siyah beyaz hayatlarına doğan gökkuşağı¹⁰

135 22 2
                                    


İyi Okumalar

Küçük kız gözlerini açtığında loş gece lambası karanlık odasını aydınlatıyor, içeriden gelen konuşma sesleri kıyadalı bırakılmış kapısından içeriye sızıyordu.

Saçlarını yüzünün önünden çekip yataktan kalktığında ayağına ayıcıklı yumuşak terliklerini geçirdi. Babası gelmiş miydi? Bari o, verdiği sözü tutmuş muydu görmek istiyordu. Kapıyı açıp koridordan sessizce yürüyüp salona girdiğinde amcalarının burada olduğunu ancak babasının olmadığını gördüğünde gözlerinin dolmasına engel olamadı Agnes.

Babasının verdiği ufacık bir sözü bile tutmamış olması onun için kocaman bir şeydi o an. Ancak kimse bunun farkında değildi.

"Amca," cılız sesini duydukları gibi salonda oturan dört bedenin de bakışları ona döndü. Johnny anında ayağa kalkıp kendi öz yeğeni olsa ondan asla ayırmayacağı bedene doğru ilerledi. Agnes her birisi için çok önemliydi. Siyah beyaz hayatlarına doğan gökkuşağı gibiydi.

"Bebeğim, ne zaman uyandın sen?" hiç zorlanmadan kucağına aldığı bedenle geri yerine oturduğunda Taeyong mutfaktan Agnes için su getirirken Taeil ve Jungwoo merakla izliyordu küçük kızı. İçinde oldukları durumun en çok onun için zor olduğunu biliyorlardı. Kendi gerçekleri ne olursa olsun asıl gerçek Agnes'ın evlatlık olduğu ve kendisinin de bunu son olanlardan sonra çok iyi bildiğiydi. Ailesinin gerçekleri ve kendi gerçeği ile savaşmak küçücük bedeni ve zihni için çok zordu.

Agnes suyu hızlıca içip nefes nefese kalırken aynı hızla"Amca, Haechan babam nerede? Gelmedi mi?" diye beklenti ile sorduğunda Taeil ile gözgöze gelmişti Johnny. Taeil 'geldi ancak geri gitti' dermiş gibi el hareketleri yaparken Johnny başını iki yana sallayarak ona doğruyu söylemeyi seçti. O an belki de verdiği en güzel karar bu olmuştu.

"Gelmedi bebeğim ancak bizi aradı. Yakında Mark baban ile geri döneceklerini söyledi." Johnny gülüyordu, Agnes ise duydukları ile ağlamaya başladığında kocaman adamın neye uğradığını şaşırmasına neden oldu.

"Hayır," dedi Agnes amcasının kucağından kalkarken, göz yaşları inci gibi akarken gözlerinden dördü de ne yapacaklarını, nasıl bir tepki vermeleri gerektiğini bilememişlerdi. "Yalan! Gerçek ailemi bulmaya gittiler değil mi? Beni geri verecekler!" Agnes bağıra çağıra ağlarken Johnny dolan gözleri ile hızlıca sarıldı küçük bedenine.

"Şşhh, sakin ol bebeğim yok öyle bir şe-" Agnes ondan kurtulmaya çalışıp "ben istemiyorum!" diye bağırdığında Johnny Agnes'ın gerçek ailesi hakkında sorduğu soruyu hatırladı. Bunun için mi sormuştu yani? Gerçek ailesini bulsalar onu kabul edip etmeyeceklerini sormasının nedeni babalarının onu bırakacağından korkması mıydı?

"Bana hep yalan söylediler şimdi de söylüyorlar değil mi? Minhyung babam seni asla üzmem dedi, Haechan babam hemen geleceğim dedi ama gelmedi. Amca," dedi ruhu çekilirmiş gibi olurken, bu yaşta düşünmemesi gereken şeyleri düşünürken. "Artık beni sevmiyorlar değil mi?"

Taeyong arkasını dönüp göz yaşlarını silerken hıçkırmamak için zor tuttu kendisini. Johnny ise cevap bile veremezken Taeil atıldı öne. Agnes'ın önüne diz çöküp ellerini kollarına koyarken yüzünde samimi bir gülümseme olmasına özen gösterdi.

"Agnes, insanların hataları olabilir ama en çok hatayı ebeveynler yaparlar bunu biliyor muydun?" Agnes burnunu çekip başını iki yana salladığında konuşmasının dikkatini çekmesini ve onu bu buhrandan kurtarmasını diledi Taeil. "Biliyorum şu an onlara çok kızgınsın çünkü sözlerini tutmadılar. Ancak ilk önce birbirlerine verdikleri sözleri tutmalılar ki senin karşına çok güçlü bir şekilde çıkabilsinler."

"Ama ya tutamazlarsa?" Taeil kucağına aldığı bedeni odasına doğru götürürken diğerlerine kaş göz işareti yapıp Haechan'a haber vermelerini söylerken ilerlemeye devam etti. Şu durumda en azından birisinin dirayetli olması gerekiyordu ve en büyükleri olarak Taeil bu durumu üstlenmeyi seçti.

"Agnes sana doğruları söylemeliyim değil mi bebeğim?" onu yatağına bırakıp yanına otururken aldığı onay ile bakışlarını tavanda ki yıldızlarda gezdirdi Taeil. "Babaların çok hata yaptılar, bunu ister kişisel algıla ister bir bütün olarak algıla. Düzeltemeyecekleri hataları oldu ancak bir kaçı düzelebilir hatalar ve Minhyung babanın hatalarını düzeltebilmesi için Haechan babana ihtiyacı var."

Agnes'a dönüp yanağını okşadığında artık o üzgün ve çaresiz ifadenin kaybolduğunu görmek içini rahatlatmıştı. "Yani bir yetişkine ihtiyacı var küçük asker." Agnes'ı geriye çekip uzanmasını sağladıktan sonra yanına uzanıp üstüne örtüyü örttü. Rahat bir uyku çekmesini diliyordu.

"İnan bana babaların her şeyden vazgeçerler ancak senden asla vazgeçmezler. Şimdi uyumalısın ki yarın bu duyduklarını kendi gözlerinle de görebilesin."

O gece Taeil Agnes uyusa bile yanından ayrılmadı. Uykusunda sayıkladığında, ağlar gibi iniltiler çıkardığında saçlarını okşadı ve sırtını sıvazladı. İsterdi ki bunu o değil de babaları yapsın ancak durum o anlık bunu gerektirmişti.

Tek dilekleri Agnes'ın uykusunda bile ağlamadığı gecelerde ailesi ile mutlu olması ve mutlu uyanmasıydı.

-♡-
*
*
*
*

Taeil aşkım kabardı şimdi 🥺

Bu bölümü geçiş bölümü gibi sayabilirsiniz sonrasında zaten gelişmeler başlıyor.
Agnes aşkıma çok üzülüyorum gerçekten yazarken içim parçalanıyor.

Üniversite stajımdayken bu duruma benzer bir olayla karşı karşıya kaldım. Anne babası boşanan bir otizmli öğrencime bu durumu anlatmak günlerimi aldı. Alışık olduğu ortamın bozulması ve aile bireylerinden ayrı kalmak her birey için zorken özel birisi için çok daha zordu. Anlatsam da kelimelerim kifayetsiz kalacak yani :"

Neyseee

Umarım bölüm hoşunuza gider yıldızlarım 💖💖

Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen 💗💗

Kendinize iyi bakın ❤️‍🩹

Sizleri çoook çooook çok seviyorum ❣️

-jae😶‍🌫️

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 03, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

baby, this for you° markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin