Karanlıktaki ışık

6-Düşünce

      
                >>>>>>>>>>  🌙  <<<<<<<<<<

Gözlerimi yavaşça açınca
elini anlıma koymuş ateşime
bakan Sevil' ı gördüm.

- Günaydın kuşum.
Nasıl hissediyorsun?

- Midem bulanıyor.

- Şu ilacı içersen geçer.

Verdiği ilacı suyla içtim.
Odamda idik.

- Diğerleri nerede?

- Salonda Can abiyi
sakinleştirmeye çalışıyorlar.

- Ne kadardır baygınım.

Saatine baktı

- İki saat olmuş.

-Abim ne zaman geldi?

- Yanılmıyorsam...
Bir saat otuz dakika önce.

- Ben bayıldıktan sonra ne oldu?

- Neler olmadı ki!

- Hadi canım şaka.

- Yok ne şakası.
Mesela abin Ayaz'ların kapısına
dayandı.
Ertuğrul bunu guruptan çıkardı.
Bartu instagram hesabına
onun hakkında bir sürü
şey yazdı.
Merih ise nedense çok sakin.
Anlayamadım orasını.
Herhalde Ayaz' ı dövünce sinirini
attı.

- Ben en son onu yumrukladığını
hatırlıyorum.

- Sen bayıldıktan sonra bir dövmüş
bir dövmüş!

- Ayırmadınız mı?

- Yani...

- Sevil!

- Off tamam ayırma zahmetine
girmedik. Sonra acıyınca Bartu ayırdı
zaten.

- Acıyınca derken?

- Kaşının ve dudağının patlamasını
saymazsak gözü kalıyor herhalde...

- Ah Sevil.

- Hala onu mu
düşünüyorsun. Hadi ama bu aptallık!

- Tabi ki hayır.
Neden düşüneyim ki.

- Bilmem orasını artık.

- Sevil istersen saçmalama.

- Şaka ya. Neyse gel aşağıya inelim.

Yavaşça ayağa kalkıp
merdivenlere yöneldik.
Salona girdiğimizde abim
hemen yanıma geldi
ve hiç beklenmedik
bir şey yaptı.
Bana sarıldı.
Kollarını sıkıca bana dolamıştı.
Sonra omzumun üstünde
bir ıslaklık
fark ettim.
Bu ıslaklık abimin yaşlarıydı.

- Abi böyle yapma.
Yani kötü bir şey yok.

Sarılmayı bıraktı ve
arkasına dönüp
hiçbir şey demeden
odasına çıktı.

- Ne oldu şimdi?

Merih yanına oturmam için
işaret yaptı.
Oturdum.

- Sana olanları duyunca...
Sevil anlatmıştır zaten.
Yani bir anda eli ayağına dolandı.
Sanki sana bir şey olursa
herşeyin suçlusu onun olacağını
söyledi.
Seni koruyamadığını,
iyi bir abi olmadığını düşünüyor.

- Abimi bu zamana kadar
hep güçlü gördüm.
İlk defa bu kadar çaresiz
olduğuna şahit oldum.

Sessizlik oldu ta ki Bartu
bu sessizliği
bozana kadar.

- Oldu bu iş!

- Ne oldu Bartu?

- Instagram'a Ayaz hakkında bir
sürü kötü şey
yazmıştım...

- E yani?

- Al Kiraz en iyisi sen sesli oku.

Elindeki telefonu alıp yüzlerce yoruma
baktım. Çoğu bizim okuldakilerdi.

- Vay be şuna bakın ne ara böyle olmuş.

- Okulun sessizi sandık meğerse
RACONUYMUŞ.

- Bir erkekten böyle bir şey beklemezdim.

- Kimler bunu takipten çıktı?
264 cevap

- Adam sandık fos çıktık
vıddırıvızzık adamlar.

- Bu yeni gelen öğrenci ne ayak?

- Harbi okulun sahibinin oğlu
diye iyi şımardı.

- Yok öyle bizim arkadaşa
yanlış!!

- Durun hele o okula gelsin
görür.

- Merih kardeşim iyi dövmüşsün.
Başarılarının devamını diliyoruz.

-Aynen kanka.

Bıkkın bir nefes verip başımı iki
yana salladım.

-Bartu bu yaptığın şey çok yanlış.

- Bak hala onu düşünüyorsun.

- Hayır tabi ki!

Sevil yanıma gelip
ellerimi tuttu.

- Kiraz biz her şeyin farkındayız
bize yalan söylemek
zorunda değilsin.

- Ne demek bu?

- Bu şu demek sen bu çocuğu
umursuyorsun.

- Hayır umursadığım falan yok.

- İyi sen bilirsin.

Merih hızla ayağa kalkıp bahçeye
çıktı.
Ve bize seslendi,

- Hadi gelin yüzelim bugün hava
çok güzel hasta olmayız.
Dedi.

Bana göz kırptı ve t-shirtünü
çıkarıp havuza atladı.
Ertuğrul'da aynısını yapınca
Bartu düşünmeden havuza
koşarak atladı.
Sevil ile birbirimize baktık ve kıkırdadık.

- Eee ne duruyoruz.

Sevil elimden tuttu ve beni kaldırdı.

- Üç deyince.

Beklemeden hemen

- Üç!!!

Dedim ve koşarak havuza atladım.
Gözlerimi havuzun içinde açınca
bir çift göz ile karşılaştım.
Siyah gözler bana bakıyordu.
Gülümsedi ve beni kolumdan tutarak yüzeye çıkardı.
Derin bir nefes aldım.
Merih tekrardan gülümsedi ve
havuza daldı.
Tabi ki bir pislik yapacağını düşünmem gerekirdi.
Ayağımı bir şey tutunca çığlık attım.

Bazı bölümlerde yazım hataları yapmışım. Düzelttim ve kitabımı baştan okumaya başladığımda son bölümlerdeki kadar pek iyi yazamadığımı gördüm. İlk kitabım başı biraz karışık gibi o yüzden okuyup şans vermenizi isterim
🌼🌙🤍