1

8.1K 139 19
                                    

Otogara indiğimde tepemdeki güneş beynimi deliyordu. Muavinin verdiği bavullarımı alıp bir taksi bulmak için bakınıyordum. Çıkışa vardığımda gördüğüm taksi durağı kendimi şanslı hissetmeme sebep olmuştu. Önündeki taburelerde oturan orta yaşlı adamlara selam vermek adına gözlerinin içine bakarak yaklaştım.

"Merhaba boş taksi var mı?"

"Var abla, nereye?"

"Simavpaşa."

Verdiğim cevapla birbirlerine bakınıp daha sonra benimle konuşmaya devam etmişlerdi.

"Abla oraya taksi gitmez ki."

"Niye?"

"İlçe köy dolmuşları var onlara binivercen. Onlar götürü seni."

"Şey... Peki dolmuşlara nereden bineceğim?"

"Valla Simavpaşa dolmuşları burdan galkmıyoru. Merkeze gitcen ama oraya kadar götürem ben seni abla."

"Ya bu köy buraya çok mu uzaktır? Ben buraların yabancısıyım da... Bir kereye mahsus götüremez misiniz?"

"Valla abla biz götürüz götürmesine de sonra dolmuşçularla madara oluyoz. Yolcularını çalıyormuşuz..."

"Anladım... O zaman dolmuş durağına kadar bırakabilir misiniz?"

"Tabi tabi. Alem ben valizleri."

Taksici bavullarımı bagaja koyarken ben de ön koltuğa yanına oturmuştum. Böylelikle yolu ve çevreyi de daha rahat görebiliyordum. Yola çıktığımızda taksiciden beklediğim soru gelmişti.

"Nerden gelipdurun abla sen?"

"İstanbul'dan geliyorum."

"Tayinci falan mısın?"

"Öyle de denebilir."

"Yabancısısın yalım buraların."

"Anlamadım?"

"Yabancısın galiba diyom, bilmediğine göre."

Taksicinin saçmasapan özel soruları sinirimi bozmaya başlamıştı.

"Sizce benim buranın yerlisi gibi bir halim var mı?"

"Doğru dedin. Benimki de iş... Abla ayıp olmazsa bişi daha sorcem. Ne iş yapıpdurun tam olarak?"

Hasbinallah...

"Hemşireyim ben. Oradaki hastaneye tayinim çıktı."

"Maşallah. Hoşgeliverdiniz o zaman memleketimize."

"Bakalım hoşbulacak mıyız..."

"Bulursun bulursun. Buranın insanı pek bi samimidir. Yabancılık çekmezsin."

Bir süre daha şehir içinde yol gittikten sonra bir alışveriş merkezinin önünden geçip yanında bulunan duraklar tabelasını görmüştük. Burada sırayla kaldırım boyu duraklar vardı. Her 2 durakta bir de ilçe ve köy isimleri yazıyordu. Durakların önüne park etmek yasak olduğu için taksici beni tabelanın önünde indirmişti. Simavpaşa durağına geçtiğimde gelen dolmuşla birlikte herkes ayaklanmıştı. Ben de şoförle daha kolay iletişim kurmak adına şoförün yanındaki ön koltuğa oturmak için çantamı koymuştum. Daha sonra dikkatli bakışlarla beni süzen orta yaşlı ama yaşını pek de belli etmeyen yakışıklı şoföre yöneldim.

"2 tane bavulum var da... Nereye bırakabilirim?"

"Arkaya bırakalım."

Bana yardım etmek için indiğinde ben de arabanın arkasına doğru ilerlemiştim. Şoförle birlikte bavullarımı yerleştirdikten sonra dolmuşa tekrardan binmiştik.

TORUN HANIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin