Selamlarrr.. 11. Bölüm ile beraberiz, okullar açıldı ve ben çok gerginim. Yine de sizleri bölümsüz bırakmak istemedim, her vaktimde bölüm yazacağım sizler için böyle böyle ilerleyip bitecektir seri. Yeni serilerle de sizlerle olacağım umarımm. Şimdi bu bölüme de biraz kaos ekledim diyeceğim ve bana söveceksiniz.. ne yapayım ya ben yazmıyorum ellerim yazıyor! Söz sonra ki bölüm soft ve sakin olsun. Bu arada ben kombinleri en son alta koyuyorum, isteyen en alta hızlıca inip bakar kafasında öyle canlandırır istemeyen de kombinleri kendi kafasında kurar diye yazıyla tarif etmiyorum. İyi okumalarr, öpüldünüz.☆
--
Yavaşça arkama yaslandım, gerçekleri öğrendiğim için rahatlasam da hâlâ sinirliydim ona. Ayrıca kavgamızı da unutmamıştım. Daha fazla birşey düşünmek istemeyerek herşeyi siktir edip yorgunlukla gözlerimi kapatarak fazla geçmeden kendimi uykunun kollarına teslim etmiştim.
Gözlerimi araladığımda Pusat'ın yatağındaydım. Uyku sersemliğiyle etrafa bakındım ancak Pusat yoktu, şirkete gitmişti büyük ihtimalle. Dün gece arabada uyuyakaldıktan sonra uyandırmamıştı demek ki.. yavaşca doğrularak sırtımı yatak başlığına yasladım.
Altımda ona ait bir eşofman, üzerimde ise aynı şekilde onun olduğundan bana bol gelen, rahat ve uzun bir tişört vardı. Dakikalar sonra anca kendime gelebilmemle yataktan kalkarak kapıyı açtım.
Uykulu hâllerimle rast gele aşağı inerken gözlerimi ovuşturuyordum. Merdivenleri indiğimde mutfağa girdiğim an gördüğüm beden duraksamama sebep olmuştu. O anlık şaşkınlıkla bir küfür mırıldandım.
Pusat, arkası dönük bir şekilde altında ki siyah eşofmanıyla ocağın başında odaklanmış hâlde birşeyler hazırlıyordu. Ve üzerinde tişört yoktu..
Gördüğüm manzara karşısında bilerek sesli bir şekilde boğazımı temizledim, o sırada bana dönen bedeni süzdüm.Tamam, çıplak olan üst bedenine bakmadım.
"Yavrum, niye kitlendin öyle? kahvaltı hazır hadi otursana."
Dedikleriyle birkaç saniye sonra hâlâ uyku sersemi hâlimle masaya geçtim. Herşeyi baştan sona kendisi hazırlamıştı.. şaşkın yüz ifademle bir ona bir de masaya bakarken yüzümü birden ellerinin arasına alması ile duraksadım.
Yanaklarımı hafif sıkarak okşayıp dudaklarımızı birbirine bastırmıştı.
"Sonunda uyandın, birkaç saattir uyanmanı bekliyordum. Özledim."
Bu hâlleri hoşuma giderken sırıtmamı engelleyemiyordum. Gözlerimi hafif kısarak oyunbaz bir tavırla göz temasımızı kesmeden mırıldandım.
"Hmm, öyle mi Pusat bey? Ne zamandan beri bu kadar hamaratsınız siz ilk defa görüyorum."
Dudaklarından dökülen kalın tonda ki kıkırtıyla bakışlarım istemsizce gülüşüne kayarken onun da benim dudaklarıma baktığını fark etmem pek sürmemişti. Sabah sabah ikimizin de libidosuyla oynuyordu azgın herif.
Tam baş parmağıyla alt dudağımı okşamaya başladığı anda yüzlerimizin arasında ki mesafe kapanırken burnuma gelen kokuyla duraksadım.
Pusat da dibimizde ki kokuyu almış olacak ki kaşlarını çatıp hızla ayaklanarak tezgâha vardı.
"Siktir, yumurta yanıyordu! senin yüzünden bak. Sen geldin uçtu aklım."
Ocağın altını kapatmasıyla yaklaşarak elinde ki tavayı yavaşca masaya bıraktı. O sırada bu görüntüye dayanamayarak ufak bir kahkaha attım.
"Hmhm, sabah sabah arsızlaşırken aklım uçtu demiyorsun da."
Kaşları çatık hâlde yapmacık bir sinirle karşıma geçerek oturdu. Ben ise onun bu sert görünümüne rağmen sevimli gözüken tepkisine gülümsüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKINTI. (bxb)
FanfictionÜniversite öğrencisi Oğuz Karacalı, bir gün beklenmedik bir haberle sarsılır. Onu bekleyen bir gerçek vardır ve bu gerçek yıllardır onu seyredip, doğru anı bekleyen Pusat Demirhandır. "Oğuz Karacalı." "Pusat Demirhan." BxB. Uke-Seme.