6. Bölüm

120 13 0
                                    

~Jake~
Heeseung, bana benden hoşlandığını söylemişti. Çok mutlu olmuştum ve bende ona söylemiştim. Bunları Jungwon'a anlatmalıydım.

Telefonumu cebimden çıkardım ve Jungwon'u aradım. Jungwon birinci çalışta telefonu açtı,
— Selam, Jungwon!
— Selam, Jake. Bir şey mi oldu?
— Sana bir şey anlatmalıyım.
— Tamam, benim eve gel. Sunoo da var.
— Tamam, geliyorum.
Dedim ve telefonu kapattım. Hoplaya zıpylaya onun evine doğru yol aldım.

Eve varmıştım. Kapıyı tıkladım. Sesler yükselmeye başladı ve kapıyı Sunoo açtı. Gülümsedi. İçeriye girdim ve hep birlikte salona doğru gittik.

Jungwon ile Sunoo bana garip garip bakıyorlardı çünkü hiçbir şey anlatmamıştım ve gülümsemeden duramıyordum. Jungwon merakla,
— Eee! Anlatsana. Onun için geldin.
Dedi. Derin bir iç çektim ve her şeyi baştan sonra anlatmaya başladım.

Sunoo ağzı bir karış açılmış şekilde bana bakıyordu. Jungwon da şaşırmıştı fakat gülüyordu. Ayağa fırladı,
— Demedim mi ben?! Hayırlı olsun demiştim!
Dedi. Gözlerimi devirdim.
— Daha bir açıklık getirmedi.
Dedim. Göz devirme sırası Jungwon'daydı. Sunoo,
— Herkesin sevgilisi var, bir benim yok!
Dedi. Jungwon ile aynanda ona baktık. O da kafasını kaldırdı ve bize baktı. Kaşlarını çatıp,
— Ne bakıyorsunuz? Yalan mı?
Dedi. Gülmeye başladım. Jungwon da katıldı. Sunoo ise ağlamaklı sesler çıkarıyordu.

Jungwon içecek getirmişti ve bir kaç saatin sonunda kendimden geçmiştim. Konuşurken Jungwon'un telefonu çalmaya başladı. Duyan tek benmişim gibi duruyordu. Jungwon'a dönüp,
— Heeey, telefonun çalıyor.
Dedim. Jungwon ilk bana baktı ve sonra telefonunu eline aldı. Telefonunu eline aldığı anda gözleri fal taşı gibi açıldı. Yeniden bana bakıp,
— Heeseung arıyor!
Dedi. Bende şaşırmıştım fakat onu ciddiye almadım. Güldüm geçtim. Jungwon şaşkınlık içinde aramayı açtı.

Bir şeyler konuşuyordu ama umursamıyordum. Sunoo bir anda hıçkırıkla gülmeye başladım. Sunoo da bana katıldı. Jungwon bir kaç dakika sonra telefonu kapattı. Hızla bana döndü. Yüzünde bir endişe vardı,
— Jake! Ben ciddiyim. Heeseung aradı ve seni sordu.
Dedi. Yüzüm anında düştü. Jungwon ciddiydi. Korkuyordum ama neden korktuğumu anlamıyordum.
— Nee yapıcaz?
Diye sordum. Jungwon omuz silkip,
— Onun gelmesini bekleyeceğiz.
Dedi. Tamam anlamında kafamı sallayıp arkama yaslandım.

Bir kaç dakika sonra kapı tıklanmaya başlamıştı. Jungwon heyecanla ayağa kalktı ve kapıya doğru yöneldi. Sunoo yerde sızmıştı. Bende ayağa kalktım ve kapıya doğru yöneldim. Sendeliyordum.

Jungwon kapıyı aralamıştı ve Heeseung ile oradan konuşuyordu. Kapı bir anda sonuna kadar açıldı. Heeseung içeriye daldı ve benimle karşılaşması bir oldu. Yanıma geldi ve beni belimden yakaladı. Kaşlarımı çatıp ona baktım,
— Ne diye beni arıyorsun! Bende bir yetişkinim. İstediğimi yaparım!
Dedim. Heeseung beni görmezden gelip,
— Biz gidiyoruz, Jungwon.
Dedi. Jungwon tamam anlamında kafasını salladı. Giderken ona ters ters baktım.

Evden çıkmıştık ve Heeseung'un arabasına doğru yürüdük. Tabii ben doğru düzgün yürüyemiyordum. Heeseung iki de bir beni düşerken yakalıyordu.

En sonunda arabaya bindim ve içimde tuttuğum nefesi bıraktım. Heeseung sürücü koltuğuna atladı. Arabayı çalıştırmadı, bana bakıyordu.
— Kıp kırmızısın Jake.
Dedi. Ona baktım. Endişelenmişe benziyordu. Gözlerimi kapatıp,
— Çünkü sarhoş olduğumdandır belki.
Dedim. Heeseung güldü ve arabayı çalıştırdı.

~Heeseung~
Jungwon'un evine varmıştım. Düşündüğüm gibi içmişlerdi ve Jungwon çaktırmamaya çalışıyordu. Kapıyı çarparak içeriye girdim.

Jake de koridorun başında bekliyordu. Yüzü kırmızıydı. Onun yanına gidip elimi beline doladım. Bana kaşlarını çatıp baktı,
— Ne diye beni arıyorsun! Bende bir yetişkinim. İstediğimi yaparım!
Dedi. Onu duymazdan gelip Jungwon'a,
— Biz gidiyoruz, Jungwon.
Dedim. Jungwon kafasını tamam anlamında salladı ve evden çıktık.

Arabaya doğru yürürken Jake'i tuttum çünkü düşecek gibi oluyordu ve yaralanmasını istemiyordum.

Onu arabaya bindirdim ve diğer tarafına oturdum. Arabayı çalıştırmadım ve Jake'e baktım. Hiç iyi durmuyordu,
— Kıp kırmızısın, Jake.
Dedim. Jake gözlerini kapatıp,
— Çünkü sarhoş olduğumdandır belki.
Dedi. Daha doğru düzgün kelime bile kuramıyordu. Güldüm ve arabayı çalıştırdım.

DARLING | HeeJakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin