ÖLÜM

26 5 4
                                    

Koşuyordum,
Çok hızlı koşuyordum,
Aralıksız koşuyordum...
Hayattan kaçıyordum,hayatın gerçeklerinden kaçıyordum.Beni ben yapan kişilerin artık hayatımda olmamasından kaçıyordum.
Ben kimdim ki?Beni ben yapan kişiler olmadığı sürece ne değerim vardı?
Ben Derin Işık Erbil,şuan hastane koridorlarından kaçtığım gibi hayatın gerçeklerinden de kaçabilecek miydim?Bu kadar güçlümüydüm?
Hayat beni her zaman olduğu gibi bir kez daha savuruyor du ve ben bir kez daha bir şey yapamıyordum.Ama bu yapmayacağım anlamına gelmiyordu.Anne ve babama bunu yapanları bulup bedelini en ağır şekilde ödeticeğim.

2Gün önce
"Derin kızım senin böyle bir şeyi görmeni asla istemezdim,çok üzgünüm."Evet üzgündü,herkes üzgündü ama üzgün olmaları anne ve babamı geri getirmeyecekti.Onlar artık yoktu ve onlarla beraber bende yok olmuştum...
Babam bir polisti ve hep tehlikeli adamların peşindeydi.Ne olursa olsun birinin peşine düştüğünde asla hak yerini bulmadan işin peşini bırakmazdı.Ve bu sefer işi onu canından etmiş ve beraberin de annemi de yanında götürmüştü.
"Üzgün olman bir şeyi değiştirmiyor fuat amca,ben hazırım gidebiliriz."
Fuat amca babamın komiseriydi ve babamla çok yakınlardı.Kızı Nisa'da benim en yakın arkadaşımdı.Belkide bu hayatta ki en büyük şansımdır.

Hastanenin morguna geldiğimiz de anne ve babamı son kez görecektim.Buna hiç hazır değildim fakat şimdi son kez görmezsem daha sonra pişman olacaktım.
"Derin,hazırmısın kızım?"Başımı onaylar şekilde aşağı yukarı salladım.Fuat amcanın işaretiyle anne ve babamın yüzünü açtılar.
"Anne,baba!"Onları böyle görmeye dayanamıyordum.İkisi yan yana yatıyordu ve bedenleri çok soluk du.Ölüm onlara hiç yakışmamıştı,onlar yaşamayı hak ediyordu.
Her geçen dakika acım daha da katlanılmaz oluyordu."Anne! baba! ne olur gözlerinizi açın,ne olur beni yalnız bırakmayın."Göz yaşlarıma hakim olamıyordum,her yakarışımın ardından daha da gözümden yaşlar akmaya başlıyordu.
"Anne ne olur uyan ben siz siz yapamam ki,ne olur uyanın da evimize gidelim."Uyanmıyorlardı asla da uyanmayacaklardı ama sanki yattıkları yerden kalkacaklarmış gibi geliyordu.
Annemle babama sarılıp ağlıyordum ve ağladıkça daha da çok ağlamaya başlıyordum.Göz yaşlarımın ardı arkası kesilmiyordu.
"Annem,babam hadi açın gözlerinizi siz beni yalnız bırakmazsınız ki.Daha hayallerimiz vardı,hep birlikte mutlu hayallerimiz vardı bizim.O hayaller siz olmadan gerçekleşmez."
Olmuyordu,onlarsız olmuyordu ve olmayacaktı da.Acım her geçen dakika daha da çok artıyordu.Haykırışlarım bulunduğumuz morgtan da öteye gidiyordu.
"Annem aç hadi gözlerini,anneler kızlarını hiç yalnız bırakır mı?Hem sen demez miydin önümüz de çok güzel günlerimiz var diye;Babam sen tek halkın değil benim de kahramanımdın,beni hep korurdun şimdi kim koruyacak?Kim saçımı okşayıp "Canım kızım..."diye sevecek?"
Gözlerim kapanmaya başlıyordu,istemsizce bedenim yere serildi.Daha ben ne olduğunu idrak edemeden Fuat amca ve morg görevlileri beni kendime getirmek için uğraşıyordu.İlk başta uğultu gibi gelen sesler zamanla yok oldu ve gözlerim kapandı.
Gözlerimi açtığım da kendimi hastane odasında buldum.
"Derinn!İyimisin ,kendindesin değil mi?Yine bir sinir krizi geçirmezsin?"
"Nisa noldu bana ,ne krizi?Neyden bahsediyorsun hiç bir şey anlamıyorum."
"Derin'im anne ve babanı görmek için babamla morga gitmişsiniz ve orda bayılmışsın.2 gündür de her uyandığında kriz geçirip durduğun için seni uyutmak zorunda kaldılar.Ama şimdi iyisin değilmi?"
"2gün mü?"Ne yani ben 2 gündür bu hastane odasında mıydım?Ama sanki anne ve babamı o halde göreli çok az zaman geçmişti.Nisa'da çok yorgun gözüküyor,2 gündür başımda beklediğine emindim.
"Derin sen beni burda bekle ben babama uyandığını haber verip geliyorum.Sakın bir yere ayrılma!"
Nisa odadan çıktıktan sonra bende hızlı bir şekilde peşinden çıktım .Başım çok ağrıyordu ve biraz yalnız kalmaya ihtiyacım vardı.Hastaneden çıktıktan sonra koşmaya başladım,her sokağı çok hızlı geçiyordum fakat girdiğim her sokak kaçtığım sokağa daha da yaklaştırıyor du beni...
En sonunda sahile varabilmiş ve boş bir bank bulup oturup düşünmeye başlayabilmiştim.
Ard arda telefonum çalmaya başlayınca telefonumu kapatıp cebime koydum.2 saate yakın sahilde durduktan sonda eve doğru yürümeye başladım.Bir karar almıştım ve ne olursa olsun ailemin ölümünün intikamını alacaktım.
O kadar dalmışım ki yanıma gelen Nisa'yı yeni fark ediyordum.Yanıma ulaşır ulaşmaz sıkıca sardı kollarını bedenime.Sanki hiç bırakmayacakmış gibi,sanki hep yanımda olacakmış gibi...
Ama onunda yanımda olması geçiciydi,aynı annemle babam gibi.
"Derin çok korkuttun beni!Telefonunu da açmıyorsun,bir şey oldu sandım."Birinin benim için böyle endişelenmesi çok hoşuma gitmişti.Birinin size böyle değer vermesi paha biçilemez bir şeydi.Hele ki size değer veren,sizi seven Nisa gibi biri ise...
Nisa,benim Nisa'm kıvırcık siyah saçlı,koyu kahverengi gözlü,yanakları tam sıkılası yanaklar dan ama asla kendini sevmez,beğenmez,sanki kendisi çirkinmiş ve yaşamayı hak etmiyormuş gibi davranır fakat o yaşamayı çok hak ediyor.Bazı insanlar vardır iyi kalpliliğiyle,yardımseverliliğiyle,sevecanlılığıyla,insanlara sıcak yaklaşımıyla,doğru yolu göstermesiyle yaşamayı hak eder.İşte o insanlardan biri de Nisa'ydı.İlkokul 3'de bizim okula gelmesiyle tanışmıştık ve şimdi lise sondada beraber okuyoruz.Bir hafta sonra gireceğimiz sınavın belirlediği üniversitede de beraber okumak için ikimizde çok çalışmıştık ama ben bu haldeyken sınavdan ne kadar iyi sonuç çıkartabilirim hiç bilmiyorum.
"İyiyim,sadece biraz kafa dinlemek istemiştim.Hadi gidelim."
"Dertlerine ortak olacağımı biliyorsun değil mi Derin?"evet biliyordum,Nisa ne olursa olsun hep yanımda olurdu ama bazı şeyleri ben bile kabullenemiyorken onunla dertleşmek çok zordu.
"Biliyorum Nisa'm ama şimdi cidden daha iyiyim."
"Tamam o zaman sen iyiysen gerisi önemli değil.Daha fazla geç olmadan gidelim hadi."
Nisa'yla evlerimizin önünde ayrıldık.Evlerimiz de aynı sitede karşılıklı apartmanlardı.Ne kadar bu eve girmek istemesemde gidecek başka bir yerim yoktu.
"Derin kızım neredeydin?Çok merak ettik seni,telefonunda kapalı başına bir şey geldi sandık."anlaşılan herkesi telâşlandırmışım oysaki sadece kafa dinlemek istemiştim.
"İyiyim babaanne sadece sahile gidip kafa dinlemek istedim."
"Derin'im yaşadığın hiç birşey kolay değil farkındayım ama bunlarda geçecek inan bana güzel torunum.İnsanları acıları güçlendirirmiş,sende başın dimdik güçlü bir şekilde ayağa kalkacaksın biz hep senin yanındayız."
"Sağol babaanne,iyiki varsınız.Sizde olmasanız kimsem kalmayacaktı."
"Derin'im ne demek o?Biz hep senin arkandayız,sen şimdi dışarda acıkmışsındır geç hadi masaya."
"Babaanne cidden yemek yemek istemiyorum,odama gidip biraz ders çalışacağım eğer acıkırsam yerim."acaba acıkacakmıydım veya acıkırsam da yemek yiyebilecek miydim ?Keşke herşey beklendiğinden daha kolay olabilseydi ama hiç bir şey kolay değildi bu hayat da.Sahi herşey kolay olsaydı hayatı yaşamanın bir anlamı kalır mıydı?
"Tamam kızım sen bilirsin."
Kendimi odaya atar atmaz yatağıma koştum,bir süre sonra da uykunun kollarına kendimi bıraktım.Belki uyursam yaşadıklarımın ağırlığı hafiflerdi.

İntikam AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin