herkese selam, ben geldim! yıldıza basmayı ve bolca yorum yapmayı lütfen unutmayın. 💘
iyi okumalar perisi ennn güzel perilerime 🧚♀️
genç kız, defteriyle kalem kutusunu kütüphanenin çalışma masasının üzerine özenle yerleştirmiş, kızıl oğlanın gelmesini bekliyordu. artık onunla tartışmak istemiyordu. tek isteği, arkadaşlarının söylediği gibi bu anın tadını çıkarmaktı.
kütüphanenin kapısı camdandı, yani baktığı an dışarıyı görebiliyordu. başını defterinin düzeninden kaldırıp kapıdan tarafa çevirdiğinde kızılı gördü. buna sevinmesi gerekiyordu. belki de tam şu an göz göze gelmeleri...
ama o, bir tanem diyerek yanına gittiği yasmin'e gülümseyerek sarılıyordu.
kalbinin acıdığını hissetti. yüzüne baktı dikkatlice. gülümserken gözlerinin kenarı kırışıyordu. yüzü, daha önce görmediği bir ışıltıyla parlıyordu. onun neden nefretini kazanmıştı? gülümsemesi varken böyle bir şeye neden sebep olmuştu ki?
telefonundan saate baktı, beş dakika... tamı tamına beş dakika geçmişti ve kızıl oğlanın geç gelmesinin nedeni yasmin'di.
kalbi neden bu kadar acıyordu ki? bu duruma neden takılmıştı bu kadar?
gözlerinin dolmasına izin vermemeye çalışsa da pek başarılı olamıyordu. kızıl, sarılmayı sonlandırıp geri çekildiğinde kıvırcık saçlı kızla göz göze geldi.
bu sırada başını önüne eğdi, aybike. aferin, diyerek geçirdi içinden. hem duygularını kontrol edeme, hem de onu izlerken yakalan! aferin!
kızıl, genç kızın dolu gözlerini uzaktan fark edebilmişti. kaşlarını çattı, bir sorun mu olmuştu? çocukluk arkadaşı yasmin'in kolunu dostane biçimde sıkarak, "kısacası o tolga lavuğundan uzak dur bence," dedi. "şerefsizin teki çünkü."
yasmin, aralarında sadece bir yaş olmasına rağmen çoğu zaman bir abi gibi hissettiren arkadaşına teşekkür ederek yanından ayrıldı.
kütüphaneden içeri girdi, kızıl. genç kızın yanındaki sandalyeyi çekerek yanına oturduğunda, "sen iyi misin?" diyerek sordu. başı hâlâ önüne eğik olduğundan göz teması sağlayamamıştı. "bir problem mi var?"
oğlanın samimi ilgisi hoşuna gitmişti. gerçeği söylese açıklayamayabilirdi durumu. her şey kendi hatasıydı çünkü. onunla arkadaş yerine düşman olmayı kendisi seçmişti, bunun için ağlayamazdı.
"bilmiyorum..." dedi titreyen sesiyle. daha çok meraklandı, oğlan. ne olmuştu böyle ona? titreyen sesi içine işledi. böyle görmek istemiyordu. gerekirse öfkesine öfkeyle karşı vermeli ama ağlamamalıydı.
çekinerek elini omzuna yasladı. çok hafif bir dokunuştu bu.
ve genç kızı ağlatmaya yetmişti.
anlam veremedi, berk. yanlış bir şey mi yapmıştı? neden ağlıyordu?
"özür dile-" oğlanın sözünü kesen şey, genç kızın sıkıca sarılışı olmuştu.
başta anlam veremedi. bunun bir gerçek mi yoksa rüya mı olduğunu anlayamadı. gözlerini kapattı, kendisine gelerek kollarını narin bedene doladı. dokunabiliyordu işte... saçının kokusunu duyabiliyor, gözyaşlarını hissedebiliyordu.
o halde rüya değildi, dimi?
"anlatmak ister misin?" diyerek fısıldadı. biraz daha ağladı, kız. hemen sonrasında iç çekerek, "özür dilerim," dedi. tüm samimiyetiyle söylemişti bunu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
senin hakkında / ayber
Fanfictionaybike, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşım yüzünden sınıfın sessiz çocuğu berk'in öfkesini kazanır.