İZİN.

6K 272 240
                                    

Selammm, nabersiniz? Umarım iyisinizdirr. Sizlere her bir bölümü büyük mutlulukla ve istekle yazıyorum çünkü emeğimin karşılığını aldığımı düşünüyorum. Okunma oranları, oylar, yorumlar beni cidden çok mutlu ediyor. Kitabı günü gününe takip eden ve seven onlarca kişi var, hepinize çok teşekkür ederim sevgili okurlarım.♡ Yorumlarda sizlerle konuşmak ve fikirlerinizi, yorumlarınızı okumak hoşuma gittiğinden yorum yapmayı unutmayınızz, uzatmadan geçelim iyi okumalar diliyorumm.☆

--

Eve doğru yola çıkmıştık. Tek isteğim buradan bir an önce uzaklaşmak ve Pusatın şefkatiydi. Bedenimi iyice sarmalayıp belimi narince okşayan bedenin saçlarıma kondurduğu öpücükler iyi gelirken bedenlerimiz tekrar birbirine kenetlenmişti. Huzurla gözlerimi kapattığımda, yatıştırıcı ve iyi gelen ses tonunun kulağıma fısıldaması herşeyi unutturabilecek türdendi.

"Endişe etmene gerek yok küçüğüm, geçti. Hiçbir şey düşünme ve uyu anlaştık mı? evimize gidiyoruz."

Kısa bir mırıltı eşliğinde başımla onayladığımda, göğsünde yatmaya devam ediyordum. Yavaşça kapanan gözlerimi engelleyemezken dakikalar içerisinde kendimi uykunun kollarına bırakmıştım.

Bir saat kadar sonra şehirden biraz uzakta ki villaya vardığımızda arabanın durması ile kıpırdanarak yavaşca gözlerimi araladım. Gözlerimi ovuşturduğumda, gülümseyerek yanağımı okşayan bedene baktım.

"Neden uyandın bebeğim, yatağına götürecektim."

Uykudan yeni uyandığım için hafif kısık ve mırıldanır tonda çıkan sesim ile konuştum. Ben konuşurken Pusat bedenimi daha sıkı kavrayıp kucaklayarak arabadan inmişti.

"Çok uyudum, hep de mayışıp uyuya kalıyorum zaten of ya."

Dediklerim ile sessizce gülerken boynuma bir öpücük kondurmuştu.

"Küçük oğlum benim, böyle uykuluyken daha da şirinsin. Çok mu seviyorsun bakayım uykuyu?"

İlgiyle sorduğu soruya karşılık heyecanla gülümserken babasına okulda ki ilk gününün nasıl geçtiğini heyecanla anlatan Küçük bir çocuk misali, herşeyi unutarak konuştum.

"Hmhm, uyumak çok güzel.. sen sevmiyor musun ki?"

Kapıyı açan hizmetlinin saygıyla selâm vermesi ile eve girmiştik, merdivenlere yönelirken sorumu cevapladı.

"Genelde fazla uyumam yavrum, düzenli saatlerim var."

Merdivenlerin önündeyken boğazımı temizleyip yavaşca kucağından indim ve üzerimi düzelttim.

"Şey, ben üzerimi değiştireceğim."

"Tamam ama yardım etmemi ister misin güzelim, başın falan dönüyor mu? Risk almayalım."

"Yok yok dönmüyor, merak etme iyiyim."

Gülümseyerek yanağımı okşaması ile tebessüm ettiğimi belli etmemeye çalıştım. Gamzeleri çok belirgin değildi ama gülümseyince hafif de olsa görünüyordu ve çok hoş duruyordu..
Sesi ile düşüncelerimden sıyrılırken dediklerini dinledim.

"Akşam yemeğinden sonra şirketten bir ortağım gelecek, işler hakkında konuşacağız biraz. Yemekten sonra misafirimiz gidene kadar kesinlikle odandan çıkmıyorsun oğlum. Anlaştığımızı umuyorum."

Kimdi acaba bu misafir? Pusat çok sabırlı bir adam değildi ve eminim gelecek kişi çok kalmazdı. Başımla onaylarken konuştum.

"Hmhm, anlaştık."

Arkamı döndüm ve merdivenleri çıkarak, ilerleyip odama girdim. Akşam yemeği saati yaklaşıyordu, geçen saatlerin ardından hava kararmıştı bile. Dolabımı açtım ve seçtiğim kısa şort ile, şortun yarısını kapatacak uzunlukta bol bir tişört seçip giyindim.

TAKINTI. (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin