TATLI ATIŞMALAR

58 10 2
                                    

' Yeter, baba parası deyip durma. Biraz insan olmayı öğren. '

' Ne var? Yalan mı? Baba parası ile almadın mı? Duyanda sırtında taş taşıdın da aldın'

Ama artık bu kadarı fazlaydı. Sabrında bir sınırı vardı. Ve benimkinin sınırı pek yüksek sayılmazdı. Bu kız zaten en sabırlı insanı bile delirtirdi. Söyledikleri yetmez gibi hala konuşmaya devam ediyordu.

' Ne oldu muhallebici. Doğruları söylemem hoşuna gitmedi mi. Senin gibilerin borusu burada ötmez. '

' Söylediklerin doğru falan değil. Ayrıca baba parası olamaz çünkü benim babam yok. '

Bunu ona neden söylemiştim bilmiyordum. Birden ağzımdan çıkmıştı. Alaycı bir kahkaha attı.

'Doğru mu söylüyorsun. Çok üzüldüm. Şimdi gözlerimin dolup senden özür dilemem affetmen içinde şebeklik yapmam hatta sonunda sana aşık olmam gerekiyor değil mi. Dizilerde öyle oluyor ya. Söylediği lafa bak. Baban almadıysa annen almıştır. Çalışıp almış olmayacağına göre. '

' Seninki kesin alın teri zaten. Seninde ne iş yaptığını gördük. '.

Caner birden söze girdi. Beklediğim bir müdahale olmuştu.

' Bir dakika. Alya sen ne söyledin ne anlattın ona. ne ima ediyor Asrın. '

.......

Ama beklediğimin aksine Alya çok soğukkanlıydı.

' Bir şey yok. Dün patladığım ev senin arkadaşın eviydi de. ''

Caner birden panik oldu.

' Yok artık. Ya ben ne kadar aptalım. '

' Tamam Caner sorun yok. Bu muhallebici polise falan gitmez. '

' Nerden biliyorsun. Gidelim Alya. Saçmalama belki birazdan polis gelecek haber verdi nereden biliyorsun. '

Alya duruşunu hiç bozmadı. Beni işaret ederek konuştu. Sanki bir eşyadan bahsediyor gibiydi.

' şu surata bir baksana. Bunda nerde polise haber verip burada duracak yürek. Öyle bir şey yapmış olsa çoktan toz olurdu. '

Alya denen kız ın tavırlarına iyice sinir olmuştum. Öfkeyle kafasını çevirince tekrar deponun kapısına takıldı gözüm. Anlam veremiyordum. Tekrar Alya ya baktım. Caner ile bakışıyorlardı. Kafasıyla Caner e gitmesini işaret etti. Caner önce itiraz etse de sonra bana döndü. Motoruna bakması gerektiğini söyledi.

Neden bilmiyorum konuyu değiştirmek istedim. Onu polise vermeyeceğime inanıyordu. Bana güveniyordu. Nedensiz ve garip bir güven. Belki de kendine çok güveniyordu. Ne olursa olsun onlardan bir talebim olmadığı halde sadece soyadım nedeniyle yanıma gelen ama içten içe acaba söylenenler doğru mu korkusu yaşayan kızların davranışlarından çok daha doğaldı.

' Yaptığın resmi gören seni sanatçı ruhlu sanır.'

' Resim denmez ona ama neyse.'

Bir de bilmişlik taslıyordu.

' Ne denirmiş. '

' Ruhumun aynası. '

' Anlamadım. '

' Portre o portre. '

' Çok bilmişlik yapmak isterken saçmalıyorsun. İnsan resmine portre denir. '

ANKA KUŞLARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin