~Heeseung~
Odaya iki kişi girdi. Biri erkek diğeri de kızdı. Erkek olan direkt bana bakıyordu. O da benim dikkatimi çekmişti. Bende ona baktım. Ben ona baktığım anda gözlerini benden kaçırdı.Bir kaç saatin sonunda hâlâ koltukta oturuyordum. Onlar konuşmaya başlamıştı ve kız olan odadan çıktı. Bu sırada erkek olan kameramanı inceledim. Siyah saçları ve koyu kahverengi gözleri vardı. Yüz hatları keskindi. Ona seslendim, onunla tanımak istiyordum,
— Hey, yanıma gelsene. Ayakta dikilme.
Dedi. Gülerek yanıma geldi ve koltuğa yerleşti. Hemen sorumu sordum,
— Adın ne?
Bana baktı ve gülümseyerek sorumu cevapladı,
— Jake, Jake Sim.
Dedi.Bir kaç dakika sonra kız içeriye daldı. Yüzünde bir şaşkınlık ifadesi vardı bizi yan yana görünce bu ifadenin yerini heyecan aldı.
— İkinci mankeni bulamamışlar.
Dedi. Gözlerimi devirdim. Her zaman böyle olurdu zaten. Jake,
— Nasıl çekeceğiz?
Diye sordu. Kız duymazdan gelip,
— Bana birisi lazım.. İşte! Sen, Jake buraya gel hemen.
Dedi. Jake şaşkınlıkla ayağa fırladı ve,
— Ben senin yanında çalışıyorum, Cheonsa?!
Dedi. Aralarında uzunca bir sohbet geçti. Sessizce konuşuyorlardı. Bende,
— Çift olarak çalışacağımızı söyleseydin, hazırlıklı gelirdim.
Dedim. Jake yavaş yavaş yanıma gelmeye başladı. Kız,
— Sende sus, Heeseung.
Dedi.Jake yanımda oturuyordu ve titriyordu. Stres olduğunu anlayabiliyordum yine de ona,
— İyi misin?
Diye sordum. Jake bana döndü ve uzunca baktı en sonunda evet anlamında kafasını salladı.
— Neden ayaklarını titretiyorsun o zaman?
Diye başka bir soru sordum. Jake sorumu cevaplamak zorunda kalmamıştı çünkü stilistlerden biri onu çağırmıştı.Jake, güzel ama dar görünen bir kıyafetle içeriye girdi. Jake hoşuma gitmeye başlamıştı onunla daha yakın olmak istiyordum. Yanıma geldi ve oturdu. Öylece kıza bakıyordu. Kız da,
— Sen pozları biliyorsun Jake! Yapsana.
Dedi. Jake gözleri devirdi bana doğru döndü ve tam bir şeyler anlatmaya başlayacakken onun bacaklarını kaptım ve kendi bacaklarımın üstüne yerleştirdim. Büyük ihtimalle böyle bir şey olacaktı. O yüzden hiç kuşkulanmadan yapmıştım. Kız gülerek,
— Evet, tam da istediğim gibi!
Dedi. Fotoğrafları çekmeye başladı. Farklı farklı pozlar veriyorduk. Kız,
— Biraz rahatla, Jake!
Dedi. Jake iç çekti ve kendisini rahatlatmaya çalıştı. Ellerimi onun beline doladım. Jake elini enseme yerleştirdi. Gülümsedim.
— Jake'i boşver, sana sevgilim diyeceğim.
Dedim. Neden böyle bir şey demiştim bende bilmiyordum. Jake bir anda kendisini bıraktı ve arkaya doğru düştü.Bayılmıştı, onu tutuyordum. Bir anda herkes etrafımıza toplanmıştı. Koltuktan kalktım. Kız ve yönetmen hızla yanımıza geldiler. Yönetmen,
— Birisi onu kucağına alsın, şurada daha geniş bir koltuk vardı.
Dedi fakat grup kızlarla doluydu. Yine iş başa düşmüştü. Jake'i kucakladım. Yönetmen bana koltuğu gösterdi, oraya doğru yürüdüm.Jake'in üstünü değiştiriyorlardı. Kız yanıma geldi,
— Sende üstünü değiştir, çekimler bitti.
Dedi. Tamam anlamında kafamı salladım ve stilistlerin olduğu tarafa doğru gittim.Geri geldiğimde Jake hâlâ yatıyordu. Yaşayıp yaşamadığını merak ettim. Ona doğru yürüdüm. Nefes alıyor mu diye bakmak için üstüne doğru eğilip elimi burnuna götürdüm. Nefes alıyordu. Tam kalkacakken Jake gözlerini açtı. Beni öyle üstünde görünce diğer tarafında duran eliyle bana bir şaplak indirdi. Kendimi hızla geriye attım, Jake de yattığı yerden kalktı. Şaşkın duruyordu. Bana dönüp,
— Üzgünüm, üzgünüm. Bilerek olmadı.
