Yürüyen Uykucu

70 8 4
                                    

'Uyuyan güzel değilsin,yürüyen uykucusun.Haydi gel bakalım.'

Elini omzuma atıp sürüklemeye başladı.Kafeye gidiyorduk.Gelince beni bir masaya oturttu.Kendisi de büyük ihtimalle kahve almaya gitmişti.Tahminimde yanılmamıştım.Tepside iki büyük boy kahveyle geldi.

'Dün gece için özür olarak kabul et.'

' Niye özür diliyorsun ki?'

'O gece benden ödev hazırlamamı istedin.Seve seve yapardım ama uyuyakaldım.Sabah uyandığımda çok geç olmuştu.'

' Yok,hayır.Aslında ben özür dilerim.O saatte sunum hazırlamanı istemek delilikti.'

Kahvesinden bir yudum aldıktan sonra gülmeye başladı.Onu görünce ben de güldüm.Derste son derece ciddi olan bu çocuğu gülerken görmek çok farklıydı.

Eve girmemle kendimi koltuğa atmam bir oldu.Zaten orada uyuyakalmışım.Saat 7 gibi tekrar uyandım.Her yerim tutulmuştu.Başımı sağ sola yatırıp iyice gerindim.Makyajımı sildim ve duş aldım.Biraz televizyon izledikten sonra odama geçtim.Hazırladığım notlara bir göz attım.Tam kalkıp yatmaya hazırlanıyordum ki,geçen gün kütüphaneden aldığım kitap gözüme çarptı.Kitabı alıp yatağıma uzandım ve kaldığım yerden okumaya devam ettim.Yaklaşık bir saat okumuştum.Gözlerim ağrımaya başladı.Gözlerimi ovuşturdum.Ayracı kaldığım yere koyup kitabı kapattım.Ön ve arka yüzüne tekrar baktıktan sonra yatağımın yanındaki çekmecenin üzerine koydum.Işığı kapatıp yatağın içine girdim ve gözlerimi kapattım.

Tam uykuya dalmak üzereyken bir uğultu duydum.Hemen gözlerimi açtım ve etrafa baktım.İçimi bir korku kaplamıştı.Telefonumu elime aldım.Yatağımın üzerinde hafifçe doğrulup tekrar uğultuyu duymayı bekledim.Korkudan kalkıp bakamıyordum da.

Telefonumu cebime koyup yatağıma tekrar uzandım ve gözlerimi kapadım.Birkaç saniye sonra renkli bir ışığın gözlerime yansıdığını hissettim.Gözlerimi açtığımda karşımda bir ışık kümesi vardı.Çığlık atmamak için kendimi zor tutmuştum.Bir süre ışığa öylece baktım.Bu neydi böyle? Ölmüş müydüm acaba? Ama,hayır.Kendimi çimdikledim,acıyordu.Hala hayattaydım.Cesaret edip ayağa kalktım ve ışığa doğru yürüdüm.Hem korkuyordum hem de merak ediyordum.


Biraz daha yaklaştım.Elimi ışık kümesine doğru uzattım.Biraz daha ve biraz daha...Işık kümesi beni içine çekiyordu.Bir adım daha attıktan sonra dengemi kaybetmiştim.Sonrasını hatırlamıyorum.Herşey karanlığa gömülmüştü.



Karanlık...Sonra yavaş yavaş dağıldı ve renkleri görmeye başladım. Annemin bana bakıp gülümsemesini görüyordum.Babamın gazete okumasını...Annem sandalyeyi çekmiş, kahvaltıya oturmam için beni çağırıyordu.Onu duymuyordum ama el hareketlerinden gelmemi istediğini anlamıştım.Yavaş yavaş ona yaklaşıyordum ama annemin gülümsemesi bir anda silindi ve geri geri gitmeye başladı.O uzaklaştıkça beni gözlerim doluyordu.Sonunda ağlamaya başladım.Herşey yine karanlık olmuştu.


Yüzümde bir ıslaklık hissettim.O anda yine hayatta olduğumu anladım.Gözlerimi açtım ama bulanık görüyordum.Birkaç kez kırpıştırdıktan sonra görüntü netleşti ve karşımdakini görmemle ağzımı kapatmam bir olmuştu.Bir at yüzümü yalıyordu.Çığlık atmak üzereydim.Hemen doğruldum ve koşmaya başladım.Bir yandan arkama bakıyor,bir yandan da ağlıyordum.Birden durdum.Gözyaşlarım yüzünden çarpan rüzgar keskin bir bıçak gibi yüzümü acıtıyordu.Zemin toprak olduğu için ayaklarıma taşlar batıyordu.Sanırım bir dakika boyunca öyle kaldım.Sonra geriye dönüp baktım.Sadece parlayan dolunayın ışığını,yüzümü yalayan atı ve yanındaki çadıra benzer şeyi görüyordum.Benim ne işim vardı burada?Hava da buz gibiydi,ne yapacaktım ben?

Aynı Gökyüzü,Farklı Yerler,Sen ve BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin