KANWİLL

KW-6

🎶🎼🎶

Hakkında hiçbirşey bilmediğimi iddia ettiğim adam ile aynı arabadaydım.

Onu hiç tanımadığım yalanını söyledim adam ile çocukluk arkadaşıydım.

Miami'nin sıcağında Efken'in villasına yâda sarayına gidiyorduk.

Arabaya bindiğimizden beri ikimizde ses çıkartmamıştık.

Başımı cama yaslamış yolu izlerken sessizliği bozan ilk o oldu.

"Benim sayemde birşeyler başarman çok güzel Bengi." Dedi alayla. Bakışlarımı ona çevirdiğimde yüzünde büyük bir sırıtışla beni izliyordu.

"Efken,iki tane ortaokul konusu anlattın diye senin sayende olmuyor." Dedim sertçe. Tek kaşını yukarı kaldırıp beni baştan aşağı süzdü.

"Her gün sana ders anlatıyordum. Kafan basmıyordu ki." Onun yaptığı gibi bende onu baştan aşağı süzdüm.

"Bana ders anlatmaya dünden hazır olanda sendin farkındaysan." Sesimin alaylı çıkmasını istemiştim fakat tam tersine eğlenceli bir ses çıkmıştı.

Ona son bir bakış atıp önüme döndüm. Fakat gördüğüm yapı ile nutkum tutuldu.

Saray...

Simsiyah bir Saray vardı karşımda. Efken Arabayı durduğunda ben hala sarayı inceliyordum.

Vay anasını benimki bile bu kadar değil lan.

Bok gibi para aldığı kesin ama mafyalar ne kadar alıyorsa bir ara o işi gözden geçirmeliydim.

"Gözün kalıcak çek o bakışlarını yoksa koca saray yıkılıcak" dedi ciddi bir sesle. Bakışlarımı ona çevirdim.

Puşta bak hele, sen benim gözüme kurban ol.

Ona cevap vermeden arabanın kapısını sertçe çarpıp saraya doğru ilerledim.
Arkamdan homurdandığını duyunca arkamı döndüm ve sertçe "Ne diyon sen" dedim onu baştan aşağı süzerken.

Onu süzerken bir yerde çok durdum ve bunu oda fark ettiği için beni kıpkırmızı yapacak o cümleyi kurdu.