Dedi. Ayağa kalktı ve bana doğru yürürken yere kapaklandı. Ona yardım etmek için eğildim ve içeriye birisi girdi.Jake'i ayağa kaldırdım. Elini tutarken kimin geldiğine baktım. Yine o kızdı. Bizi böyle görünce şaşırdı. Jake sinirle,
— Cheonsa! Buraya gel. Yapacağın işe başlayayım.
Dedi. Kızın adını öğrenmiştim. Jake baktım, hâlâ el ele tutuşuyorduk. Jake ona baktığımı fark edince bana doğru döndü. Eline baktı ve hızla elini çekti. Cheonsa gülümsüyordu. Jake bunu fark edip,
— Neye gülüyorsun be?!
Dedi. Cheonsa omuz silkip,
— Bilmem, neye gülüyorum?
Dedi. Jake gözlerini devirdi. Kapıya doğru yöneldi. Cheonsa'nın yanından geçerken,
— Yarın da böyle bir çekim olursa manken sen olacaksın.
Dedi. Cheonsa,
— Tabii, tabii bir kere fotoğraflarınız yayınlandı. Bence yine siz ikinizi görmeyi isterler.
Dedi. Demesiyle Jake'in durması bir oldu. Fotoğraflar yayınlanmış mıydı? Ne ara? Kaç saat geçmişti? Bende koşarak Jake'in yanına gittim. Cheonsa'ya,
— Sen ciddi misin? Bu kadar kısa süre fotoğraflar yayınlanamaz.
Dedim. Cheonsa omuz silkip,
— Bana inanmıyorsan, git yönetmene sor.
Dedi. Kaşlarımı çattım. Jake ağlamaklı bir ses çıkardı.
— Fotoğraf çekmek için girdiğim işte fotoğraf olarak çıktım!
Dedi. Kafasını yere eğmişti. Cheonsa gülmeye başladı,
— Güzel çıktın ama ünlü olabilirsin.
Dedi. Jake yine ona baktı,
— Senden daha fazla para kazanacağım! Ağla.
Dedi. Cheonsa bir anda gülmeyi bıraktı. Sinirle,
— Hadi lan oradan!? Nereden çıktı bu şimdi? Kendi kafana göre alacağın parayı mı belirliyorsun!
Dedi. Jake ona cevap verdi,
— Mankenlere verilen maaşlarını sende biliyorsun!
Dedi. Sohbetin arasına girdim,
— Tamam, bence bu kadar para yarışması yeter.
Dedim. İkisi de aynanda bana baktı. Cheonsa,
— Sen sus!
Dedi. Sinirle ona cevap verdim,
— Sana ne ya! Beni susturamazsın.
Dedim. Cheonsa bana yan yan bakıp,
— İlk dediğimde sustun ama!
Dedi. Ona,
— Susmak zorunda kaldım!
Dedim. Cheonsa tabii tabii dercesine bana baktı.Bir şey söyleyecekken içeriye yönetmen daldı. Kollarını birleştirip,
— Kavga etmeyi ne zaman bırakacaksınız. Olan oldu işte.
Dedi. Jake itiraz etmeye başladı,
— Benim kariyerim ne olacak!
Dedi. Yönetmen onu cevapladı.
— Sen onu sıkıntı etme Jake. Halledeceğim ben onu. Sen sadece bir kaç çekimde daha yer alacaksın.
Dedi. Jake yine bayılıyormuş gibi oldu. Yönetmen,
— Pekala, gidebilirsiniz. Bugünlük bu kadardı.
Dedi ve odadan çıktı. Cheonsa hiçbir şey demenden onu takip etti. Ben Jake ile kalmıştım. Ona dönüp,
— Senden telefon numaranı istesem, ayıp mı olur?
Diye sordum. Jake bana bakakaldıktan sonra elini cebine götürdü.
— Sorun değil.
Dedi. Ondan telefon numarasını aldım ve birlikte şirket binasından çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARLING | HeeJake
RomanceCheonsa: Bana birisi lazım.. İşte! Sen, Jake buraya gel hemen. Jake: Ben senin yanında çalışıyorum, Cheonsa?! Cheonsa: Sus, Jake. Git otur Heeseung'un yanına. Hee: Çift olarak çalışacağımızı söyleseydin, hazırlıklı gelirdim. Cheonsa: Sende sus, Hees...