hafta yemek ve su cezası alacaksınız!" Demesi ile Seth bana doğru koşmaya başladı. Yumruğumu yüzüme geçirmek üzereyken sağ tarafa doğru takla attım. İkimizde antrenmanları izlerken gördüğümüz kadar biliyorduk. Hızla ayağa kalktığımda yine yumruğunu yüzüme geçirmeye çalıştığında elini tutup büktüm. Salonda sadece onun acı haykırışları vardı. "Onu etkisiz hale getir Derek!" Demesi ile itiraz edemediğim için diğer elimi yumruk yapıp karnına geçirdim. Geçirmem ile savrulup düşen Seth bana nefretle bakıyordu. Seth benden ilk zamanlardan beri nefret ediyordu ve o yüzden öğretmenin gözünde birinci olamadığı için beni yenebilecek her fırsatı kullanmaya çalışıyordu. Öğretmen yanıma gelip bir elimi havaya kaldırdı ve "Kazanan Derek!" dedi. "Evet çocuklarım! Size en büyük sürprizim bu. Artık eğitimler başlıyor ve eminim ki eğitimlerde birincimiz yine Derek olacak!" Herkes korku içinde bana bakıyor ben ise şaşkınlık içerisinde elim havada orada sadece heykel gibi duruyordum. "Yarından itibaren akademik eğitiminizin yanında dövüş eğitimleri de almaya başlayacaksınız! Bugün iyi dinlenin çocuklarım çünkü sizi zorlu bir süreç bekliyor."

Günümüz

Sabah beşte alarmımla kalktım ve hızla soğuk bir duşa girdim. Yarım saatin ardından duştan çıktım ve üstüme dar bir t-shirt giydim, altıma da bir tayt geçirip odadan çıktım.

Silah çalışma alanına giderken Seth ile karşılaştım "Vay, vay kimler varmış burada" Sinsi gülüşü ile "Seth seninle kavga etmek istemiyorum çekil yolumdan." Dememle önüme geçti, "Birgün o itibarında zekanla beraber yerle bir olacak. İşte o zaman ben karşına geçip güleceğim." Dedi bir hırsla. "Benimle vakit kaybedeceğine o zaman çalışmaya geri dönsen iyi olur Seth." Onu hafifçe yana ittirerek silah çalışma alanına doğru gittim.

Alana doğru giderken Bud benim yanıma koşarak geldiğini gördüm. "Derek, acilen müdür Eldon' nın yanına gitmen lazım!" Endişeli bir sesle.

Müdürün odasına geldiğimde kapıyı tıklattım ve odaya girdim. "Merhaba Derek Pride, lütfen otur." Resmi bir sesle. Çaprazına oturdum ve pür dikkat dinlemeye başladım. "Derek Pride, yetiştirmedeki en kıdemli ajan. 20 dakika içerisinde eşyalarını topla çünkü büyük bir göreve gidiyorsun. 20 dakika sonra büyük bir araç gelecek ve onunla ateşkes kurduğumuz yetiştirilme yerine gideceksin. Şimdi hazırlanmaya gidebilirsin." İle ayağa kalkıp hızlı adımlarla odama yol almaya başladım.

Eşyalarımı toplamış, arabaya binmiş gidiyordum. Yolda ilk ormanlıklardan geçtik sonra bir sahilden ve tekrar bir ormanda. Yetiştirme yurduna varmıştık. Büyük bir binaydı. İçeriye girdiğimizde zevkle döşenmiş kapılar, boyanmış duvarlar, mobilyalar vardı.

Müdürün odasına geldiğimde korumalar yanımdan ayrılmıştı. Kapıyı tıklatıp içeri girdiğimde 40'ların başında, gür sarı saçları ile mavi gözleriyle müdür karşımda oturarak bana bakıyordu. "Sevgili Derek, ilk öncelikle hoş geldin. Umarım görevini laiğle yerine getirirsin. Senden bir iki dakika beklemeni istiyorum. Görev arkadaşın birazdan burada olur." İle koltuğa oturup beklemeye başladım.

Dediği bir iki dakika sonra bir kız içeri girmişti. Gür koyu kahve saçlarıyla ateş saçan kahve gözleri vardı. Kalkık burnu ile uyumlu dudakları ve keskin yüz hatları vardı. Yapılı vücudu ile "Ben buradayım" diyordu. Müdür Mille, Beni çağırmışsınız." Derken bir yandan da benim neden burada oluğumu anlamaya çalışıyordu. Meraklı bir kıza benziyor. Sanırım gerçekten büyük bir görev olacak.