Duyuruda söylediklerimi buraya yazacağım ve özellikle bu fic için söylüyorum birdaha böyle bir şey yazmakta istemiyorum ki bu bir ilk çok şaşkınım böyle bir şey söyleyeceğim için.Yeni bölüm istemenizi anlıyorum hakda veriyorum ama bir yere kadar. Bu size küfür ederek ifade etme hakkını vermez. Saygıyı bir kenara bırakırsaniz bende bırakırım altta kalmam. Bu uygulamada eğlenmek için fic yazıyorum kimsenin paralı çalışını değilim öyle robot gibi yb yazılınca bölüm yazamıyorum. Kaldı ki hiçbir yorum yapmayıp oy vermeyip bunu yazıyorlar ya o kadar sinir oluyorum ki. Hiçbir şekilde destek vermeyip yeni bölüm istemeye gelince istemeyin hakkınız yok.
Birdaha böyle bir şeyle karşılaşırsam o kişileri engellerim uğraşamam boş yere. Kaba konuşuyor olabilirim ama gerçekten yeter. Giden tüm yazarlara yapıldı bu, gerçekten gitmek istemiyorum fakat soğursam soğuduğum bir işide yapmaya devam etmem. Küfür kullanmadan yeni bölüm isteyen kimseye sözüm yok onlar yanlış anlamasın yapanlarda kendini gayet iyi biliyor.
Remedy keyifli okumalar diler
🥢🔪🩸..
.
"Olanları unutma." dedi Jungkook sertçe. Agust d gülümsedi. "Olması gerekenler oldu Jungkook. Pişman olmadığımı söylemiştim" dediğinde Jungkook kaşlarını çattı. "Onu öldürdün. Acımadan hemde kendi ellerinle işkence ede ede öldürdün D. Gözlerimle gördüm." dedi.
Agust d iç çekti. "Hak ettiğini verdim. Beni sırtımdan bıçaklamasaydı şuan hâlâ nefes alıyor olurdu. Bak sende her şeyi biliyorsun." diyip tek kaşını kaldırdığında Jungkook hayret etti. "Ben onunla bir değilim biz arkadaşız." dedi sertçe.
"O benim eşim olacaktı Jungkook. Niye bu konuyu konuşuyoruz şuan? Bu çocukla alakam yok." dediğinde Jungkook iç çekti. "Umarım yoktur, D. Umarım yoktur." dedi ve önüne döndü.
.
Gün ışığı genç erkeğin yüzüne düzensizce vururken geceden kalma erkek usulca göz kapaklarını araladı. Gün ışığı göz bebeklerini acıtıp başına inanılmaz bir ağrı saplanırken şikayetçi bir tavırla yüzünü buruşturdu. Ardından derin bir iç çekip yattığı yerden doğruldu.
Çekik gözleri gün ışığı yüzünden daha da kısılırken etrafına bakındı. Odasında değil evinin salonunda olduğunu gördüğündeyse kaşlarını çattı. Eve ne zaman gelmişti?
Anılarında düne dair tek hatırladığı kesit maskeli adamla konuşuyor oluşuydu fakat içerik hakkında tek kelime dahi hatırlamıyordu. Bu yüzden yutkunup oturur hale geldiği koltuğa yaslandı.
"Hoseokie hyung! Evde misin?!" diyerek ev arkadaşına seslendiğinde kapı çarpma sesiyle irkildi. Kısa bir süre sonra Hoseok salonda belirdiğinde Jimin'in kısık gözleri salonun girişinde elleri belinde erkeği buldu.
"Ne işlere bulaştın sen" dedi hayıflanarak. Bunun üzerine Jimin kaşlarını çattı. "Anlamadım hyung?" dediğinde Hoseok arkadaşını imali gözlerle süzüp iç çekti.
"Gecenin bir saati özel üretim arabayla kaslı bir erkeğin kucağında eve gelen ben değildim neyini anlamadın. Ne naneler yedin gece?" dedi ardından bir kaç adım atıp arkadaşının karşısına oturdu. "Jimin-ah. Şeyini kaybettin mi yoksa?" diye korkuyla sorduğunda Jimin anlamaz gözlerle baktı.
"Neyimi kaybettim mi?" diye sorduğunda Hoseok gözleri ile arkadaşının kasıklarını işaret etti. "Verdin mi?" dedi. Jimin neyi ima ettiğini geçte olsa anladığında gözlerini şaşkınlıkla açıp kollarını bedenine doladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fausse identité ¦ Yoonmin
FanfictionDünyaya korkuyla nam salmış seri katil çetesinin başı Agust d gittiği barda tanışmaması gereken o güzel çocukla tanışır. "Maskenizi çıkarmayacak mısınız?" "Maskemi ancak güvenimi kazanan biri için çıkarabilirim" "O halde izin verin bayım. İzin...