dördüncü sigara.

322 23 5
                                    

regulus gülümsüyordu.

sanki bu seferliğine kader ona eşlik ediyor gibiydi. açıkçası bundan şikayetçi değildi, uzun zaman sonra yüzü gülüyormuş gibi geliyordu ona da. bütün bu koşuşturmanın arasında estela adlı güzel bir kızı düşünmek... ferahlatıcı?

cümlenin sonuna hangi kelimeyi ekleyeceğini o da bilmiyordu.

"aslında ölürsem bir yıldız olmak isterdim." diye konuştu kız. regulus sakince gülümsedi.

ölüm. iki ünlü ve iki ünsüz harfin birleşmesiyle oluşan bu kelimenin tarifi kimine göre farklıydı.

"niye öyle gülümsüyorsun? senin ismin yıldız ismi olduğu için sanma ki ölünce orada olacaksın." regulusa yavaşça vurdu. regulus yine gülümsedi. "yanlış anladın." diye konuştu çocuk. "ölümü düşünüyordum." kızın yüzünde değişim oldu mu diye kontrol etmek istedi. boş bakışlarla kendisine baktığını görünce ışığı söndürdü.

"senin için ölüm ne ifade ediyor regulus?" kendisine yöneltilen soruya cevabı hazırdı. milyonlarca kez kafasında tarttığı cevabı ona söylemek bu kadar zor olmamalıydı. "kurtuluş?" dedi sonunda. kız usulca gülümsedi.
"ya senin için?" diye sordu o da kıza. mutlu olduğu tek anda ölümü konuşmak onun için zordu. "bilmiyorum, dört tane harfin birleşmesiyle oluşan bir kelime. benim için hiçbir manası yok." şaşıran regulus bir süre sustu. nasıl yani diye düşündü? "dışarıda süre gelen bir savaş var ve sen bundan korkmuyor musun?" dilinin ucuna gelen soruyu yine geri çevirmedi. savaş hakkında ki görüşlerini duymak istiyordu kızın.

kız yattığı yerden kalktı ve sırtını ağaca dayadı. cübbesinin şapkasını kapatıp ayaklarını uzattı. sonra eli cüppesinin cebine gitti. sonunda bulduğu paketi yavaşça açtı. kendisine yöneltilen bir soru yokmuşçasına haraket ediyordu. içinden iki dal çıkartıp paketi gerisingeri cebe koydu. "al regulus." sigarayı çocuğa uzatıp kendi elindekini yaktı.

bir nefes verdi ve sonunda konuştu. "dışarıda ki savaşı umursamıyorum, çünkü gideceğim" regulus da dudakları arasında ki sigarayı sağ eline alıp külü tazeledi. "savaştan kaçamazsın estela, birisin yanında savaşmazsan her şeyini kaybedebilirsin."

estela kahkaha attı, samimi bir kahkahaydı bu. ve bu gülüşü regulusu şaşırttı. gülünecek bir şey mi söylemişti?

"regulus, sanma ki karanlık tarafta olduğun için hiçbir şeyini kaybetmeyeceksin." bir sessizlik oluştu. bu süreçte regulus elinde küle dönen sigarasını düşünmekten farkedemedi.  "nasıl?"

"nasıl bildiğimi mi soruyorsun?" regulus'un eli sol koluna gitti. bu cevap kıza yetmişti. "regulus, seni senden daha iyi tanıyorum." diye noktaladı konuyu. ayrıca bir şeyi atlamış gibi tekrardan konuştu. "ve kaybedecek birisine sahip değilim regulus, kimse yok."

yalan.

tabii karşısında ki çocuk bunu anlayamayacak kadar düşünceli olduğundan farkedemedi. kafası karışmıştı. bir yerde bir şeyler olmuştu ve regulus bunu çözemiyordu. tek kelime etmeden öylece oturdular. ta ki kız ayaklanıp regulus'u orada kendi düşünceleriyle baş başa bırakana kadar.

SSICK, regulus black.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin