TUTKU.

10.5K 375 135
                                    

Selamm 4. Bölüm ile beraberiz. Oy ve yorum atan herkese teşekkür ediyorum, hayalet okuyucular ve sevgili okurlarım bu bölümden de oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim.☆ Önce ki bölümde ki odayı merak etmişsinsiz ama zamanı var Oğuz biraz daha alışsın öyle ilerleyecek sabredin. Lsblqvsqjgwqhcxq Bu arada kombinleri her bölüm sonu alta bırakıyorum. Uzatmadan bölüme geçelim iyi okumalar diliyorumm.♡

--

Pusat'ın odadan çıkmasından bir kaç dakika sonra, yorgunluğumdan dolayı kapalı gözlerim ile kendimi uykunun kollarına teslim etmiştim.

Saatler sonra doğan güneşle gözlerimi araladığımda yavaşca doğruldum. Yeni uyandığımda, ayılana kadar resmen üç yaşında bebek gibi oluyordum ve bu huyumu hiç sevmiyordum.

Hafif dağılmış şaclarımla, gözlerimi yumruk şeklinde ki ellerimle ovuşturarak, etrafa boş boş bakıp ayılmayı beklerken odanın kapısı açılmıştı. Her zaman ki gibi daha bu saatte şık takımını giyinmiş Pusat gülümseyerek bana bakıyordu.

"Saat on oldu yavrum, uykucu bebeğim sonunda uyandı."

Birkaç adımla yaklaştığında düşüncelere dalarak bedenini süzmeden duramıyordum. Siyah, dar takımından belli olan kol ve omuz kasları.. gömleğinin yakasından birkaç düğmeyi açık bıraktığı için gözüken etkileyici teni, dalgınlıkla her bir detayında göz gezdirirken belimden nazikçe tutarak bedenimi aniden kucakladığında irkilmiştim.

"Ne oldu çok mu beğendin babacığını? Gözlerini üzerimden çekemiyorsun küçüğüm."

Sırıtarak yanağımdan öpüp saçlarımı okşadığında, kaşlarımı hafif çattım ve kucağında kıpırdanarak inmeye çalıştım.

"Ne bakacağım sana ya! gözüm dalmış gıcık."

Dediğimde belimi inmemem için daha sıkı sararak bir elini belime sarıp diğer kolunu ise düşmemem için kalça altıma yerleştirmişti. Çenemi hafifçe kavrayıp dudaklarıma yaklaştığında kıpırdanmayı keserek yutkundum.

"Oğuz, kucağımdan inmeye çalışmanı sevmediğimi biliyorsun. Sinirli
yanımı görüp erkenden ceza almak istemiyorsan uslu dur bebeğim. Anlaştık mı?"

Mırıldanarak başımla onayladım, şimdi damarına basıp vahşileştirmesem iyi olacaktı, gıcık mafya bozuntusu. Yüzüne yerleşen hafif sırıtışla boynumdan narince öperek bedenimi yavaşca yatağa bıraktı. Bir elini cebine koyup diğer eliyle sinirimi bozacak şekilde sanki kedi sever gibi saçlarımı okşamaya başlamıştı.

"Aferin güzel oğluma, şimdi zaman kaybetmeden giyin ve aşağı gel kahvaltı edeceğiz."

Saçlarımı son kez okşayıp, ilerleyerek odadan çıktığında göz devirerek ayağa kalktım.

Gıcık herif ya, her seferinde ona böyle uysal veya dalmış anlarımda yakalanmak sinirlerimi bozuyordu. Her ne kadar sinir olsamda Pusat cidden düşüncelere dalmamı sağlayacak kadar yakışıklı.. ama herşey dış görünüş değildi, beni görünüşüyle etkilese bile önce kalbimi kazanması gerekiyordu.

Önce odada ki tuvalete girip yüzümü yıkayarak rutin bakımımı tamamladım. Ardından zaman kaybetmeden odaya girip dolabın önüne geldim, dolabı açarak beğendiğim siyah, dar pantolon ile üzerime de biraz bol ve beyaz bir tişört giyip, tişörtü pantolonun içine sıkıştırdım. Son olarak siyah bir deri ceket giyinerek saçlarımı hafif dağınık bıraktım. Hazır olduğumu hissedince odadan çıkıp ilerleyerek aşağı indim.

Masa da beni bekleyen bedeni görünce yanında ki sandalyelerden birine geçip oturdum. Beni süzerek dilini alt dudağında gezdirdiğini görünce yutkundum. Herkesin korktuğu ve çalışanlarının bile gerekmedikçe konuşmaktan çekindiği Pusat Demirhan'ı etkiliyor olmak hoşuma gitmişti.

TAKINTI. (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin