3. Bölüm

183 20 23
                                    

~Jake~
Fotoğrafların yayınladığını duyunca şok geçirmiştim onun üstüne birde başka çekimlerde yer alacaktım onun üstüne de Heeseung telefon numaramı istemişti.

Yaşadığım binaya girdim ve asansöre bindim. Odamın bulunduğu katı tuşladım. Yukarıya doğru çıkmaya başladı.

İstediğim kata gelince odamın kapısının önünde birisinin durduğunu fark ettim. Hemen oraya gittim ve Jungwon ile karşılaştım. Hızla konuşmaya başladı,
— Sen neredesin be? Saat 3 gibi çıkarım demiştim!
Dedi. Hemen kolumdaki saate baktım 18:27 geçiyordu. Bayılmam uzun sürmüş gibiydi. Her şeyi Jungwon'a anlatacaktım. Kapıyı açarken,
— İçeriye gel, sana anlatacaklarım var.
Dedim. Jungwon tamam anlamında kafasını salladı ve içeriye girdik.

Her şeyi anlatmam bittiğinde Jungwon bana sırıtıyordu. Bundan hoşlanmamıştım. Bu gülüşten farklı şeyler anlayabiliyordum. Jungwon,
— Hayırlı olsun o zaman.
Dedi. Kaşlarımı çattım. Sinirle,
— Ne saçmalıyorsun, daha onu iyi tanımıyorum bile!
Dedi. Jungwon öne doğru eğilip,
— Eminimki ilişkiniz-
Diyecekken sözü yarıda kesildi. Telefonum çalmaya başlamıştı. Hemen telefonu cebimden çıkardım ve kimin beni aradığına baktım. Arayan Heeseung'du.

Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Jungwon'a baktım. O da Heeseung'un aradığını anlamış olacak ki,
— Ben kalkayım artık.
Dedi. Ben dur demeye kalmadan Jungwon çıkıverdi. Bende telefonu açmak zorunda kalmıştım.

— Merhaba, Heeseung.
— Selam, Jake. Müsait misin?
— Evet, ne oldu?
— Seninle daha yakın olmak istiyorum. Yanlış anlamazsan bana gelir misin?
— Aaa... Tamam, gelirim.
...

Kabul etmek zorunda kalmıştım. Çünkü bende onu merak ediyordum. Evinin adresini bana yollamıştı. Bende yola çıktım.

Bir kaç dakika sonra evine varmıştım. Evi benim evime yakındı. İki katlı bir binaydı. Zili çaldım ve biraz sonra kapı açıldı. Heeseung beni karşıladı. İçeriye girdim. Salona geçip oturdum. Heeseung karşıma geçti. Konuşmaya başlayacakken içeriye birisi daldı. Kimin geldiğine baktım. Gelen kişi Jay'di?!

Gözlerim fal taşım gibi açıldı. Gülerek,
— Lan! Jay?
Dedim. O da güldü, hemen yanıma geldi. Tokalaştıktan sonra,
— Burada ne yapıyorsun?
Diye sordum. Jay biraz sessiz kaldıktan sonra konuşmaya başladı,
— Heeseung arkadaşım. Beni evine davet etti, bende hayır demedim. Sabahtan beri buradayım.
Dedi. Kaşlarım havaya kalktı. Jungwon sa sabahtan beri onu arıyordu? Hemen,
— Jungwon da sabahtan beri seni arıyor.
Dedim. Dememle Jay'in gözleri fal taşı gibi açıldı. Hızla ayağa kalktı. Heeseung'a dönüp,
— Benim gitmem lazım!
Dedi. Hızla odadan çıktı. Heeseung ile tek kalmıştık.

Öylece bakışıyorduk. İçecek bir şeyler getirmişti. Ara sıra onu yudumluyordum. Heeseung,
— Pekala, tatlı insansın senden hoşlandım.
Dedi. Kaşlarım havaya kalktı. Gülümsemeden edemedim.
— Teşekkür ederim Heeseung, bende senden hoşlandım.
Dedim. Heeseung gülümseyip arkasına yaslandı. Böyle konuşmaya devam ettik.

Biraz sonra sert bir şeyler getirdi. İkinci bardağımda bitmiştim. Arkama yaslandım. Heeseung beni izliyordu. Güldüm ve,
— Ne oldu? Neye bakıyorsun?
Diye sordum. Heeseung beni cevapladı,
— Manzaramın tadını çıkartıyorum.
Dedi. Şaşırdım, yanaklarım daha da kızardı. Bana neden böyle davranıyordu. Hemen sorumu sordum,
— Bana neden böyle davranıyorsun?
Heeseung bana uzunca baktıktan sonra,
— Senden hoşlandığımı söylemiştim. Herhalde arkadaş olarak anladım.
Dedi. Şaşkınlık içinde ona bakmaya devam ettim. Heeseung ayağa kalkıp yanıma geldi. Ona bakmaya devam ettim. Bana yakınlaşmaya devam etti.
— Beni becermek mi istiyorsun?
Diye sordum. Heeseung pis pis sırıtmaya başladı. Bende ona yaklaştım. Heeseung,
— Nereden anladın? Odaya geçelim.
Dedi.

Gülümseyerek,
— Bok becerirsin.
Dedim. Yüzüne bir yumruk indirdim. Heeseung acıyla geriledi. Gülmeye başladım. Ayağa kalktım. Ona ters ters baktım. Heeseung da bana şaşkınlık içerisinde bakıyordu.
— Sende diğerleri gibisin tek amacın sevişmek!
Dedim. Arkama döndüm. Hâlâ sarhoşken böyle şeyler yapabilmek benim işim değildi. Yürürken afallıyordum.

Heeseung beni tutup kendine çevirdi. Ona sinirle baktım. Tam yine elimi kaldırmıştım. Heeseung iki elimi de arkamda birleştirdi ve tuttu. Beni kendisine yakınlaştırdı. Yüzünde bir masumiyet vardı. Konuşmaya başladı,
— Sadece seni deniyordum. Üzgünüm Jake.
Dedi. Ona inanmamıştım. Kaşlarımı çatıp,
— Emin misin? İnanmadım. Neden beni denemek istedin?!
Dedim. Heeseung,
— Gay olup olmadığını merak ettim.
Dedi. Gözlerimi devirdim. Onu ittirdim fakat benden uzaklaşmadı,
— Beni bırak Heeseung! Senin böyle birisi olabileceğini düşünmemiştim.
Dedim. Heeseung beni bıraktı. Kapıya doğru yöneldim ve dışarıya çıktım.

Sendeleyip duruyordum. Bir elin beni tutmasıyla arkama dönmem bir oldu. Karşımda Heeseung'u bekliyordum fakat beni Sunghoon karşıladı. Gülümsedim ve,
— Selam, Sunghoon!
Dedim. Sunghoon endişeli bir sesle,
— Sarhoşken dışarıya çıkmak doğru değil bence! Beni neden aramadın?
Diye sordu. Sustum. Bende bilmiyordum, aklıma gelmemişti. Sunghoon,
— Tamam, boşver. Gel seni eve götüreyim.
Dedi. Tamam anlamında kafamı salladım ve yürümeye başladık.

~Heeseung~
Jake'in erkeklerden mi kızlardan mı hoşlandığını merak etmiştim. Mal gibi sormak yerine onu kışkırtmıştım. Bana sinirle cevap vermişti.

Yaptığımdan pişman olmuştum. Evden çıkınca onu takip ettim. Ona bir şey olabilirdi. Ona yetişmek için koştum fakat birisi onu durdurdu. Bende olduğum yerde kaldım. Jake korkuyla adama döndü. Bir şeyler konuştuktan sonra yürüyüp gittiler. Bende evime doğru yürümeye devam ettim. Yarın çekimlerde ondan özür dileyecektim.

DARLING | HeeJakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin