Kenan'dan
Kapıdan içeri girdiğimde annemle Türkan Ana verandada oturuyorlardı. İkisi de meraklı gözlerle bana bakarken söze ilk giren annem oldu.
"Heh Kenan. Gel hele oğlum. Kim bu gız sen tanıyon mu?"
"Yok ana siz ne biliyorsanız ben de onu. Ben de yeni gördüm kapıda sana seslenince."
"Hemşireymiş yeni gelmiş buraya da otlu şepit getirdiydim yesin diye. Sonra birden bi haller oldu gızcağıza. Terliyor filan. Ateş alır gibi galktı gitti."
"Giderken bir şey demedi mi?"
"Acil işi çıkmış."
"Ee tamam o zaman anam. Ne dakılıyonuz. Valla size de demiş demiş gomuş gomuş malzeme lazım."
Bu sözüm üzerine Türkan Ana elindeki bastonunu dizime vurmuştu.
"Sus bakem len. Ne dedigodusu töbü töbü. Zehra ver şu şepitleri de bu yisin. Ağzı boş durdu mu heç hayıra gonuşmuyoru gari."
"Allaah otlu deemi bunla. Yerim valla."
Saat 6'ya yaklaşırken hazırlanmıştım. Altıma bir şort etek üzerime de sıfır kol bir body gitmiştim. Belki gece hava serinler düşüncesiyle yanıma bir ceket almıştım.
Yavaş adımlarla köyün çıkışına Türkan Ana'nın evine doğru yürüyordum. Kenan'la burada buluşacaktık. Eve yaklaştığımda aklıma Türkan Ana'nın şu an o evde olduğu ve orada her şeyden bihaber şekilde hayatına devam ettiği farkındalığı gelmişti. Bu farkındalıkla birlikte kendimi çok garip hissetmiştim. Onu ilk gördüğümde de çok garip hissetmiştim ama bu garip duygular birbirinden çok farklıydı. Hislerimin tarifi asla yoktu.
Bu sırada düşüncelerimden arkamdan gelen korna sesiyle irkildim. Sese dönüp bakmadan yolun kenarına geçmiştim. Arabanın yanımdan geçip gitmesini beklerken inatla kesik kesik korna çalmaya devam ediyordu. Bir hışımla sertçe sese doğru döndüğümde Kenan'ı görmemle utanmıştım.
"Kenan... Sen miydin?"
Arabanın açık camından gülümseyerek bana bakıyordu.
"Başka birini mi bekliyordunuz?"
"Yok ben..."
"Atla hadi."
Kapı kolunu tuttuğumda tereddüt etmiştim.
"Çok uzak mı gideceğimiz yer?"
"Eh biraz."
Araba bindiğimde ilçeden çıkıp kırsal yollara yine düşmüştük. Güneş tesirini kaybederken kızıllığa bürünerek batış moduna geçiyordu. Arabadaki garip sessizliği fark edip bozan ben oldum.
"Nasılsın yani nasılsınız? Aslında uygunsa şu sizi bizi bıraksak?"
Bu dediğim Kenan'ı gülümsetmişti.
"Olur tabi sorun yok. İyilik valla nasıl olsun. Sen nasıl oldun?"
"İyiyim teşekkür ederim."
"Bir rahatsızlığın mı var?"
"Panikatak."
"Kadınların genelinde var heralde bundan."
"Bilmem, kaç kadın tanıdığına ve kaçında bu rahatsızlık olduğuna bağlı bir oran bu."
"Valla en yakınımdan annemle Türkan Ana'da da var."
Söylediğiyle şaşkınlıkla yüzüm düşmüştü ama Kenan'a belli etmemeye çalışıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TORUN HANIM
ChickLitSenelerdir küs olduğu babaannesiyle barışmak için İstanbul'dan daha önce hiç gitmediği köyüne gelen Leyla ve köyün yerlilerinden Kenan'ın birbirlerine çekim hikayesi... Uyarı: Cinsellik ve +18 ifadeler içermektedir.