"Kız kardeşim, Türkan." dedi Demir. "Bu gün biraz yaramazlık yaptı diye ceza vermiştim de." diye bilgilendirme yaptı.
"Özür dilerim abiciğim ama nişanını kaçıramazdım. Hadi devam edin, kessene dede." dedi Türkan.
"Kıskandın mı küçük hanım?" diye fısıldadı Demir kulağıma doğru.
"Yok be ne kıskanacağım." Bende onun gibi fısıldamıştım.
"Aynen, aynen yüz ifadende kıskanmadığının belli ediyordu zaten." dedi.
"Küçük hanım demesene ya." dedim sitemle.
"Neden?" dedi.
"Sevmiyorum." diye yanıtladım.
"Ama ben seviyorum küçük hanım." dedi burnuma fiske vurarak.
Kazım bey kırmızı kurdeleyi kesince herkes alkışlamıştı. Daha sonra dans etmek için Yeliz bizi zorla kaldırmıştı.
Demir elimden tutup ayağa kaldırdı. Bir elini belime kavradı, diğer eliyle ise elimi tutup yukarı kaldırdı. Bundan hiç hoşlanmamıştı, yüzünden belli oluyordu.
"İstersen dans etmeye biliriz. İstemediğin yüzünden okunuyor." dedim.
"Yok, devam edelim. Yüzümdeki ifadeler hep doğru olmaz." dedi. Ne demek istediğini anlamamıştım.
"Anlamadım?"
"Boş ver." dedi.
Şarkı bitince yanağıma öpücük kondurdu. Annem beni yanına çağırdığında masaya yemekleri götüreceğimizi anlamıştım.
Annem tepsiyi hazırlamıştı sadece masaya dizmek kalmıştı. Tepsiyi alıp içeri girdim. Yemekleri masaya dizdim. Dün yarpak sarmıştım, annem pilav, rus salatasını birlikte yapmıştık.
Masaya oturduğumuzda babam Kazım beyle, annem Asuman hanımla, bense Yeliz ve Semihle sohbet ediyorduk. Rüya nişanlınla konuşacak kimse yok, onunlada mı konuşsan acaba?! Ne konuşacağım ki onunla? Haklısın konuşacağınız konu yok.
"Ellerinize sağlık sarma çok güzel olmuş." dedi Demir anneme. Bir kere o sarmayı ben yapmıştım.
"Ben yapmadım Rüya yaptı." dedi annem. Afferim sana Serap Sultan eziyyetimi yok saymadın. "Ben onun ki kadar güzel yapamıyorum."
"Ellerine sağlık." dedi Demir bana dönüp.
"Afiyet olsun." dedim.
🌼
Demir'ler gitmişti. Yorgunluktan ölüyordum. Keşke yatıp bir de ertesi sabah kalka bilseydim.
Yeliz'in bizde kalması için ısrarcı olmuştum, sağolsun beni kırmamıştı. Şimdi ise yatağımda oturmuş nişan fotoğraflarına bakıyorduk.
Fotoğraflarda bir birine aşık bir çift vardı. Ama gerçekte eminim ki öyle değildi.
Evden çıkarken gelecek hafta düğün olduğunu söylediler. Neden bu kadar çabuk evlenmek istediğini anlamamıştım. Ama yapacak bişey yoktu.
"Enişteme bak şurda çok tatlı çıkmış." dedi Yeliz. Elindeki telefonu alıb fotoğrafa baktığımda bir yere bakıp gülüyordu. Gerçektende çok tatlı çıkmıştı.
Yeliz oturduğu yerden çekince sadece Demir çıkmış, ama annemin bana attığı fotoğrafta ise Demir'in yanında ben vardım ve ikimizde bir birimize bakıp gülüyorduk.
Neye güldüğümüzü hatırlamıyorum sanırım Türkan'ın sakarlık yapıp masadaki boş tabaklarla yeri boylamasına gülüyorduk. Ama çok güzel fotoğraftı. Bunu çerçiveletip odamıza asarım.